Paylaş
Elbette çok çeşit bulunduran Kadıköy pazarının bunda rolü var. Dayımlar bir süredir burada yaşadığı için zaman zaman yolum bu semte düşüyor, güzel sürprizlerle karşılaşıyorum. Dünyada herhalde bizler kadar ekmek ve yoğurt tüketen bir ulus yoktur ama her ikisinin de geleneksel ve doğal olanlarını bulmak giderek zorlaştı. Moda şanslı çünkü burada iki adres var.
İmkanım olsa her gün bir dilim buranın ekmeğinden yerim
Naan
Moda caddesindeki Naan’ın ekşi maya ekmeğini çok seviyorum, Moda’da yaşasam her gün bir dilim yerim. Naan sadece bir fırın değil. Çok leziz soğuk ve sıcak sandviçler de bulunuyor. Croque Naan ve Club Sandviç gibi. Bu ikisi 20-25 lira arası. Çok iyiler. Öğle yemeği için yeter de artar bile. Rozbif’li baget 19 lira. Baget iyi ama ekşi maya ekmeği düzeyinde değil. Kahvaltı ederseniz reçel, tatlı lor, artizanal ekmek sepeti, minik börekler, ‘çikolatalı brioche’ da mevcut. Akşam çayı için kurabiye de satın alabilirsiniz. Tepsi pizza 14 lira ama benim favorim değil.
Mücveri fındık yağında kızarttıkları için kendilerini tebrik ediyorum
700 Gram Bakery and Cafe
Yeri biraz ters ama benim İstanbul’daki favori mekanlarımdan Çay Tarlası’na yakın olması avantaj. Çay Tarlası’nın mıhlaması ve menemeni harika çünkü kullandıkları malzemeler çok iyi ve itinayla hazırlanıyorlar. Az ama öz. 700 Gram Bakery de aynen öyle. Ekşi maya ekmekleri çok iyi. Üzümlü ve cevizli versiyonları da var. Bu güzel ekmekleri farklı ve harmanlanmış tereyağlarıyla denemek mümkün. Üç farklı tereyağ denedim: 1. Limon kabuklu, dereotlu ve haşhaş tohumlu. 2. Zeytin, maydanoz ve karabiberli. 3. Tahin, susam ve ballı. Tabii, içinde bu kadar malzeme olunca tereyağının kalitesini değerlendirmek zor ama pazardan satın aldıklarımızın saf tereyağı olmadığı çok açık.
700 Gram’da çorba ve zeytinyağlılar da bulunuyor. Fiyatlar son derece makul. Ayran aşı çorbası 6 lira. Mücver çok iyi. Fındık yağında kızarttıkları için kendilerini tebrik ediyorum. Bence kızartma için en iyi fikir. Alternatifi ise gerçek zeytinyağı ama bulması zor. Şahsen evime ayçiçeği yağı veya Riviera denen aşırı rafine zeytinyağı girmediğini belirteyim.
700 Gram’ın zeytinyağlılarında kullanılan zeytinyağının kalitesini beğendim. 25 liraya dört ayrı zeytinyağlı geliyor önünüze. Benim şansıma çıkanlar: Kök ıspanak, bamya, barbunya ve közlenmiş patlıcan. Hepsi diri ve lezzetli ama özellikle ilk ikisini çok sevdim. Barbunya için maalesef yengem çıtayı çok yükseltti. Bir yemek daha şaşırttı beni burada. Satır kıymalı ve nar ekşili kuru patlıcan dolması. Kaburga kemiğinde pişirildiği aşikar. Değme kebapçıda bu düzeyini bulamazsınız. 24 lira.
Doğallığa ve lezzete olan vurgu tatlılarda da kendini gösteriyor. Örneğin; bisküvileri tereyağında kavrulmuş, hemen belli oluyor. Çok daha gevrek ve hafif, margarine göre. İncirli ve rokforlu galeteleri de Paris’teki bir pastanedeki gibi. Birbiriyle çok iyi bütünleşen iki lezzet ve tereyağlı galete. Tatlılar 10 lira. Kaliteye göre son derece makul.
Bu iki mekandan çıkarılacak dersler
1. Az ama öz seçenek sunmak ve malzeme kalitesinden ödün vermemek çok önemli.
2. Bu tip mekanlar şu anda İstanbul’u kasıp kavuran trendin tam tersi. Yani bizler gürültülü, manzaralı, kocaman mekanları seviyoruz. Yatırımcılar da bu tip, ideal olarak senede 20 milyon dolar ciro yapan yerlere ilgi duyuyor. Halbuki dünyada trend tam tersi. Sevimli, minik ve yemeğe odaklı mekanlar öne çıkıyor. Michelin yıldızı açısından Fransa’yı bile geride bırakan Japonya’daki önde gelen lokantaların kapasitesi 20 kişi ve altı.
3. Lokanta elbette ticari bir kurum. Sevip sık ziyaret ettiğimiz mekanlar kiralarını ödeyemezlerse kapanırlar. Öte yandan lokanta-müşteri ilişkisinin aynen muhasebeciniz, doktorunuz ya da avukatınızla olan ilişki gibi karşılıklı güven ve saygıya dayanan bir boyutu var ya da var olmalı. Oysa müşteriyi ‘cüzdan’ olarak gören yatırımcıların lokanta işine para yatırdıklarını görüyoruz. Buna paralel olarak gelişmekte olan güzel bir olgu da var: Meraklı ve bilgili, damağı iyi, idealist ve çoğu kurumsal yaşamdan bıkmış gençlerin kendi sevdikleri, damak tatlarına uygun mekanlar açmaları. Bu tip mekanların sayısı arttıkça İstanbul gastronomi sahnesinin zenginleşeceğini düşünüyorum.
Meraklı, bilgili, damağı iyi, idealist ve çoğu kurumsal yaşamdan bıkmış gençlerin açtıkları mekanlar arttıkça İstanbul gastronomi sahnesi zenginleşecek.
Naan: 4 yıldız
700 Gram: 4 yıldız
Paylaş