Paylaş
İSTANBUL Su ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Ahmet Tuncay Sagun, Brüksel’deki Seafood Expo Global’de yer alan 600 metrekarelik “milli katılım standı”nda bizi karşıladığında fuarın önemine şu ayrıntıyla dikkati çekti:
- Burada her saatim 2 bin 500 Euro maliyete denk geliyor. Burası “Dünya Su Ürünleri Olimpiyatı” gibi bir ortam. Her saatimizi müşteri görüşmeleriyle geçirmemiz gerekiyor.
Group Sagun, Abalıoğlu, Agromey, Akuvatur, Bağcı, Bal-Pi, Kainat, Kılıç, Kopuzmar, Pınar, Sastaş ve Su Ürünleri Tanıtım Grubu standlarını işaret etti:
- Tüm stantlarda harıl harıl görüşmeler var.
Ardından Türkiye’nin su ürünleri ihracatına değindi:
- 2013’te 563 milyon dolar olan su ürünleri ihracatımız, 2014’te 692 milyon dolara yükseldi. Bu yıl da yüzde 20’lik artış bekliyoruz.
Norveç’in sektördeki ihracat büyüklüğünün 7 milyar dolar olduğunu belirtip, ekledi:
- Alınacak çok yolumuz var. Şu anda 87 ülkeye ürün satıyoruz. İhracatımızda ilk 10 ülkenin 6’sı AB üyesi. İlk sırada Hollanda var. Japonya, 5’inci sırada.
Kilo başına ihracata dikkat çekti:
- Türkiye’nin kilo başına ihracat geliri 1.58 dolar. Su ürünlerinde bu rakam 5.95 doları buluyor.
- Türkiye’nin su ürünleri ithalatı ne durumda?
Anımsayamadı, yanıbaşındaki İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Meriç Albay’a döndük:
- İhracatımız kesinlikle ithalattan daha yüksek.
İstanbul İhracatçı Birlikleri Fuarlar Şubesi Müdürü Doğuş Tozanlı aktardı:
- 2014 su ürünleri ithalatımız 198 milyon dolar.
Sagun, sektörün en büyük ihracat pazarı AB’yle yaşanan sıkıntıya vurgu yaptı:
- Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı alabalıkta kilo başına 60, çipura ve levrekte de 80 kuruş destek uyguluyor. AB, bunun üzerine alabalıkta yüzde 7-9.7 telafi edici vergi koydu. Aynı tehlike çipura ve levrek için de söz konusu. Bugün Avrupa’da sofralardaki her 3 çipura veya levrekten biri Türkiye’den. Yeni telafi edici vergiye maruz kalmamak için önlem almalıyız.
Bunun için ürüne doğrudan nakit destekten vazgeçilmesi gerektiğini savundu:
- Yetiş-tiriciliğe 10 yıldır verilen destekle hedefe ulaşıldı. Artık bunun yerine ekipman, lojistik desteklerine yönelmek gerekir. Böylece AB’de telafi edici vergi riski yaşamayız.
Sonra ABD pazarındaki gelişmeyi aktardı:
- THY’nin ABD’ye uçuşlarının artması, bize doğrudan katkı yapıyor. Geçen yılın ilk 3 ayında ABD’ye 3.8 milyon dolarlık ihracat yapmıştık. Bu yıl 5.5 milyon dolara çıktı. Çiftliklerimizden çıkan balık, 24 saatte New York’ta tezgaha ulaşıyor. THY’nin Boston, San Francisco seferleri de önümüzü açan yeni destinasyonlar oldu.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin THY yönetiminde olduğunu anımsattı:
- THY, kur artışı nedeniyle kargo fiyatlarını yülseltti. Büyükekşi, sıkıntımızı THY yönetimine aktardı. Bize biraz zaman tanıdılar.
İhracat artış hızına bakılırsa, su ürünlerinde 2.5 milyar dolarlık 2023 hedefi ulaşılabilir gibi görünüyor...
1 kilo balık için 2 kilo yem gider
GROUP Sagun Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Tuncay Sagun, Yönetim Kurulu Üyesi oğlu Oğulcan Kemal Sagun’la fuarda görüşme trafiğini yürütürken, balık çiftliklerinin denizde yol açtığı kirlilik konusunu açtık:
- Bir kere 2 mil kuralı artık titizlikle uygulanıyor. Yani, açık denizde. Havuzlara attığımız yemin kirlilik yarattığı iddia ediliyor. 1 kilo balık için 2 kilo yem tüketililiyor. Her gram yemi balıkların tüketmesini isteriz. Ayrıca, havuzlarımız kirli olsa, balıkların çoğunu AB ülkelerine ihraç edebilir miyiz?
Kafa ve kuyruğu tabakta görelim
TUNCAY Sagun, kişi başı yıllık tüketim örnekleri verdi:
- Japonya’da kişi başına balık tüketimi 75, ABD’de 28, AB ülkelerinde 24 kilo iken, bizde 8 kiloyu pek aşmıyor.
Türk tüketicisinin alışkanlıklarına değindi:
- Balığın kafasını ve kuyruğunu tabakta görmek istiyoruz. Oysa, ülkemizde çok iyi dondurulmuş ürünler üretiliyor. Tezgahta 5 gün kalmış balık yerine, dondurulmuş ürün alın daha iyi.
Paylaş