İspanya'nın sevimli kasabasında baştan çıkaran lezzetler

Yabancı ülkelere seyahat konusunda bazı temel ilkelerim var: · Organize turlardan mümkün olduğunca kaçınma ve kitle turizmine bulaşmama. · Aşırı turistik destinasyon ve mekânları ziyaret etsem bile oralara gitmek için en az yabancı turistin bulunduğu zamanı seçme. · Nicelik yerine nitelik. Yani belli bir zaman diliminde pek çok yer görmeye çalışmak yerine bir ya da iki yer seçip oraları ve oranın sakinlerini iyi tanımaya çalışma.

İspanya’nın güneybatısındaki Endülüs bana hep cazip geliyor. Son seyahatimde Sevilla’ya gitmedim. İki yer seçtim. Biri Granada. Son yazım orası ve Bar FM’le ilgiliydi. Diğeriyse Sanlucar de Barrameda. Deniz kıyısında sevimli bir kasaba.

Leyla ile Mecnun gibi ikili

Sanlucar denince ilk akla gelen ‘manzanilla’. Bir ‘sherry’ (şeri); çoğunlukla palomino üzümünden elde edilen bir nevi şarap. Ama fortifiye edilmiş (kuvvetlendirilmiş). Yani alkol eklenmiş. Fino, manzanilla, amontillado, palo cortado, oloroso gibi sek cinsleri ve tatlı örnekleri de var.

İlginç olan, doğal mayayla fermente olması. Yöreye özgü bir maya. Adı ‘flor’. Nasıl oluştuğu bilinmiyor. Ama sonuç ortada. Kavrulmuş fındık aroması ve tuzlumsu bir mineralite. Kompleks bir içecek yani. Ucuz olması da cabası.

Sanlucar’a özgü olan sadece ‘manzanilla’ değil. Bir de ‘langostinos’ denen jumbo karides cinsi var. Fransızcası ‘langoustine’ olan denizkerevitiyle karıştırmayın. Bu, çok lezzetli bir karides cinsi. Sanlucar’da tabii taze buluyorsunuz. Bununla ‘manzanilla’nın birlikteliği Leyla ile Mecnun gibi.

‘Langostinos’ genelde haşlanıp oda sıcaklığında tüketiliyor. Kabuğuyla bütün haşlanıyor tabii ki. Yoksa kurur.

Bir tapas bardan diğerine...

‘Langostinos’ dışında kaçırmamanız gereken bir de ‘tortillitas de camarones’ var. Minik karidesli omlet ya da mücver diyelim. Ama çıtır ve incecik, dantel gibi bir mücver düşünün. Ben bayılıyorum. Zeytinyağında kızartılıyor. Kızartma olduğu için birayla çok iyi gidiyor.

Sanlucar de Barrameda’da nefis tapas barlar var. Fiyatlar çok iyi. Bunun bir nedeni, yabancı turistler buralara pek gelmediği için, fiyatların yöresel halkın alım gücüne göre ayarlanmış olması. Aralarında pek kalite farkı yok. Ortalama düzey yüksek. Ama farklı spesiyaliteleri var. Arka arkaya üçüne gitmek mümkün. Ben de öyle yaptım. İşte size üç öneri:

1) Yemekler tezgâhta
CASA BALBINO

Sanlucar’ın ana meydanında. Mönü çok zengin. Yemeklerin çoğunu tezgâhta görüyorsunuz. Ben sübye yumurta ve salçalı köfteyi tezgâhtan seçtim. Ayrıca nefis bir ‘salmorejo’ çorbasıyla ‘tortillitas de camarones’ denedim, çok beğendim.

2) En iyi langostinos
BARBIANA

Tapas barlardan birinde ‘langostinos’ deneyecekseniz en iyisi burada. ‘Salmorejo’ çorba da çok iyi. Bir diğer spesiyaliteyse tonbalıklı patates salatası; ‘papas alinas’ diyorlar.

3) Kızarmış deniz anemonu
BAR LA GITANA

‘Salmorejo’ diğerleri düzeyinde. Bir de ‘ortiguillas’ adlı, bir nevi deniz anemonu kızartması var burada. Bu çok nadir bulunan, her damağa göre olmayan deniz ürününü bir tek Marseilles’deki Michelin üç yıldızlı Passedat’ta görmüştüm. Tabii 10 katı fiyatla...

‘TortILLItas de camarones’i burada yiyin
CASA RICARDO

Bu barların dışında, size çevrede bir lokanta tavsiye etmek istiyorum. Sanlucar’a 20 dakika mesafedeki Chipiona’da, çok iyi bir balık lokantası. Ürünler taze ve pişirmede titizler. Kazık da değil. Arkadaşım Rogelio Enriquez, en iyi ‘tortillitas de camarones’in burada olduğunu söyledi. Tabii ki benden iyi biliyor yöreyi. Söylediğini ancak teyit edebilirim. Bunun dışında ben ve eşim öğlen oradayken, ‘langostinos’ canlı geldi. Hem haşlanmış hem de ‘a la plancha’ denedik. ‘Carabineros’ denen, jumbodan büyük kırmızı karidesiyse mangalda ızgara yedik. Hepsi süper. Nefis bir, tuzda pişmiş mercan tipi balıkla bitirdik; ‘urta al sale’. Garsonumuz Tomas’a selam...