Paylaş
Şehir merkezindeki teleferiğe binip tepeye çıkmadan dönmeyin Ordu’dan. Tepede doğayla uyumlu, güzel bir tesis var: Akamoy. Ben kalmadım ama bir odasını gördüm. Çok hoş. Mutfağa da önem veriyorlar.
İki yemek özellikle belleğimde iz bıraktı. Bir tanesi Gürcü yemeği ‘dedluri’. Salça ve dana etli pilav ama ne pilav! Ev salçası, tereyağında kavrulmuş soğan, havanda dövülmş sarmısak, fırınlanmış mısır unu, nar ekşisi ve kişnişle lezzetlendiriliyor. Hemşin’den gelen özel tuzsuz peynir ve beyaz unla yapılan muhlama da ağzınıza layık. Beyaz unla hazırlanan muhlamayı ilk kez burada denedim.
Ordu’da çok düzgün bir esnaf lokantası var: Kervansaray. Mısır unlu ısırgan çorbasını ilk kez burada denedim. ‘Galdirik’ ya da ‘kaldırık’ kavurması da iyi. Galdirik gibi sakarca otu da bildiğim kadarıyla sadece bu yörede var. Akamoy’da klasik kavurmasını denedim. Tereyağlı ve bol soğanlı.
Benim evimde tazesi olsa, buharda pişirir ve iyi bir zeytinyağı, az limon ve sarmısak karışımı bir sosla yerim. Yöresel adı karapancar çiçeği olan karalahana dolmasıysa aynen Kervansaray’da olduğu gibi hazırlanmalı. Bu arada Kervansaray’ın dönerini de iyi buldum.
EVLERDE YAPILAN GÜRCÜ YEMEKLERİ
Gürcü ev yemekleri bir harika. Fatsa ilçesinin Kabakdağı Köyü’nde yaşayan hanımlar hazırladılar. Üç ana unsuru var: Ceviz, kişniş ve sarmısak. Bu üçünü seviyorsanız bayılırsınız. Ceviz ve kişniş kalitesi çok yüksek. Gürcü usulü patlıcan ve barbun pilaki (lobiye), Gürcü kavurması, cevizli ve acı biberli karalahana, ‘zagezmari’ denen soslu yumurta yemeği ve köy tavuğundan yapılan çerkestavuğu olağanüstü yemekler.
Bunların yanında bana ‘üzüm papası’ denen mısır unuyla koyulaştırılmış ve kaynatılmış yöresel üzümden harika bir üzüm şırası ikram edildi. Dört bardak içtim. Önüme gelen mısır ekmeği İstanbul düzeyinin epey üzerindeydi ama en iyisini bu köyde buldum.
Bu güzel yemekler dururken yazın pide yenir mi? Kilo derdiniz yoksa deneyin. Yöre, özellikle kıymalı pidede öne çıkıyor. Üç farklı yerde pide denedim. Tepe Restaurant manzara olarak öne çıkıyor ve iyi kızarmış, kenarları sert pide seviyorsanız tam size göre. Digi Pide’nin harcı çok leziz ve peynirli açık pideleri iyi. Benim en hoşuma gidense bir Ermeni ustanın tarihi fırınında pişmiş ve bol tereyağlı Meşhur Pide oldu. Pide konusu biraz futbol takımı tutma gibi. İnsan ne tip pideyle büyümüşse en çok o hoşuna gidiyor ve diğerlerine burun kıvırıyor. Ben çocukluğumda pek pide yemediğim için farklı tarz ve bileşimler hoşuma gidebiliyor ama hayalimdeki doğal mayayla ve uzun süre mayalanarak hazırlanmış pideyi uzun zamandır bulamıyorum. Yerini bilen varsa söylesin!
VE TABİİ Kİ BALIK!
Yöredeyken balık lokantası denemeden olmaz. Rehberimiz bizi Perşembe kazasındaki Vonalı Celal’e götürdü. İyi de yaptı. Mekân, denize sıfır. Yemekler kötü bile olsa günbatımında hırçın dalgaların sarp kayalıklara vurmasını seyretmek transandantal bir ruh haline sokuyor adamı. Ama işin ilginci, balıklar ve mezeler belli bir düzeyin altına düşmüyor. O küçük mutfakta bu kadar kişiye düzgün, yani aşırı pişerek kurumamış yemek çıkaran aşçıya ve sevimli işletmeciler Celal Bey ve kardeşine helâl olsun. Tereyağında mısır unuyla yapılan mezgit ve kalkan tavayı beğendim. Kiremitte iskorpit buğulama zevk verdi. Hamsili pilav iyiceydi. Karalahana sürgünü ve özellikle beyaz kiraz kavurma mutlak denenmeli.
Burası balık dışında turşularıyla meşhur ve aklınıza gelebilecek her ürünün turşusunu kuruyorlar. Ama “Şapka çıkarılır” diyeceğim lezzet, porsiyonunda 7 adet olan ve 15 TL’ye satılan köfte...
Paylaş