Murat Ülker’e kısa süre önce yeğeni Ali Ülker’in kayınpederi Mustafa Latif Topbaş’tan devraldıkları Marsan Gıda’yı sordum:
- Gıdasa’da (Sabancı Holding’deyken adı böyleydi) neler yapacaksınız?
- Gıdasa değil, Marsan Gıda...
Ardından bir ipucu verir gibi oldu:
- Brunei Sultanlığı’nın Marsan Gıda’ya ortak olma durumu var...
- Brunei Sultanlığı mı, o nereden çıktı?
Murat Ülker, bu aşamadan sonra susmayı yeğledi. Belli ki henüz görüşmeler tamamlanmamış, ön imzalar dahi atılmamıştı. Ben zorladıkça o maça odaklanmayı yeğledi.
Ertesi gün başka kaynakları deneyip, bilgileri en azından biraz daha pekiştirme şansı yakaladım. Fonlar aracılığıyla Türkiye dahil birçok piyasada finansal yatırımları olan Brunei Sultanlığı, son yıllarda endüstriyel yatırımlar için de çaba içine girmiş.
Brunei Sultanlığı ile Yıldız Holding’in yollarının kesişmesi de iki tarafı da çok iyi tanıyan bir bankacı sayesinde olmuş. Bankacının devreye girmesinden sonra bazı bakanlıkları uhdesinde tutan Brunei Sultanı Hassan El Bolkiah’ın Maliye Bakanlığı’ndaki yardımcısı bir zirve için Türkiye’ye geldiğinde Ülker’i de ziyaret etmiş.
Ulaşabildiğim bilgilere göre, Brunei Sultanlığı Maliye Bakanlığı, Marsan Gıda’ya yüzde 20 ortak olacak. Bu ortaklık sadece margarin ve sıvı yağ işlerini kapsayacak. Brunei Sultanlığı’nın Marsan Gıda’daki yüzde 20’lik hisseyi ne kadara alacağı henüz netleşmemekle birlikte, sermaye getirip Adana’daki fabrikası “Türkiye’nin tek alana kurulu en büyük yağ tesisi” ünvanını taşıyan şirketin sermayesinin güçlenmesine katkı yapacak.
Bu noktada Marsan’ın tarihçesine bakmakta yarar var. Marsan adı yeni olmakla birlikte, şirketin kuruluşu 1925 yılına kadar uzanıyor. Salomon ve Rafael Glido’nun 1925 yılında kurduğu yağ fabrikası, 1945’te Hacı Ömer Sabancı tarafından satın alındı. Fabrikanın adı Toroslar Yağ Fabrikası olarak değişti.
1973’te Marsa adını alan şirkete, 1993’te dünya gıda devi Kraft ortak geldi. Marsa’daki bu ortaklık 2005’te bitince şirketin adı bu kez de Gıdasa’ya dönüştü. Arada satın alınan Piyale Makarna ile sonra kurulan Saka Su da Gıdasa bünyesinde buluştu.
Ancak, Gıdasa’da işler Sabancı Holding’te bu alanda büyüme planlarını öne çıkaran eski CEO Celal Metin’in hayal ettiği şekilde yürümedi. Holding, daha sonraki dönemde Gıdasa’yı 227.3 milyon liralık değer üzerinden sattı. Şirketin borçları dikkate alınınca yeni patron Mustafa Latif Topbaş, Sabancı’ya 2.1 milyon lira ödeyerek işi bitirdi.
Mustafa Latif Topbaş, 3 yıl önce satın alıp adını Marsan Gıda olarak değiştirdiği Gıdasa’yı, bundan birkaç ay önce Yıldız Holding’e devretmeyi yeğledi. Yıldız Holding, Marsan’ın bünyesindeki markaları başta Piyale olmak üzere ayrıştırdı. Marsan’ın bünyesinde kalan Saka Su’yu da ayrışma çalışmaları, Brunei Sultanlığı’yla görüşmeler gündeme gelince devreye girdi.
