Paylaş
Aynı gün akşam yanına bankanın Başdanışmanı Salih Başağa ve Genel Müdür Yardımcısı Murat Ermert’i de alarak yeniden Londra’ya uçtu. Amacı yarım kalan yatırımcı görüşmelerini tamamlamak, çarşamba akşamı da Financial Times’ın dergisi The Banker’in ödülünü almaktı.
Açıkalın, Başağa ve Ermert’le birlikte ben de Londra’ya gittim. Açıkalın’a yatırımcıların neleri merak ettiğini sordum:
- Türkiye’nin krizde ayrıştığını kabul ediyorlar mı?
- Krizde ayrıştığımız konusu geçen yıl daha ön plandaydı. Şimdi bize sürekli “en kötü senaryo”yu sorup duruyorlar.
- Türkiye, 2011’in ilk yarısında büyüme rekoru kırarken, bu yönüyle dünyada da öne çıkarken, neden en kötü senaryo üzerinde duruyorlar?
- Öncelikle kendi durumları hiç parlak ve rahat değil. İkincisi, Avrupa’da krizin derinleşmesi durumunda bunun bir şekilde Türkiye’yi de etkileyeceğini düşünüyorlar.
Bu noktada Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın zaman zaman gündeme getirdiği uyarıları anımsattı:
- Sayın Babacan da, “En kötü senaryoya hazırlıklı olmalıyız” mesajları veriyor.
- O sorulara sizin yanıtınız ne oldu?
- İnşallah Avrupa bundan daha kötüsün yaşamaz. Olursa, o zaman Türkiye’nin de etkilenmesi kaçınılmaz.
- Ne kadar etkilenir?
- Bir kere kriz ortamına 2009 yılına oranla daha hazırlıklıyız. Ayrıca, Avrupa’da daha da derinleşme olasılığı bulunan kriz Türkiye’de 2009’daki gibi küçülme gündeme getirmez. Sadece büyümemizde bir yavaşlama olur.
- OECD, Türkiye’nin 2012 büyüme beklentisini yüzde 3’e çekti.
- Biz yüzde 3.8-4 büyüyeceğimizi düşünüyoruz. Ayrıca, Merkez Bankası’nın “yumuşak iniş” adımlarını da doğru bulduğumuzu, desteklediğimizi anlatıyoruz.
- Bunları anlatınca ikna olmuş görünüyorlar mı?
- Aslında aralarında parasını Türkiye’den çekmiş olanlar da vardı. Yeniden dönmek için en uygun zamanı kolluyorlar. “Herkesten önce gidelim ama çok da acele etmeyelim” havasındalar.
- Bazı bankaların sendikasyon kredilerini yenilediklerini görüyoruz.
- Aslında bu ortamda sendikasyon çevirmek pek de kolay değil. Biz de kısa süre önce çıkmıştık. Birinde gerekenin bir miktar üzerinde, diğerinde gereken kadar kaynağı üztelik uygun faizle bulduk. Rakiplerimizden de benzeri şartlarda sendikasyonlarını çevirenler oldu. Bunu yapabilmek gerçekten önemli.
- Cari açığı büyük sorun olarak görüyor musunuz?
- Cari açık büyümeye bağlı olarak artmıştı. Yavaşlamaya dönük kararlar biraz aşağı çekti. Cari açık GSMH’nin yüzde 10.2’si düzeyinde. 2012’de yüzde 8’e düşürme hedefi var. Cari açığın yarısının petrol ve gaz ithalatından kaynaklandığını da biliyoruz.
Başbakan Tayyip Erdoğan, zaman zaman “Kriz bu sefer teğet bile geçmeyecek” diyor... Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, G-20 toplantısında yüzü gülebilen tek liderin Başbakan Erdoğan olduğunu belirtiyor...
Türkiye’de yatırımı olan, olmayan birçok yabancı şirket patronu veya yöneticisi genellikle, “Türkiye parlayan yıldız” türünden mesajlar veriyor...
Ancak, iş parayı yöneltme aşamasına gelince, “en kötü senaryo”yu soruşturmayı yeğliyor...
Yapı Kredi sahneye çıktı Arnavutluk ve Kırgızistan Türk bankalarıyla sevindi
FINANCIAL Times’a bağlı The Banker dergisinin Londra’daki “2011’in En İyi Bankaları” ödül törenindeyiz... Asya ülkelerinin bulunduğu bölümde sıra Kırgızistan’a geldi, anons duyuldu:
- Demir Kırgız International Bank, Kırgızistan’ın en iyi bankası...
