Paylaş
Patmos çok sevdiğim bir ada. Bizim sahile yakın, Kos’tan feribotla ulaşması kolay. Adayı sevmemin ve tekrar tekrar gelmemin birçok nedeni var.
Her şey gibi bu sorunun cevabı da insanlarda düğümleniyor: Misafirperverlik en önemlisi. Bu adaya dört kez gittim, suratsız tek bir insanla karşılaşmadım. Sizi tanıdıkça giderek daha da iyi davranıyor, küçük ama anlamlı jestlerle sizi dost olarak gördüklerini
ispatlıyorlar.
Adada feribotların yanaştığı Skala, küçük ama çok sevimli. Ne fazla hareketli ne de aşırı durgun... Biz hep burada küçük ve sevimli bir otelde kalıyoruz. Adanın taksi durağı da burada. Araba kiralamıyor, taksi kullanıyoruz. Kısa mesafe diye almazlık etmiyorlar
ve taksiciler çok dürüst.
Patmos’ta deniz de çok cazip. Çarşaf gibi, dibi görünüyor. Özellikle Kampos plajında iyi lokantalar var. Ben bu sene açılan Atmos’u sevdim. Buradan denize girip sabah kahvelerimizi de burada içtik. Fredo espresso olsun, cappuccino olsun, güzel. Servis güler yüzlü. Ben hem deniz ürünlü hem de bonfile carpaccio’yu ve yumurtalı yemeklerini sevdim. Yaz için ideal olan iki kişilik meyve tabağı da -kayısı hariç- iyiydi. Bu arada eşim yemek sonrası tavla partilerimizin başında ‘Yunan kahvesi’ ısmarlarken “Aslında bu Türk kahvesi” diye düzelttiler! Meraklısı için söyleyeyim; ben daha iyi tavla oynamama rağmen genelde kötü zar geldiğinden dolayı kaybediyorum. Yani insan elinde kırık pul varsa ve karşı tarafın sadece altı ve dört kapıları kapalıysa üst üste altı altı, dört dört ve altı dört atmaz yahu!
EN İYİSİ DENİZKESTANELİ SPAGETTİ
Tavlada ben kazanınca ustalık, kaybedince şanssızlık oluyor. Birçok lokantacı da yemeği beğenirseniz böbürlenir ama aksi takdirde suçu ‘iyi yemekten anlamayan’ müşteride bulur. Açıkçası Patmos’ta böyle ‘afralı tafralı’ lokanta yok. Ama sosyetik denebilecek bir lokanta var: Benetos. Diğerlerinden pahalı ve biraz füzyon mutfağı. Bence en iyi yemekleri denizkestaneli spagetti. Basit gözüken kiraz domatesli pilav da çok iyi. Domates, bahçelerinden. Ben levrek ceviche’lerini de beğendim. Tempura ıstakozlarıysa kötüydü. Bulamacı çok kalındı ve ıstakozu kurutmuşlardı. Buna karşılık yediğimiz tatlılar ve servisten çok memnun kaldık.
Adanın bize göre, açık ara farkla en iyi lokantası Tsipouradiko. Deniz ürünleri taze ve çok iyi pişiriyorlar. Favalı karamelize ahtapot bana göre bir başyapıt. Lokantanın sahibi Pandelis’in annesinin incecik asma yaprağından hazırladığı zeytinyağlı dolmalar özel. İçinde kendi mürekkebiyle pişen minik kalamar ızgarayı başka hiçbir adada görmedim. Taze barbun nefis ve yağ çekmeden kızartılmış. İskorpit ve orfozla hazırlanan balık çorbası bulduğunuz an denenmeli. Istakozlu makarnanın bu kadar başarılısı İtalya’da zor bulunur. Karavida ızgara da süper. Mangal ustalığı İspanya düzeyinde. Buna bir de lokantanın konumunu ekleyin. Denize sıfır. Fiyatlar da makul olunca Tsipouradiko’nun aşırı kalabalık olması normal. Geç giderseniz servis aksayabiliyor. Temmuz ya da ağustosta giderseniz rezervasyon yapıp 20.00’den önce gidin derim.
Adada yeni açılan Ela da ilginç. Kampos’un tepelerinde, Hristos’ta bir çiftlik burası. Sahibi Kanadalı. Organik tarım yapıyor ve natürel şarap meraklısı. Yunanistan’da ne kadar biyodinamik şarap varsa toplamış. Anton adlı Arnavut bir mangal ustası da bulmuş. Gittiğimde Anton kuyrukyağlı ve yüzde yüz kuzudan nefis bir kebap hazırlamıştı. Izgara sebze ve domatesler de üst düzeydi. İki kez gittim. Bunlar dışında iki düzgün balık lokantası daha tavsiye edeyim: Trehntiri ve Lambi. İlkinin sahibi balıkçı ve fiyatlar çok iyi. Lambi, ulaşımı zor olsa bile gitmeye değer bir taverna. Önünden denize girilebilir ama sahilde iri taşlar olduğu için zor.
Giderseniz, Chora’da Jimmy’s Balcony’ye de manzara için uğrayıp bir kahve içmenizi tavsiye ederim. Yemek yemedim çünkü orta düzey olduğunu işittim.
Paylaş