Yunanistan’ın kurtuluşu AB ve IMF’nin önerdiği pakettir drahmiye dönüş felaket olur

ÖNCEKİ akşam Yunanistan Başbakanı Yorgo Papanderu’nun Avrupa Birliği (AB) ve Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) 102 milyar Euro’luk “sakal traşı”, yani borç silme karşılığı öne sürdüğü şartları referanduma götürme kararından vazgeçmek zorunda kaldığı saatler...

Haberin Devamı

Atina’da National Bank of Greece’in (NBG) genel müdürlük binasında Strateji ve Yönetişim Başkanı, Grup Başekonomisti Paul Mylonas’la randevum var. NBG’nin merkezine vardığımda, binaya ilk kez 2006 yılında Türkiye’de Finansbank’ı satın alması sonrasında girdiğimi anımsadım.
Paul Mylonas, söze siyasi belirsizlik nedeniyle önlerini göremez halde olduklarını vurgulayarak girdi:
- Atina’ya en belirsiz ortamda gelmiş oldunuz. Şu anda siyasetteki belirsizlik nedeniyle tahmin yapmakta zorlandığımız, önümüzü göremediğimiz bir durumdayız.
Hemen bir noktanın altını çizdi:
- Allah’tan daha krize girmeden önce çok temkinli yol almaya başlamıştık. O yüzden sermaye yeterlilik rasyomuz yüzde 12 düzeyinde. Bu oran yüzde 8 olan AB ortalamasının üzerinde. Ancak, Türk bankacılık sektörüne göre düşük. Türk bankacılık sektörünün sermaye yeterlilik rasyosu daha yüksek.
- Diyelimki geçici hükümet veya bir başka yöntemle siyasi kriz aşıldı, Yunanistan’ın yapması gereken nedir? AB ve IMF’nin önerdiği pakete uymalı mı?
- Bence başka seçenek yok. AB ve IMF ülkemizi bir yandan kamu borçlarının yarısını silerek rahatlatacak. Diğer taraftan uygun faizle kredi vermeyi sürdürecek. Bunun karşılığında da istenilen önlemler alınacak. Köklü reform kararlarına imza atılacak.
Paul Mylonas, Kemal Derviş’in 2001 krizi sırasında IMF’yle Türkiye’nin anlaşma imzaladığı dönemlerdeki mesajlarını anımsatan önerisini ortaya koydu:
- Görev alacak hükümet çıkıp Yunan halkına, “Bu paket, IMF ve AB bastırdığı için değil, bizim insiyatifimizle hazırlandı. Krizden çıkmak için bu acı reçeteyi uygulamak zorundayız” diyecek.
- Başka çıkış yolu yok mu?
- Eğer Euro’dan çıkmayı kastediyorsanız bence böyle bir seçenek Yunanistan açısından felaket olur.
- Neden?
- Bu öneriyi ortaya atanlar, “Euro Bölgesi’nde olduğumuz için kendi başımıza devalüasyon seçeneğini kullanıp, ülkemizin rekabet gücünü artırma şansımız yok. Drahmide olsak devalüasyon yapar, gerekirse para basar, krizden çıkışı bu şekilde hızlandırırdık” diyorlar.
- Böyle bir formül Yunanistan için iyi olabilir mi?
- Bu tür bir seçenek belki günü kurtarır ama sonrası felaket olur... Bu saatten sonra Yunanistan’ın Euro Bölgesi’nde çıkma seçeneğini gündemine almaması gerekir.
Paul Mylonas’la konuşurken, Türkiye’nin Atina Büyükelçisi Hasan Göğüş’ün aktardığı şu ayrıntıyı anımsadım:
- Geçmişte Türkiye’de Merkez Bankası’na danışmanlık yapan Dani Rodrik, Papandreu’ya, “Geçici süreyle Euro’dan çıkıp drahmiye geçin. Devalüasyon yapıp krizi atlatınca birkaç yıl sonra Euro Bölgesi’ne yeniden dönersiniz” formülü önerdi.
Bu noktada Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın başta Yunanistan olmak üzere AB liderlerine yaptığı çağrı geldi aklıma:
- Krizdeki ülkelere harakiri yapacak, yani sonu siyasi açıdan intihar da olsa alınması gereken kararlara imza atacak hükümetler gerek.
2001 krizinde Kemal Derviş’in bastırmasıyla Bülent Ecevit başkanlığındaki DSP-ANAP-MHP koalisyonu aldığı kararlarla bir anlamda harakiri yaptı, 2002’de sandığa gömüldü...
Papandreu, AB ve IMF’nin kapısını çalmaya başlayıp, her masaya oturduğunda partisi PASOK erime yaşadı... 160 milletvekiliyle çıktığı yolda sandalye sayısı 152’ye indi...
Yunanistan’ın siyasi krizi atlatması pek de kolay olmayacak gibi görünüyor...

