Paylaş
Corfu Adası’na 2016 Eylül’ünde gitmiştik. Yağışlı günler gördük ama adayı sevdik. Bu yıl bir kez daha ziyaret etmek istedik. Ağustos başına denk geldi ziyaretimiz.
Bu kez de adayı sevdik ama kafamızda bazı soru işaretleri de oluşmadı değil. Ada çok kalabalıktı. Özellikle trafik sıkıntı yarattı. Her sabah kaldığımız Corfu Town’daki otelden çıkıp Paleokastritsa bölgesindeki plajlara gitmek bir maceraydı. Trafik lambalarının yarısının bozuk olması, kaosun ötesinde ciddi tehlike yaratıyordu. Daracık yollarda sürat yapan tur otobüsleri de yaranın üzerine tuz biber ekiyor ve stres yaratıyordu.
COTE D’AZUR DEĞİL ANTALYA GİBİ OLMUŞ
Corfu çok güzel bir ada. İtalyanlardan kalma mermer kaldırımlı eski şehir her açıdan cazip. Çirkin yapılaşmayı önlemişler burada ve tarihsel dokuyu korumuşlar. Franchise lokantalar ve kahveler yok. Mekânlar zevkle döşenmiş. Her yerde çiçekler, duvarlarda begonviller var. Bir renk cümbüşü... İtalya’ya çok benzettim.
Ama maalesef kitle turizmini seçmişler. Her tarafta büyük oteller. Sonunda Cote d’Azur değil, Antalya gibi olmuşlar. Her yer çok kalabalık. Turistlerin büyük çoğunluğu kültür turisti değil. Devamlı fast-food arayan ve hep bira içen turist tipi. Özellikle genç İngiliz ve İtalyanlar. Mekânların pek çoğu da onların arayışlarına cevap veriyor.
Beş sene önce sevdiğim iki mekân bu sefer hayal kırıklığı yarattı. Barbate’deki Glyfa Tavern tamamen, ne yese beğenen ve yemekten çok içmek için oraya giden orta sınıf İngilizlere hitap eden bir mekân haline gelmiş. Cacık vasat, tarama süpermarketten, balıkların hepsi yetiştirme. Toula’s daha klas ama onlar da kolaya kaçmaya başlamış. Örneğin iddialı oldukları ıstakozlu spagetti, ayrı ayrı pişen ıstakoz ve spagetti... Eskiden olduğu gibi lezzetleri harmanlama çabası yok. Aynı yemeği, çok daha makul fiyata, Patmos Adası’ndaki Tsipouradiko’da denerseniz aradaki kalite farkını görürsünüz.
Klimataria, Nikos Bellos
Bunlara karşılık size adada tavsiye edeceğim ‘iki buçuk’ lokanta var.
İki buçuk diyorum çünkü ilki konusunda duygularım biraz çelişkili. Venetian Well eski şehirde ve inanılmaz bir konumu var. Tarihi ve sessiz bir meydanda, eski İtalyan tarzı bir çeşmenin etrafında, ağaçlarla ve rengârenk begonvillerle dolu bir ortamda kurulu güzel masalar... İpekten, pembe ağırlıklı masa örtüleri, keten peçeteler ve iki-üç Michelin yıldızı düzeyindeki tabak takımları ve şarap kadehleri... Bir büyük artısı da, çok iyi bir someliye ve hem zengin hem makul fiyatlı bir şarap listesi...
Ama buranın sahibi ve şefi Vlachos azıcık katı biri. Çalışanların hiçbir konuda yetkisi yok. Örneğin yemekten iki saat önce menüyü ve şarap listesini görmek için buraya gittiğimde bile şefe sormadan bu isteğimi karşılayamadılar. Yemek sırasında da şef, tadım menüsündeki bir yemeği değiştirmeye yanaşmadı. A la carte ısmarladık biz de. Giriş tabakları iyi, deniz ürünlü orzo çok iyiydi. Dana uykuluksa maalesef dondurulmuştu. Bir sorun da rezervasyon yaparken ödediğimiz 60 Euro’yu iade etmeyi unutmaları oldu. Ama durumun farkına varıp otelden arattığımızda son derece klas davrandılar. Parayı nakit olarak iade etmenin ötesinde özür dileyerek iki güzel şarap hediye ettiler. Böylece geçirdiğimiz romantik geceye gölge düşmemiş oldu.
Ünlü şef Ettore Botrini’nin lokantası, Etrusco
PANCAR SOSLU BARBUN İZ BIRAKIYOR
Hiç tereddüt etmeden tavsiye edeceğim iki mekân var Corfu’da. İlki, ünlü şef Botrini’nin Etrusco adlı lokantası. Ben genelde avangart lokantalara karşı mesafeliyimdir ama burayı seviyorum. Seviyorum çünkü tadım menüsü şefin egosunu değil, benle uyumlu damak zevkini yansıtıyor. Görsellik amaç değil, araç. Özellikle de girişteki ilk dört meze, kılıçbalığı carpaccio ve pancar soslu barbun bende iz bıraktı. Botrini geleneğe sadık kalmayan ama onu iyi bilen ve kendi amaçları doğrultusunda kullanan bir şef. Servis de çok iyi. Pahalı ama hakkını veriyorlar.
Pancar soslu barbun
Klimataria ise Corfu’da favori lokantam. Nikos Bellos’un Benitses’teki tavernası. Basit gözüküyor ama görünüş sizi yanıltmasın. Mezeler çok iyi. Balıklar taze ve yetiştirme değil. Minik kalamar ve sübye kızartmalarıyla adaya özgü limon sosla (bianco) hazırladıkları lagos veya lipsoz süper. Mekân küçük bir aile işletmesi. Rezervasyon şart.
Klimataria, Benitses’te bir taverna. Basit görünen bir yer ama mezeleri, balıkları gerçekten çok iyi.
Paylaş