Uçakta business koltukta eli kelepçeli yolcuyla yan yana oturur musunuz
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
26 MART 2009 Perşembe sabahı saat 08.00, İstanbul Atatürk Havalimanı Dış Hatlar CIP Salonu...
İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) Arnavutluk’ta düzenlediği 4’üncü Türk İhraç Ürünleri Sergisi için Tiran’a gitmek üzere uçuş saatini bekliyorum.
Biraz sonra İTO Genel Sekreteri Cengiz Ersun’la benim ismim anons edildi. CIP Salonu’ndaki danışma masasına gittim:
Tiran uçağının ekonomi sınıfında yolcu fazlası söz konusu. Sizi business’a alıyoruz.
Yeni uçuş kartımı alıp, saat 08.45’te uçağa bindim. Bir süre sonra hostesler Cengiz Ersun’u "1F"ye davet etti:
Sizin yeriniz burası efendim.
Ersun itiraz etti:
Ben arkadaki yerimden memnunum. Buraya geçmek istemiyorum.
- Efendim ekonomide yer kalmadı.
Cengiz Ersun, bunun üzerine uçakta son kontrolleri yapan yer görevlisine yöneldi:
Lütfen beni ekonomideki yerime döndürün.
- Tamam efendim, çözüm bulacağız.
Ersun, geçici olarak "1F"ye yöneldi, orada da oturan vardı. "1F"deki yolcu, "1E"ye geçti. Yani, business’da ortadaki koltuğun boş kalması gerekirken, üç kişinin yan yana oturması durumu doğdu.
Ersun, çözüm beklerken, kapı kapanıp uçak piste doğru hareketlenince, yeniden hosteslere yöneldi:
Yer görevlisi çözüm bulmadan çıkıp gitti. Lütfen rapor tutun. Ayrıca bana ekonomide yer bulun.
Hostesler seferber oldu, sonunda 28’inci sırada bir yer bulundu. Ersun, yeni yerine geçti. Tiran’a indikten sonra Ersun’a sordum:
Sizi rahatsız eden neydi? Neden ısrarla ekonomideki yerinize dönmek istediniz?
- Business’da beni almaya çalıştıkları "1F"de kelepçeli bir yolcu vardı. Orta koltuğa kayan da oydu. "1D"de de ona eşlik eden emniyet görevlisi vardı. Kelepçeli yolcuyla yan yana uçmak istemedim.
Peki ekonomide ’yolcu fazlası’ndan söz ediliyordu. 28’inci sıradaki yer nasıl bulundu?
- Bizim serginin katılımcılarından biri uçağa yetişememiş. Ondan boşalan yere ben geçtim.
Rapor tutturdunuz mu?
- Tutturdum. Sorunumu çözmeden çekip giden görevliyi şikayet edeceğim.
Bildiğim kadarıyla eli kelepçeli yolcular, beraberindeki emniyet görevlileriyle birlikte uçağın en arka koltuğuna oturtuluyor. Nitekim bazı yolculuklarımda bizzat uygulamayı gördüm.
"Business class kelepçeli yolcu"ya ilk kez 26 Mart’ta THY’nin Tiran uçağında denk gelmiş oldum. Uçuş sırasında farkında olmadığım bu yolcu, üç sıra önümde oturuyordu.
"Daha rahat oturmak, daha iyi kabin içi hizmet" için fazla para ödemişken, business class’da eli kelepçeli yolcuyla, üstelik "üçlenmiş koltuk" düzeniyle kim uçar?
Konak mahalle oldu, 3 bin 700 seçmen sandığa gitmedi
İKTİSAT Fakültesi Mezunları Cemiyeti (İFMC) Başkanı Vahap Adıyaman, düzenledikleri "İktisatçılar Haftası"yla ilgili bilgilendirme amacıyla salı günü gazeteye uğradı. Doğal olarak seçimi de konuştuk. Vahap Adıyaman, Malatya’daki beldesine dikkatimi çekti:
Ben Banazılıyım (Konak). Orası belde belediyesiydi. Mahalleye dönüştürüldü. Tüm Banazılılar ortak hareket etmiş ve kimse pazar günü sandığa gitmemiş.
-Kaç seçmen vardı?
Tam hatırlamıyorum ama sanıyorum 6 bin dolayında.
Vahap Adıyaman’ı uğurladıktan sonra hemen Doğan Haber Ajansı’nın (DHA) Malatya Temsilcisi Mikail Pelit’i aradım:
Mahalleye dönüşen Konak beldesinde durum nedir? Galiba kimse sandığa bile gitmemiş.
- Konak 7 bin nüfuslu, 3 bin 700 seçmeni olan bir beldemizdi. Merkez belediyeye mahalle olarak bağlandı. Bunun üzerine 3 bin 700 seçmen 29 Mart Pazar günü sandığa gitmedi.
Mikail Pelit, daha sonra konuyu haberleştirip, DHA’dan geçti. Dün gazetelere baktım, diğer seçim haberleri arasında bu konu yer bulamamıştı. O yüzden bu ilginç olayı buradan aktarmaya karar verdim.
Hükümet, geçen yıl Türkiye genelindeki bazı belde belediyelerini kapatmaya, bazılarını birleştirmeye, bir bölümünde de parçalamalar yapıp, yeni belediyeler oluşturmaya karar verdi. Bu karar da 29 Mart 2009 seçimleriyle birlikte devreye girdi.
Malatya’nın Konak beldesinin de bu çerçevede "merkez"e bağlanması uygun görüldü. Türkiye genelindeki birçok belde belediye başkanı, o günlerde bu konuda iptal davası açtı. Konak’ın AKP’li Belediye Başkanı Halil Mutlu, partisinden aldığı, "Dur bakalım, sana bir çözüm bulurum" işareti üzerine mahkemeye gitmedi. Mutlu’nun konuyu yargıya götürmemesinin arkasında ayrıca partisiyle ters düşmemek de vardı.
Konaklılar (halk arasındaki adı Banazı) bu durumu protesto etmeye karar verdi. 3 okula konulan 12 seçim sandığına 29 Mart günü uğrayan bile olmadı.
3 bin 700 seçmenin sandığa bile gitmemesi, Konak’ı yeniden belde belediyesine dönüştürür mü bilmem.
Ancak, önceki seçimde oylarının çoğunu AKP’li başkan lehinde kullanmış seçmenlerin böylesine ortak tavır koyabilmesi, bunu da gürültüsüz, patırtısız gerçekleştirmesi önemli değil mi?