Halit Cıngıllıoğlu’nun çoğunluk hisselerine sahip olduğu bankanın Genel Müdürü Şevki Sarılar sahneye çıkıp ödülünü aldı. Bir arkadaşı takıldı:
- Kırgızistan’da başka banka yok herhalde...
- Rakiplerimiz arasında UniCredit de var...
Ardından sıra Orta ve Doğu Avrupa ülkelerine geldi. İlk anons Arnavutluk için yapıldı:
- Arnavutluk’un en iyi bankası, Banka Kombetare Tregtare (BKT)...
Çalık Holding’e bağlı BKT’nin Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Usta ile Genel Müdürü Seyhan Pencablıgil sahneye çıkıp ödülü birlikte kaldırdı.
Sonra Batı Avrupa ülkelerinin ipi göğüsleyen bankaları anons edildi:
- Türkiye’de 2011’in en iyi bankası Yapı Kredi...
Yapı Kredi Genel Müdürü Faik Açıkalın ödülü aldıktan sonra Mehmet Usta yanımıza geldi:
- Görüyor musun, farklı ülkelerde de olsak, 3 Türk bankası bu akşam “en iyi banka” ödülü için sahneye çıktı...
Bunun üzerine 3 bankanın yöneticilerini, Faik Açıkalın, Şevki Sarılar, Mehmet Usta ve Seyhan Pencablıgil’i biraraya getirip fotoğraflarını çektim.
Gecede en çok sahneye çıkan çeşitli ülkelerdeki başarılarıyla HSBC oldu... Nitekim, The Banker, HSBC’yi “Dünyanın En İyi Bankası” olarak belirledi.
Yapı Kredi’nin yanına BKT ve Demir Kırgız Bank’ın eklenmesi de bizim için gurur kaynağı oldu...
Rekabet Kurumu’nda yine adil karar bekleyeceğiz
FAİK Açıkalın’a Rekabet Kurumu’nun bankalarla iligili başlatığı son soruşturmayı anımsattım:
- Bir kere kasıtlı olarak bir hata yapmadığımızı biliyoruz. Savumamızı hazırlıyoruz. Gidip kendimizi anlatacağız.
- Ceza bekliyor musunuz?
- Biz Rekabet Kurumu ve onun üst organı Kurul’un adil karar vermesini bekliyoruz.
Önceki soruşturmadan sonra aldıkları kararlara değindi:
- Biz o zamanki soruşturma ve verilen cezalardan ders çıkardık. Bütün personelimize dönük rekabet eğitimleri vermeye başladık.
Yılda 50-60 şube açmayı planlıyoruz
FAİK Açıkalın, Yapı Kredi’de iki büyük ortak, Koç Holding ile İtalyan UniCredit’in görüşbirliği içinde olduğunu vurguladı:
- Bu yıl 28 şube açtık, 896 şubeye çıktık.
- Şube açma hızı aynen devam edecek mi?
- Önümüzdeki 5 yıl boyunca yılda 50-60 şube açmayı planlıyoruz.
- İstihdam durumu nasıl?
- Bankamızın 14 bin 500 personeli var. İştiraklerle birlikte personelimiz 17 bine ulaştı.
Merkez alışılmış dışı politika uyguluyor, dünyada kabul görüyor
YAPI Kredi Genel Müdürü Faik Açıkalın’a Merkez Bankası’nın attığı adımları sordum:
- Merkez Bankası, alışılmış dışı politikaları gündeme getirdi. Faiz artırmak yerine başka adımlar attı. Kendi faizinde bir koridor oluşturdu. Kağıt faizleri yüzde 11-12’lere
yükseldi. Bu da ister istemez kredilere yansımaya başladı.
Ardından ekledi:
- Erdem Başçı yönetimindeki Merkez Bankamızın politikaları, dünyada da kabul görmeye başladı. Bizim merkez bankamız, tecrübe açısından da dünyada öne çıktı.
Sonra bir dileğini paylaştı:
- Merkez bankamız belki politikalarıyla ilgili daha iyi iletişim yapabilir. Aslında iletişimde bir sıkıntı yok ama daha iyisini yapabilirler. Böylece bankacılık sektörünün işi daha da kolaylaşır.
Şu noktanın altını çizdi:
- Merkez bankamızdan “naklen yayın” gibi birşey beklemiyoruz ama politikalarıyla ilgili işaret verebilirse iyi olur.
Paylaş