Alaçatı’da akşamüzeri keyfi

Bu sene Zio Beach çok popülermiş. İnanırım çünkü lokasyon güzel, servis iyi, şef usta. Ama gastronomik açıdan ilginç mi? Hayır.

Haberin Devamı

Plaj rahat, kumsal güzel ama deniz çok sığ. Çocuklu aileler için ideal.
Şef İtalyan. Giuseppe Presani. Biz gittiğimiz gün o yoktu ama Lorenzo oradaydı. Biraz sohbet ettik. Bize servis eden Yılmaz Bey çok kaliteli ve her gastronomik lokantanın ihtiyaç duyacağı bir servis elemanı.
Pizza için gittik. Tavsiye edilen kapalı pizza Calzone Zio Pino’nun içinde mozzarella, ricotta, acılı salam ve domates sosu var. Malzemeler iyi ama kullanılan un, maya ve fırın standart. Yani doğal maya ve odun fırını değil. 50 TL abartılı bir fiyat.
40 TL’ye değer mi?
Pizzadan önce ahtapot carpaccio denedik. Yazık ki minik ahtapot bitmiş, yoksa bu başlangıcı taze ahtapotla yapıyorlarmış. Carpaccio ehil bir el tarafından hazırlanmıştı ama 40 TL’ye değer mi, bilmiyorum.
İki de makarna bölüştük. En basit olanı en iyisi. Tereyağı ve adaçaylı ev yapımı ravioli. 48 TL. Lorenzo kuşkusuz risotto nasıl yapılır biliyor ama kerevit ve kabaklı risottoda taze kerevit yerine dondurulmuş ithal karidesle karşılaşınca hayal kırıklığı yaşadım. Makarnalar 40-50 TL arası.
Bu sene burası çok popülermiş. İnanırım çünkü lokasyon güzel, servis iyi, şef usta. Ama gastronomik açıdan ilginç mi? Hayır.
İtalyan şeflerin adaptasyon kabiliyeti yüksek. Ülkemize gelince, özellikle de bir süre yaşayınca, başarının yolunun kestirmeden geçtiğini biliyorlar.
Görmek/görülmek merakı
Müşteriler görmek ve görülmek için geliyor ve devamlı sigara içen insan için taze kerevit ve donmuş karides arası fark, havagazı.
Kısa ve taze ürünlere dayanan ve belki haftalık bir mönü yerine daha uzun ve her müşteriye hitap ettiklerini düşündükleri bir mönüyü tercih ediyorlar.
Müşteriler doldurup para harcadıkça sorun yok ama ben önümüzdeki 10 senede çok şeyin değişip fiyat/kalite dengesinin biraz yerine oturacağına inanıyorum.

Haberin Devamı

Alaçatı’da akşamüzeri keyfi


Burgazada’dan iki adres

Özel bir köfteci

DİLEK KÖFTE VE KOKOREÇ

Bütün yaz köfteyi, ya kendimiz yoğurduk ya kasaptan aldık ama İtfaiye’nin karşısındaki bu köftecinin düzeyine ulaşamadık. Yaz sonu birkaç kez köfte ısmarladık ve sonuç hep aynı. Köfteler yağlı ve lezzetli. Belli ki etin dos kısmı kullanılmış ve usta bir el yoğurmuş. Altı köfte, pilav ve domates 17.5 TL. Sahibine, “Biraz pahalı değil mi?” diye sordum. “Abi ben hanımın el emeğini kimseye yedirtmem, görsen ne kadar uğraşıyor istediği kıvama getirmek için” diye cevapladı. Köfte yoğururken görmedim hanımefendiyi ama sonuç ortada. Meşhur köftecilerin çoğu fabrikasyona geçerken adam gibi köfte bulmak ve istediğin an evine ısmarlamak bir imtiyaz. Neden mi eve? Çünkü yağlı köfteyle geleneksel Öküzgözü/Boğazkere kupajı iyi gidiyor.

Haberin Devamı

Alaçatı’da akşamüzeri keyfi

Farklı bir balıkçı


YASEMİN

Burası eski Fulya’nın olduğu mekândı ve hâlâ iyi bir lokanta.
Aslında burayı ziyaret etme düşüncem yoktu ama aralarında Gelik Lokantası’nın sahibinin de olduğu üç çift tavsiye edince, ilgimi çekti.
Onların özel tavsiyesi ‘dülger kavurma’ydı ama mezeleri de beğendiklerini söylediler.
Pilaki ve fava beni çok etkilemedi ama roka salatayı taze, ‘Girit piyazı’ ve ‘Girit ezme’yi iyi buldum.
Girit piyazı keçi peyniri, kurutulmuş domates, yeşil ve siyah zeytin, ceviz, kuruüzüm ve narekşisiyle. Kurutulmuş domates küçük parçalara bölünse daha da iyi olur.
Girit ezme de lezzetli ama Ezine peyniri miktarını azaltıp, iki farklı biber, avokado ve taze soğanı arttırmak lazım.
İki sahibinden biri olan Doğan Bey kalamar ızgarayı önerdi. Kurutmadan pişirmişler ama soya sosunu çok yakıştırmıyorum ve belki yurtdışında tazesini bulduğum için ithal kalamar beni etkilemiyor.
Dülger kavurmayıysa şef son derece usta pişirmiş. İçinde arpacık soğan, mantar (gereksiz), sarmısak, tereyağı, pulbiber, kekik, soya sosu (bu sefer diğer yağlarla dengelenmiş ve yakışmış) ve minik karidesler var.
Dülger ellerine donmamış geçse ya da adanın sert etli balıklarından biri, yani lipsöz, iskorpit veya kırlangıçla hazırlasalar, dört dörtlük olur diye düşünüyorum.
Gene de, özellikle arkadaşım Prof. Ercan Türeci’nin getirdiği İspanya Galisya’dan iyi bir Alborino ile birlikte balıktan zevk aldım.

Yazarın Tüm Yazıları