Haberin Devamı

Bankalardaki mevduatların yüzde 25’i çekildi paralar İngiltere ve İsviçre’ye gitti

Haberin Devamı

NBG Strateji ve Yönetişim Başkanı, Grup Başekonomisti Paul Mylonas’a sordum:
- Yunanistan gazetelerine yansıyan haberleri Atina Temsilcimiz Yorgo Kırbaki geçiyor ve biz de kullanıyoruz.
O haberlerde sıkça, “Yunan bankalarından mevduat çekilişi var. Para ülke dışına kaçıyor” bilgisi de yer aldı. Bankalardan ne kadar mevduat çekilişi oldu?
- Krizin başından bugüne kadar toplam mevduatta yüzde 25 azalma oldu. Biz Türkiye’deki Ziraat Bankası gibi olduğumuz için mevduat erimesindeki payımız daha düşük kaldı.
- Çekilen para nereye gitti?
- Bir kısmı ihtiyaçlara harcandı. Yani, işsiz kalan, geliri düşen hazırdan yemek zorunda kaldı. Varlıklı olanlar ise paralarını İngiltere ve İsviçre’ye götürdü.
- Yunan bankasından çektiği parayı Türkiye’ye gönderen var mı?
- Öyle yapanlar da olduğunu duyuyorum ama elimde bununla ilgili bir veri yok...

Haberin Devamı

Ziraat, dördüncü şubeyi Rodos’a açtı Yunanistan yüklenmekten vazgeçmedi

TÜRKİYE’nin Ankara’ya Müsteşar Yardımcısı olarak dönmeye hazırlanan Atina Büyükelçisi Hasan Göğüş, Ziraat Bankası’nın Yunanistan’daki varlığıyla sık sık eleştiriye uğradığını vurguladı:
- Yunansitan Parlamentosunda sık sık, “Ziraat Bankası, paraları toplayıp Türkiye’ye kredi olarak götürüyor” iddiaları gündeme geliyor. Gerek hükümet yetkililerine, gerekse bu iddiaları ortaya atanlara Ziraat Bankası’nın buradaki faaliyetlerinde Yunanistan yasalarına harfiyen uyduğunu anımsatıyorum. Parayı sadece Türkiye’ye yönlendirmek gibi birşey olabilir mi?
Göğüş, Ziraat Bankası’nın Yunanistan’da Öznur Öziş’in yönetiminde kriz ortamına rağmen büyümesini sürdürdüğünü belirtti:
- Ziraat Bankası ilk iki şubeyi Atina ve Gümülcine’de açmıştı.
- Dönemin ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’le birlikte iki şubenin açılışına katılmıştım.
- 3’üncü şubeyi İskeçe’de, 4’üncüyü de ekim ayında Rodos’ta açtılar.
Ardından ekledi:
- Aslında böyle tek tek şube açacaklarına 50-60 şubeli bir bankayı satın alabilirler... Bu yönde önerimi birkaç kez Ankara’ya ilettim...
Türkiye, büyüme rekorları kırarken, yabancılar kendileri için büyüme
merkezi olarak ülkemizi görürken,
bizim bankalar krizdeki Yunanistan’da “Kelepir banka alalım” seçeneğini benimser mi?

Yazarın Tüm Yazıları