1925’te Adana’da başlayan yağ serüveni, Sabancı’nın elinde büyüyüp, bölgede iddialı hale geldikten sonra geçirdiği patron değişiklikliklerinin ardından şimdi de Türkiye’ye Brunei Sultanı’nın ilk yatırımını çekecek...
Bakalım Ülker’le Brunei Sultanlığı’nın “yağ evliliği” nasıl bir sinerji ortaya koyacak...
Dünürsünüz ama piyasayı bozacak bir durum yok
MURAT Ülker’e 3 yıl önce Gıdasa’nın Mustafa Latif Topbaş’a satışı sırasında gündeme gelen söylentiyi anımsattım:
- Sizi eski adı Gıdasa olan Marsan’ı yeni devraldınız ama baştan beri işin içinde olduğunuz söyleniyor.
- Hayır, biz yoktuk. Yalnız, Rekabet Kurumu incelemesini yaptıktan sonra, “Siz Ülker’le dünürsünüz ama bu durum piyasayı bozucu etki yapmaz” kararı vermişti.
- Mustafa Latif Topbaş neden Marsan’ı size sattı?
- İlgilenemedi sanırım...
Godiva 3 yılda yüzde 15 büyüdü, daha ne olsun
FENERBAHÇE Ülker-Cholet maçını Ülker’in ortak olduğu Uno’nun kurucusu Hasip Gencer’le izleyen Murat Ülker’e 3 yıl önce satın aldıkları Godiva’nın durumunu sorduk:
- Yüzde 15 büyüdü...
- Yıllık büyümesi mi yüzde 15?
- Orası Türkiye değil, bir yılda yüzde 15 büyüme oralarda olmaz. 3 yıllık büyüme yüzde 15 ve memnunuz.
- İstanbul’da yeni mağaza açacak mısınız?
- Nişantaşı’nın ardından Akmerkez’i açtık. Şimdi Bağdat Caddesi’nde açacağız. İçerde mağazaları açınca Atatürk Havalimanı mağazasındaki satışlar düştü.
- Ülker Grubu 2010 yılını nasıl kapatıyor?
- Gıda işi krizde normal büyüme hızını sürdürdüğü için 2010’da çok çarpıcı bir büyüme olmayacak.
- Ya 2011?
- Gelecek yıl daha iyi olacak gibi görünüyor...
Fenerbahçe tişörtü giydim, Ülker ‘Belgeleyelim’ dedi
STAR Gazetesi’nden Yener Yalçın, Fenerbahçe Ülker’in Cholet’e attığı basketlerle heyecanlanınca ani bir hareketle elimdeki meyve suyu bardağına çarptı, gömleğimin rengi değişti.
Ülker Grubu’ndan arkadaşlar hemen bir Fenerbahçe tişörtü uzattı. Çaresiz gömleği çıkarıp, tişörtü giydim. Galatasaray taraftarı olduğumu bilen Murat Ülker, tişörtü giymeme çok sevindi:
- Bu durumu belgelemek gerekir.
Murat Ülker’in yakın dostu Ahmet Özaktaç hemen Ülker’in maçlar sırasında stadyum ve spor salonlarında bulundurduğu fotoğrafçı kızları çağırdı. Tüm fotoğraf taleplerimizi genellikle geri çeviren Murat Ülker, üzerimdeki ceketi işaret etti:
- Şu ceketi çıkar, tişörtün daha iyi görüneceği şekilde bir fotoğraf çektirelim.
Böylelikle Murat Ülker’le yan yana “askerlik anısı”na benzer fotoğrafımız çekildi.
Sinan Erdem Spor Salonu’nda Ülker’e komşu locadaki Fenerbahçe yöneticisi Murat Özaydınlı da devre arasında uğrayınca üzerimdeki tişörtü gördü:
- Çok yakışmış, artık çıkarmayın...
Özaydınlı, karşılaşmanın 32 sayı farkla Fenerbahçe Ülker’in galibiyetiyle sona ermesinin ardından kutlamaları kabul ederken takıldı:
- Ayağınız uğurlu geldi...