Türkiye’ye referandum engeli sorusu Portekizli bakanı bile kızdırdı

16 HAZİRAN Çarşamba akşamı, Brüksel’de Avrupa Parlamentosu’nun (AP) salonlarından birinde yemekteyiz...

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı heyecanlı... Çünkü, Avrupa Birliği (AB) nezdinde gücü olan lobi kuruluşu Friends of Europe’u (Avrupa’nın Dostları) devreye sokarak planladıkları zirve gerçekleşiyor.

Satıcı, kopya vermese de yan sponsorlar hariç sadece TİM’in bu iş için 50 bin dolar ödediği bilgisi bize ulaşıyor. Amaç, AB komiserleri, bürokratları, Brüksel’de etkili olabilecek şirket ve kuruluşlara Türkiye’nin AB’yle müzakereye başlamaya hazır olduğunu anlatmak. Friends of Europe’nin Başkanlığını, eski AB komiserlerinden Viscount Etienne Davignon yürütüyor.

‘Turkey’s EU End-Game?’ başlıklı toplantı öncesinde düzenlenen yemeğin ev sahibi Friends of Europe (Avrupa’nın Dostları), TİM ve İstanbul Tekstil Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İTKİB). Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV), Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) ile Standard & Poor’s da organizasyonu destekliyor.

Önce Romanya Başbakanı Adrian Nastase, sonra da Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen konuşuyor. Nastase, 2007’de AB’ye girecek olmalarının rahatlığını yaşıyor, ‘Siz kaçtıkça peşinizde olacağız. Bütün kuralları yerine getireceğiz’ diyor.

Tüzmen’in, ‘1963 Ankara Anlaşması imzalandığında 5 yaşındaydım. Bugün 46 yaşındayım. AB ile 41 yıldır aşk yaşıyoruz. Artık bu aşkın adını koyalım’ sözleri alkış alıyor.

AB Komiserlerinden Mario Monti’nin şu sözü dikkati çekiyor: ‘Son 10 yılda tek pazardan tek paraya da geçtik. Ciddi genişleme süreci gerçekleştirdik. Bunları yaparken, silahlı kuvvetler gibi bir güce dayanmadık.’

Kürşad Tüzmen
, hem gece boyunca, hem de ertesi gün saat 16.00’ya kadar süren toplantıda TİM’in önderlik ettiği Türk iş dünyası ekibini yalnız bırakmıyor.

AB Genişlemeden Sorumlu Komiseri Günter Verheugen, İrlanda Avrupa İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Dick Roche ve Portekiz Avrupa İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Carlos da Costa Neves, Türkiye için olumlu mesajlar veriyor.

Arada Fransız uzman Nicolas Jean Brahon gibi çatlak sesler de çıkıyor. Brahon, şöyle diyor: ‘70 milyon nüfuslu Türkiye, AB’yi zorlar. Türkiye’nin tam üyeliği AB’ye yılda en az 15 milyar Euro’ya patlar.’

Bir başka çatlak ses de izleyici sorusuyla geliyor: ‘AB’de ‘Türkiye’yi alalım mı, almayalım mı’ referandumu yapılsa daha sağlıklı bir çözüm bulunmaz mı?’

Bu soru elbette başta Kürşad Tüzmen ve ev sahibi işadamları olmak üzere, Türk katılımcıları kızdırıyor. Soruya yanıtı ise Portekiz’in Avrupa İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Neces veriyor: ‘AB’nin 25 üyesi var. Hangisinin üyeliği kabul edilirken ‘alalım mı’ referandumu yapıldı. Hiçbir AB üyesine yapılmayan bir uygulamayı neden Türkiye’ye uygulayalım. Asla böyle birşey olamaz.’

Neces
’in bu yanıtı Tüzmen ve Türk işadamlarını memnun ediyor. Tüzmen, sözlerini şöyle bağlıyor: ‘Biz gerekeni yaptık, artık sen düşün AB.’

Gerçekten AB’yi zorlu bir Türkiye sınavı bekliyor değil mi?

Irak’ta mallarını sattım dönüp beni eleştirdiler

BRÜKSEL
’de otel lobisinde gece yarısı Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen’le sohbet ediyoruz. Söz komşularla ticarete geliyor. Tüzmen, dert yanıyor: ‘Irak’a gittim diye o günlerde en ağır eleştirileri aldım. Saddam’ı ziyaret etmemi doğru bulmayanlar olabilir. Ancak, bana en acı gelen, o zor günlerde Irak’ta mallarını satmaya çalıştığım şirketlerin patronlarının beni eleştirmesiydi.’

Tüzmen
, aradan geçen zamanın kendisini haklı çıkardığını iddia ediyor:

‘Bakın sonuç ne oldu? Biz o günlerde 700 milyon dolarlık bağlantı yaptık. İşin içinde Birleşmiş Milletler (BM) vardı. O bağlantıların hepsi gerçekleşti, Türkiye’ye 698 milyon dolar döviz girdi.’

Araya girip sordum: ‘2 milyon dolar ne oldu Sayın Tüzmen?’

Tüzmen
gülümsedi, ‘Bilmiyorum’ dedi...

Siyaset böyle... En iyisi alkışa sevinmeyin, eleştiriye kızmayın. Olmaz mı?
Yazarın Tüm Yazıları