Paylaş
- Söylentilerin doğruluk derecesi nedir?
Bosch Türkiye Genel Müdürlüğü döneminden iyi tanıştığımız Karakaş’ın yanıtı resmi sınırın dışına çıkmadı:
- Bu tür haberler mevcut konumuma zarar veriyor.
Ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Özbekistan seyahati sırasında Buhara’da Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü’yü yokladım:
- CEO netleşti mi?
Yanıtı ismin bir süredir belli olduğunu ortaya koydu:
- Arkadaşımızın bulunduğu şirketteki konumuna zarar vermemek için her şey hazır oluncaya kadar anons etmeyeceğiz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Karakaş’ı anons edince kendisine yeniden mesaj gönderdim. Karakaş’a önce en çok merak ettiğim konuyu sordum:
- CEO’luk teklifi ilk kimden geldi?
Yanıta şöyle girdi:
- Türkiye’deki görevimden ayrıldıktan sonra ülkemdeki dostlarımla irtibatımı kesmedim. Özellikle otomotiv sektöründeki gelişmeleri yakından izledim.
Türkiye’nin ünlü “beyin avcıları” arasında bulunan Şerif Kaynar’la her fırsatta görüştüğünü belirtti:
- Ben Türkiye’ye geldikçe, Şerif Bey’in yolu Almanya’ya düştükçe buluşur, sohbet ederiz. Kendisi ile irtibatımız hiç kesilmedi.
İlk teklifi Kaynar’dan aldığını kaydetti:
- Şerif Bey’le ilk görüşmenin ardından profesyonel bir süreç yaşandı. Şerif Bey böyle bir projede nelere dikkat edeceğimi bildiğinden, projeyi detaylı anlamam, karar vermeyi hızlandırmam için Boston Consulting Group (BCG) Proje Müdürleri ve Ortak Girişim Grubu ile doğrudan görüşmemi sağladı.
Projenin tüm paydaşları ile görüştüğünü anlattı:
- Ortak Girişim Grubu, Sayın Bakan Faruk Özlü, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve proje ekibiyle karşılıklı sağladığımız güven ortamı doğrultusunda görüşmelerimiz muhtelif kez devam etti.
Bosch’taki pozisyonu iyi iken CEO’luk teklifini kabul etme gerekçelerini merak ettim, sıraladı:
- Ülkemizin otomotiv tecrübesini önemsiyor ve yeni başarıların temel taşlarından olacağına inanıyorum. Önümüzdeki 10-15 yıl içinde ülkemizdeki otomotiv pazarının hızla gelişeceğini düşünüyorum. Ayrıca, Türkiye’nin otomobili, “teknolojik transformasyon projesi” olacak.
“Türkiye’nin Otomobili”nin ortakları Anadolu Holding, Zorlu Holding, Kıraça Holding, Turkcell ve BMC’yi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın deyimiyle “Babayiğitler” şeklinde niteleyip sürdürdü:
- 3 kez “Babayiğitler” ile görüştüm, projeye kalpten inandıklarına ikna oldum. Öngörülen yol haritası için taahhüt ve güçlü mesajlar aldım. Elektrikli araçların yatırımı ve kullanımını özendirme konusunda devletle beraber çalışma imkanı gördüm.
Elektrikli araç üretme hedefinin doğru seçim olduğunun altını çizdi:
- Proje, akıllı bir otomobilin yanısıra, şarj altyapısı, internete bağlantı, otonom sürüş, araç paylaşımı, akıllı şehirler teknolojisine uyum gibi çağın gereksinimlerini karşılayacak. Ülkemize uluslararası bir marka kazandırmayı hedefleyecek.
Projeyi “mantıklı, gerekli ve stratejik” gördüğünü vurguladı:
- Ayrıca Türkiye’nin Otomobili, hayallerimi süsleyen ve heyecan veren bir proje.
Özel nedeni mesajının sonunda aktardı:
- 11 senedir yurtdışındayız. Eşim de, ben de yuvaya dönme heyecanı yaşıyoruz.
“Türkiye’nin Otomobili”nin ortakları ve hükümete Gürcan Karakaş’ın yürekten inancının da eklenmesi, projenin tutma olasılığını güçlendirdi...
O DEFTERLERİN ANTİKA DEĞERİ VAR
BAŞBAKAN Binali Yıldırım’la İstanbul’daki Vahdettin Köşkü’ndeki iftar buluşmasında, Başbakanlık ekibi not defteri ve birer kalem dağıttı. Başbakan Yıldırım, dağıtım sırasında espriyi patlattı:
- Arkadaşlar, o defterleri alın, evinize götürün. Bakın, üzerinde “Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık” yazıyor. 24 Haziran seçimlerinden sonra antika değeri olacak...
AIDS, SARI HUMMA VE SITMA OLAN ÜLKELERE İŞ YAPMAYA GİDERİZ
SUNSET mayolarıyla bilinen Günkar Grubu’nun Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Güneş, Alkent 2000’deki komşuların pazar sabahları yürüyüşle oluşturdukları “Deniz Aslanları” adlı grubu ağırladığı iftara Summa İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Selim Bora ile Namet Yönetim Kurulu Üyesi Faruk Kayar’ı da davet etti.
Selim Bora, “Deniz Aslanları” ekibinden Vakkas Altınbaş, İmam Altınbaş, Yasin Tütek, İbrahim Nalbant, Adem Kamberoğlu, Gökhan Şahin ve Turan Gündüz gibi isimlerin katıldığı iftarda kendini, şirketini anlatırken, kriterlerini şöyle sıraladı:
- Biz daha çok Sahra Altı Afrika’da projeler yaptık, yapıyoruz. O bölgedeki ülkelere giderken, 3 kritere bakıyoruz. AIDS, sarı humma ve sıtma. Bu üçü de varsa, o zaman ülkedeki projelere talip oluyoruz.
Bu kriterleri benimseme nedenlerinin altını çizdi:
- AIDS, sarı humma ve sıtmanın olduğu ülkelere fazla gelen olmuyor. Dolayısıyla kıyasıya rekabet yaşamadan iş yapma şansı yakalıyoruz.
AIDS, sarı humma, sıtma kriteri “Kelle koltukta iş yapmak” gibi değil mi?
Paylaş