Paylaş
- DHL Worldwide Express Fransa’da 1800 kişi çalışıyor. Bunlar arasından 90 kişi sendika temsilcisi. Bu kadar sendika temsilcisi bana çok fazla geldi.
- Türkiye’deki personeliniz sendikalı değil mi?
- Türkiye’deki operasyonumuzda 850 kişi çalışıyor. Sendikalı değiller ama kendilerine çok iyi haklar verdiğimizi düşünüyoruz.
- Nedir o çok iyi haklar?
- Türkiye’deki personelimiz işe servisle gidip-geliyor. Öğlen yemekleri, ücretsiz çay-kahve veriyoruz. Ayrıca kuryeler ile çağrı merkezinde görevli arkadaşlarımıza haftada bir gün, cuma günleri ücretsiz masaj hizmeti de veriyoruz.
- Personel masaj olayını nasıl karşılıyor?
- Diplomalı masörlerle anlaşmamız var. Yani, işlerini tekniğine uygun yapıyorlar. Personelimiz isim yazdırıp, randevularını ayarlıyor. Personelimizin masajı benimsediğini gördük.
Michel Akavi, Türkiye’de personeli kucakladığını düşündüğü bazı servisleri Fransa’ya da taşımak istediğini vurguladı:
- Bir gün talimat verdim, Fransa’daki personelimize günde en azından bir kahveyi ücretsiz verme kararı aldım. Ancak, orada bana bağlı çalışan yönetici arkadaşlar karşı çıktı.
- Neden? Bir kahvenin nesine karşı çıktılar?
- Böyle bir uygulama için sendikadan izin almamız gerektiğini söylediler.
- Sendika ücretsiz kahve vermenize karşı mı çıkacaktı?
- Sendika, şirket merkezindeki kahve otomatlarından pay alıyormuş.
- Ne yaptınız?
- “Ücreti neyse karşılarız” dedim. Böylece sendikayı ikna ettik.
Türkiye’deki personelin verilen hizmetlerden zaman zaman şikayetçi olduğunu aktardı:
- Kimi zaman bir arkadaşımız, “Kuşburnu çayı neden yok?” der, bir başkası sandöviçteki peyniri tuzlu bulur. Bazı arkadaşlarımız da tuvaletteki sıvı sabunun elini kuruttuğunu, değiştirilmesini söyler.
Bunları anlatmakla birlikte Türkiye’deki personelin farkının altını çizdi:
- Türkiye’de çok iyi bir ekibimiz var. Personel işini çok sahipleniyor. Bunu başka ülkelerde görmek pek mümkün değil.
DHL’in 222 ülkede faaliyet gösterdiğini kaydetti:
- Türkiye DHL, dünyanın en iyisi. Açık ara önde gidiyor. Bu yıl yüzde 20 büyüme öngörüyoruz. Geçen yıl yüzde 35 büyüdük. Büyümede Çin’deki DHL’i de geride bırakıyoruz.
Akavi, Türkiye’deki başarının kendisini Fransa’daki şirketin de başına taşıdığını vurguladı:
- Fransa’daki ekibimden bazı arkadaşları Türkiye’ye yönlendiriyorum, “Türkiye’deki ekipten öğreneceğiniz çok şey var” diyorum.
DHL, Türkiye’deki başarısının karşılığında personelini ne kadar memnun edebiliyor bilmiyorum ama işi ücretsiz masaja kadar vardırmak sanırım işe yarıyor...
Aynı tutum Fransa’da, Türkiye’deki kadar işe sahiplenme ortamı yaratır mı?
Bedava kahve, Fransa’daki personeli memnun etmeye yeter mi?
Haftanın 4 günü Paris’te, 3 günü İstanbul’da oluyor
MICHEL Akavi, DHL Worldwide Express’de hem Türkiye, hem de Fransa Genel Müdürü olmasının İstanbul-Paris hattı kurmasına yol açtığını belirtti:
- Haftanın 4 günü Paris’te, 3 günü de İstanbul’da oluyorum.
- Günleri nasıl paylaştırdınız?
- DHL Türkiye’deki işlerimiz rayında gidiyor. Çok iyi bir ekibim var. O yüzden asıl iş günlerini Paris’teki Fransa DHL Worldwide Exspress’in merkezinde geçiriyorum. Cuma-pazar İstanbul’da oluyorum. Çünkü, bir oğlum lisede okuyor. Dolayısıyla eşim de İstanbul’da. Hafta sonunu da onlarla beraber geçirmiş oluyorum.
Mişel, Mişel donuna işer
MICHEL Akavi, DHL Woldwide Express Fransa’nın başına atanması sonrasında bazı Fransız gazetelerinin kendisiyle röportaj yaptığını kaydetti:
- Benin annem İtalyan asıllı ama ana dilim Fransızca. Babam Lübnanlı. Ben kendini daha çok Türk hisseden dünya vatandaşı gibiyim. Türkçe, Fransızca, İngilizce, İtalyanca, Japonca ve Yunanca biliyor, Malezya dilini de konuşuyorum. Fransız gazetecilerden biri Türkiye’de sıkıntı çekip çekmediğimi sordu.
- Neden böyle bir soru yöneltti?
- Ben de azınlık sayılıyorum ya, o yönümü öne çıkarmak istedi sanırım.
- Siz ne yanıt verdiniz?
- Ona yaşadığım tek olumsuz gibi görünecek şeyin ilkokulda bazı arkadaşların, “Mişel, Mişel, donuna işer” şeklinde arkamdan bağırmaları olduğunu söyledim.
Hızlı moda ve stoksuz iş Türkiye’ye yarıyor
MICHEL Akavi, DHL Worldwide Express Genel Müdürü şapkasıyla şu değerlendirmeyi yaptı:
- Avrupa’da yaşanan krizin Türkiye’ye yarayan yanları var. Örneğin tekstil ve konfeksiyonda stoksuz iş yapmaya yöneldiler. Buna bir de hızlı moda eklenince işler Çin’den yeniden Türkiye’ye kaydı.
- İhracatta yeni pazarlara yöneliş size nasıl yansıyor?
- Türkiye’den Afrika ülkelerine taşımalarımızda yüzde 300 artış oldu.
Türkiye’nin DHL açısından avantajlı yönüne vurgu yaptı:
- Türkiye’nin ticareti iki yönlü çalışıyor. İhracatla ithalat birlikte büyüyor. Dolayısıyla uçaklarımızı dolu gelip, dolu dönüyor. Rusya ve Çin’e ise uçaklar boş gidip dolu dönüyor. Türkiye’deki ihracatçı gönderisine 0.80 Euro cent öderken, Rus ihracatçı 2 Euro cent ödüyor.
- En çok hangi sektörün yükleri havadan gidiyor?
- Tekstil-konfeksiyon, beyaz eşya, otomotiv yan sanayi... Ayrıca daha ağır yükler de hava yoluna yöneliyor.
- Günde kaç uçak kalkıyor?
- Leipzig’deki Avrupa dağıtım merkezimize günde 1.5 uçak gidiyor. MNG Cargo’nun uçaklarını kullanıyoruz. Önümüzdeki yıl bir uçak da Sabiha Gökçen’den kaldırmaya başlarız.
Paylaş