Zenginler marketten ortalama 30 YTL’lik sepetle çıkıyor

Cuma sabahı Kuruçeşme’deki Macro’ya gittim. Market tümüyle yenilenmiş, dışarıdan görüntüsü bambaşka havaya bürünmüştü. İnsana, "Cebimdeki para buradan alışveriş yapmaya yetmez" hissi veriyordu.

Migros Türk, Macro Kuruçeşme’de 1 milyon YTL’lik yenileme yatırımı yapmış, kendini "A ve A plus" diye nitelenen en üst gelir grubuna daha farklı hizmet etmeye hazırlamıştı.

Bülend Özaydınlı, Migros Genel Müdürü Özgür Tort ve Radikal Gazetesi Ekonomi Müdürü Ruhi Sanyer’i de çağırdı, elimize makasları tutuşturdu: "Kurdeleyi birlikte keseceğiz."

Sonra marketi gezdik, ilk izlenimimi Özaydınlı ve Tort’a da aktardım:

Dışardan bakınca insan, "Çok pahalı olmalı, param buraya yetmez" diye düşünüyor.

Özaydınlı: Amacımız da bu. Burası Migros’tan farklıydı, daha da farklı olacak.

Sanyer: Bu mağazaya girmesini öngördüğünüz müşteride en alt gelir düzeyi nedir?

Araya girdim:

Bir başka deyişle Macro’da ortalama sepet büyüklüğü nedir?

Tort: Ortalama 30 YTL.

Peki Migros’ta nasıl?

- 20-22 YTL düzeyinde.

Migros yönetimi, Macro’yu yenileme çalışmaları öncesinde İngiltere, Fransa, İtalya ve Rusya’ya ekipler göndermiş, lüks marketlerdeki hizmet tarzı ve ürün farklılığını inceletmiş. Zengin müşterinin aradığı, talep edebileceği ürün listesi bir kez daha gözden geçirilmiş.

Et ürünlerinde bir yandan Etçii ile fark yaratılmaya çalışılırken, diğer taraftan hazır meze ve benzeri ürünler için Konyalı Restoran’la işbirliğine gidilmiş.

Özaydınlı ve Tort’un planı, önümüzdeki dönemde mevcut Macro’ların tamamını aynı konsepte uygun hale getirmek, ardından da İzmir’e, Ankara’ya Bodrum’a yönelmek.

Migros, krize rağmen bir süre önce 2009’da haftada 8 mağaza açarak yoluna devam edeceğini duyurmuştu. Tüketim kısılırken tek Macro’yu 1 milyon YTL’ye yenilemek de bu stratejinin parçasıydı.

Migros’a, Macro’ya, Tansaş’a ya da sektördeki Carrefoursa, Metro, Real gibi zincirlere, "Altı üstü market değil mi, biz harcadıkça onlar kazanıp, parayı götürecek" şeklinde olumsuz bakmak mümkün.

Unutmayalım, onların raflarına koyduğu ürünlerin büyük bölümü Türkiye’de üretiliyor, her yeni mağaza ek iş kapısı açıyor...

Bitlis’te fabrika kar tatiline girdi, işçi Kurtalan’a yöneldi

ÖNCE Elazığ Üzüm Birliği Başkanı Hüsamettin Kaya, ardından Vali Muammer Muşmal aradı, cuma akşamı Gülsan İnşaat Yönetim Kurulu Başkanvekili Mehmet Gül ve APS Giyim’in patronu Osman Benzeş’le birlikte Elazığ’a gittik.

Vali Muşmal’ın önderliğinde, Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası’nın (ETSO) katkılarıyla gerçekleşen "Elazığ Buluşuyor" toplantısına katılanlar arasında Limak Grubu’nun Başkanı ve Fenerbahçe Kulübü İkinci Başkanı Nihat Özdemir de vardı. Özdemir’e birkaç ay önce açılışına katıldığım Bitlis’teki çimento fabrikasının durumunu sordum:

-Memnunuz. Bir miktar ihracat da yapmaya başladık. Fabrika şimdi 3 aylığına "kar tatili"ne girdi.

Ya işçiler? Ücretsiz izin mi verdiniz?

-Hayır, Kurtalan ve diğer fabrikalara yönlendirdik.

Kriz sizi nasıl etkiliyor? Personel azaltmak söz konusu mu?

- Elbette olumsuz etkiliyor. Çimento fiyatları da düştü, işimiz iyice zorlaştı ama kimsenin burnunu kanatmadan bugünleri atlatmaya çalışacağız.

Bugünlerde "kimsenin burnunu kanatmamak" önemli ayrıcalık...

Kasada bir ürünü sembolik fiyatla vermek neye yarar

MİGROS Yönetim Kurulu Başkanı Bülend Özaydınlı’ya bir süredir dikkatimi çeken kampanyayı sordum:

Alışverişi tamamlayıp, kasaya yöneldiğimizde bir ürün gösterilip, "50 YTL’den fazla alışveriş yaptınız. Bu ürünü 1 YTL’ye alabilirsiniz" deniyor. Normalde 10-15 YTL’ye alınabilecek ürünü kasada 1 YTL’ye teklif etmekte amaç ne?

- Hedefimiz ortalama 20-22 YTL olan sepet büyüklüğünü daha yukarı çıkarmak. 40 YTL’lik alışveriş yapmışsınız. Buna 10 YTL’lik daha ekleyince, zaten kullanabileceğiniz bir ürünü 1-3 YTL gibi fiyatlarla almak, sizin de yararınıza.

Kasada çok ucuza önerdiğiniz ürünü üreten şirket ne diyor buna?

- Onlarla işbirliği yapıyoruz, maliyeti paylaşıyoruz.

Alışverişler genelde kısılmışken, Migros’ta sepet büyür mü?

Özaydınlı ve ekibinin bir bildiği olmalı...