Paylaş
Cumhurbaşkanı Gül’ün bir tarafında Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Namık Tan, diğer tarafında Başbakanlık Yatırım Ajansı Başkanvekili Hüseyin Aslan ve Cumhurbaşkanı’nın ekonomi Başdanışmanı Ahmet Ertürk var.
Yatırım Ajansı’nın “Türkiye’de yatırımı olanlar, yatırıma yakın duranlar” kriterine göre belirlediği 20 şirketin üst düzey yöneticileri masanın etrafında yerini almış.
Cumhurbaşkanı Gül, söze şöyle girdi:
- New York’ta gündemimiz çok yoğun. Buna rağmen sizlerle buluşmak, sıkıntınız, kafanızda Türkiye’ye dönük soru işaretleri varsa, onları dinlemek istedim.
Ardından Türkiye’deki değişime dikkat çekti:
- Aranızda Türkiye’yi hiç görmeyenler var. Ülkemizi 30-40 yıl öncesinden kafalara yerleşmiş imajla değerlendirenler var. Şunu bilin ki, Türkiye çok büyük değişim geçirdi ve bu süreç kesintisiz sürüyor.
Sonra Türkiye’nin bölgedeki konumuna vurgu yaptı:
- İstanbul, çok önemli bir bölgenin merkezi konumunu giderek güçlendiriyor. Birçok dünya devi şirket, bölge merkezini İstanbul’a taşıdı. Bu adımı atmayı düşünen başka şirketler de var.
Gelen yabancı sermayenin altını da çizdi:
- Eskiden çekebildiğimiz yabancı sermaye yılda 1 milyar doları zor bulurdu. Kriz öncesinde 24 milyar doları bulduk. Krizde bile 8.5 milyar dolar geldi. Çünkü, Türkiye’de kurallar yatırım ortamını rahatlatan yönde değişti. Çalışan bir serbest piyasa var. Artık öngörülebilen ortamın olduğu bir ülkeyiz.
Gül, siyasi reformlar üzerinde durmayı ihmal etmedi:
- Türkiye’de siyasi ve ekonomik reformlar el ele yürüdü. Çünkü, ikisi birbirini besliyor. Ancak, reform süreci henüz tamamlanmış değil. Eksiklerimizi biliyoruz. Reform süreci güçlü şekilde sürüyor.
Bir başka altını çizdiği nokta, Türkiye’nin bölgesel rolü oldu:
- Bölgemizde insiyatif almaya başladık. Yatırım düşünürken, sadece 72 milyon nüfuslu Türkiye’yi değil, oradan bölgeyi kavrayacağınızı dikkate alın. Bölgede istikrar, büyük işbirliğine kapı açar, bu da bölgesel zenginlik sağlar.
Türkiye’deki risk ve fırsatları birarada değerlendirdi:
- Bölgemizi dikkate alıp, Türkiye’yi riskli görenleriniz vardır. Tersine, çok büyük potansiyele sahip bölgede, güvenli ada konumundayız. AB’ye girme yolunda ilerliyoruz ve bu konuda ısrarlıyız. Bölgemizin ilham kaynağıyız.
Gül, sözlerini şöyle bağladı:
- Yatırım için, “Minimum risk, maksimum kazanç” ararsınız... İkisinin buluştuğu nadir ülkelerden biri Türkiye’dir. Böyle ülkeyi dünyada zor bulursunuz.
Masanın çevresindeki şirket temsilcilerine baktım, en üst makamdan, Cumhurbaşkanı’ndan sıcak davet olmak, hepsini etkiledi...
Sıra bu “etki”nin yeni yatırımlara dönüşmesine geldi...
Gül’le New York’ta buluşan şirketler neler yapmak istiyor
· Neal Rider (Americold
Logistics Başkanı): Dondurulmuş gıda lojistiği alanında faaliyet gösteriyor. 734 milyon dolar cirosu var. İstanbul, Antalya, Konya ve Doğu illerimizde 5-6 soğuk hava deposu kurmak istiyor.
· Charles Stonehill (Beter Place CFO’su): Elektrikli araç şarj istasyonları kuruyor. 400 milyon dolar cirosu var. Türkiye’de 800 istasyon kurmayı hedefliyor.
· Dil Kulatham (Cardone
Başkan Yardımcısı): Yeniden üretilmiş ve modifiye edilmiş otomobil yedek parça sanayinde Türkiye’de ortak yatırımı düşünüyor. 2.8 milyar dolar ciroya sahip.
· Jay Collins (Citigroup Direktörü): Dünyada 1.8 trilyon doları yönetiyor. Türkiye’de hem doğrudan bankası var, hem de Akbank’a yüzde 20 ortak. Türkiye’de yeni yatırımcılara kapı açma konusunda desteğe hazır.
· Wasiq Bokhari (Cleantech Circle Yönetici Ortağı): 75 hektarlık alanda Türk ortakla 110 milyon dolar yatırıp, güneş panelleri üretmek istiyor.
· Jim Cree (Clopay Başkan Yardımcısı): 450 milyon dolar cirosu var. Gebze’de temizlik ve sağlık malzemelerinde kullanılan ürünler için plastik film üretecek bir fabrika kurmak istiyor.
· Jean-Marc Gilson (Dow Corning): 5 milyar dolar cirosu var. Gebze’de silikon fabrikası kurma kararı aldı.
