BEN bu Beşiktaş’ı iki sezondur anlamış değilim. Bir anlayan varsa parmak kaldırsın... Ben dinleyeyim, aynen de kabul edeceğim. Bir takım hafta hafta oynadığı maçları bu kadar inişli çıkışlı nasıl oynar, çözmüş değilim. Sıkıntım bundan yana. Beşiktaş’ı yazmak çok zor. Anlatmak daha da zor. Şu son iki sezondur çektiğim sıkıntı bu.
Gelelim dün akşama... Skorun kısır kaldığına bakılmasın... Bunu, seyretmeyenler için söylüyorum. En az 6-7 fark olurdu. Beşiktaş, girdiği bütün gol pozisyonların çoğunu sokağa attı. İki Gökhan var, küçüğüne sonradan geldi diye Küçük diyorum... Üç tane gol pozisyonu var ki, kaçır desen kaçırılmaz. Hele bir tanesi... Maç Manisa’da oynanıyor, Küçük Gökhan’ın vurduğu top İzmir’e gitti. Büyük Gökhan geçen hafta sallandı, bu hafta iyiler listesinin liste başı olmasa da ikincisi veya üçüncüsü olur.
Her maç ayrı oynanır
Bu takım çarşamba akşamı kupa finali oynayacak. Benim hep bir iddiam vardır; her maç ayrı ayrı oynanır. Oynadığın bir önceki maç, sonra oynayacağının provası olmaz, kadrosu da olmaz. Oyun anlayışı da değişik olur, kullandığın oyuncu da... Tigana’ya geçen haftaki Sivas kaybında bir sitemim olmuştu, onun arkasında duruyorum... Bu takımda sakat veya cezalı değilse Koray’dan başkası oynamaz. Dün akşamki oyunun da bana göre liste başı adamı Koray.
Cordoba için de hep, "Oyunu ciddiye alıyorsa, ondan daha iyi kaleci bu ülkede yok" diyorum. Bu dediğimin de arkasında duruyorum... Dün akşam sıfır hatayla top oynadı. Çabuk hücumların da yaratıcısı oldu. Her yaptığı degaj öbür kalede gol pozisyonu yarattı.
Maçın hakemi benim için bu ülkedeki vasat altı hakemlerden biri. Orta hakem olmaz da, dördüncü hakem olur. Dün akşam için hemen şunu da ilave edeyim; iyi maç yönetti. Ama kolay maçtı. Bilmem anlatabildim mi...