· Abdallah Salloum (Harman Başkan Yardımcısı): 3 milyar dolar cirosu var. Türkiye’de hoparlör fabrikası kurmak istiyor. 700 kişiye istihdam yaratacak. Macaristan da bu yatırımı çekmeye çalışıyor. Ek teşvik istiyor.
· Anne Altman (IBM): 100 milyar dolar cirosu var. Teknoloji yatırımları için Türkiye her an hedefte.
· Hernan Vaisman (International Flavors & Fragrances
Başkanı): İzmir’deki yatırımlarını büyütmek istiyor. Macaristan da peşinde.
· Timothy Main (Jabil Başkanı): 12 milyar dolar cirosu var. Güneş panelleri üretimine dönük yatırım düşünüyor.
· Dave Downing (Lindsay Cooperation CFO’su): 15 milyon dolara sulama sistemleri fabrikası kurmak istiyor. 150 kişiye istihdam yaratacak.
· Didier Michaud-Daniel
(Otis): 5 milyar dolar cirosu var. Türkiye’deki yatırımını büyütmek istiyor. Avrupa’daki bazı üretim tesislerini Türkiye’ye kaydırmayı planlıyor.
· Jean-Michel Halfon (Pfizer Gelişmekte Olan Pazarlar Başkanı)
· David Hess (Pratt&Whitney Başkanı): Kale Grubu’yla İzmir’de uçak motoruna parça üretmek
üzere 60 milyon dolarlık yatırım anlaşması imzaladı.
AB’ye 10 dakikada girecek hale gelme yolunda yürüyoruz
CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, Avrupa Birliği (AB) ile süren müzakerelere değindi:
- Kimi zaman yavaş, kimi zaman hızlı yürüyoruz. Yabancı yatırımcılar olarak bilin ki, biz kendi içimizde her türlü hazırlığı tamamlamakta kararlıyız.
Sonra Norveç’i örnek gösterdi:
- Norveç, AB üyesi değil. Ancak, tam üyelik koşullarını yerine getirmiş durumda. Norveç, AB’ye tam üyelik için başvursa, 10 dakikada girişi tamamlanır. Türkiye de böyle olacak. Biz üstümüze düşeni kendimiz için yapacağız. Günü geldiğinde kapıdan 10 dakikada gireceğiz.
AB kapısından 10 dakikada geçmek, oldukça iddialı hedef...
Ekonomide sağlanan başarıda Babacan’ın çok büyük payı var
CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, New York’ta buluştuğu 20 şirketin üst düzey yöneticilerine seslenirken, yanıbaşındaki Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ı gösterdi:
- Global krizde Türkiye’nin ekonomisini ne kadar başarılı yönettiğini hepiniz yakından izlediniz. Bu başarıda Sayın Babacan’ın çok büyük payı var.
Babacan, Mali Kural tasarısının yasalaştırmaktan son anda vazgeçilmesiyle üzülmüştü. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Mali Kural’ı çıkarıp, kendi içimizde IMF yaratamayız. Son sözü ben söylerim” diyerek önüne set çekmişti.
Cumhurbaşkanı’nın uluslararası şirketler önünde ortaya koyduğu övgü, “Mali Kural küskünü” Babacan’a moral verdi...
Kent: Türkiye’de girişimcilik için her türlü desteğe hazırız
BAŞBAKANLIK Yatırım Ajansı’nın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’le kahvaltıya davet ettiği şirket yöneticileri arasında The Coca-Cola Company Başkan ve CEO’su Muhtar Kent de vardı.
Ancak çarşamba sabahı aynı saatlerde ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’un 27 Nisan 2010’da duyurduğu, ABD eski Dışişleri Bakanı Madeleine Albright’ın başkanlığını yürüttüğü, Muhtar Kent’in de öncüleri arasında yer aldığı “Yeni Başlangıç Ortaklığı”nın toplantısı vardı. Bu ortaklık, Türkiye’yi de hapsayan Müslüman nüfusun yoğun olduğu ülkelerde girişimcilere destek vermeyi öngörüyordu.
Kent’in Cumhurbaşkanı Gül’le kahvaltılı buluşmaya katılamayacağı ortaya çıkınca aynı gün akşam saat 21.30’da The Plaza Otel’de kabul randevusu verildi. Cumhurbaşkanı Gül, aynı gün akşam 20.00’de Balkan-Amerikan Dernekleri Federasyonu (FEBA) ile Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) tarafından düzenlenen “Balkan Liderler Buluşması”nda bir konuşma yaptı. Amerikan-Çin İş Konseyi Başkanlığını da yürüten Muhtar Kent de, BM genel kurulu için New York’ta bulunan Çin Başbakanı’nı yemekte ağırladı.
21.30’da da The Plaza Otel’de Cumhurbaşkanı Gül’ün Kent’i kabulu gerçekleşti. Kent, yarım saat süren görüşmenin ardından şu mesajları verdi:
- Türkiye’nin sürekli yükselen bir başarı grafiği var. Türkiye’de girişimciliğin artırılması için destek vermeye hazırız. Benim de içinde bulunduğum “Yeni Oluşum Ortaklığı”nın kapsama alanında Türkiye de var. Bu çerçevede Türkiye’deki girişimciliğe katkı yapabiliriz.
Muhtar Kent’in The Coca-Cola Company gibi bir devin başında olması, Türkiye’ye hem gurur veriyor, hem önemli kapılar da açıyor... “Yeni Oluşum Ortaklığı” da bunlar arasında yer alıyor...
Paylaş