Toyota araç başına 2 bin dolar kazanır 30 milyar dolar ihtiyat parası tutar

TOYOTASA Genel Müdürü İbrahim Orhon’la Cenevre Motor Show’a gidince, Sabancı Holding Lastik ve Otomotiv Grubu Başkanı Turgut Uzer’le epey sohbet şansı da yakaladım.

Turgut Uzer, Toyota’nın rahmetli Özdemir Sabancı’nın çabalarıyla Türkiye’ye gelişinden itibaren tüm gelişmelerin içinde yer almış. Bu yüzden de Japon Toyota’yı çok iyi tanıyor, felsefesini çok iyi biliyor.

General Motors’un (GM) CEO’sunun fuarda verdiği, "GM, yılda 100 bin hibrid araç üretecek" mesajını okuyunca Turgut Uzer, Toyota Motor Corporation’la (TMC) ilgili bazı saptamalar yaptı:

Hibrid (hem elektrikle, hem benzinle çalışan) araçta Toyota 10 yıl önde. Nitekim Toyota’nın Başkanı Katsuaki Watanabe, 10 yılda 1.3 milyon hibrid araç sattıklarını söyledi, 2010 hedeflerini, "yılda 1 milyon hibrid araç üretmek" şeklinde duyurdu.

Toyota’nın cirosu 200 milyar dolar civarında. Bunun 10 milyar dolarını Ar-Ge’ye ayırabiliyor. 2007’de Ar-Ge’ye saatte harcadıkları 1 milyon doların üzerinde. Ar-Ge’de çok güçlüler.

Burada bir hatırlatma yapmamda yarar var. Hükümet Ar-Ge teşvikleriyle ilgili yasayı çıkardı. Bu yasanın içine konulan Ar-Ge bütçesi hedefi yıllık 16 milyar YTL dolayındaydı. Yani, bütün Türkiye 16 milyar YTL’lik Ar-Ge hedefine ulaşmaya çalışırken, Toyota’nın 2007’de bu iş için harcadığı, Türkiye’nin hedefinin üçte ikisi düzeyinde.

Şimdi Turgut Uzer’in Toyota’yla ilgili saptamalarına dönelim:

Toyota, stratejisini araç başına 2 bin dolar kazanmak temeline oturtmuş durumda. Dünya devi rakiplerinin araç başına kazançları 200 doları geçmez. Buna artı-eksi 200 dolar diye bakmak gerek. Çünkü, sıkça zarar da ederler.

Toyota’yı dünyadaki rakiplerinden ayıran önemli bir fark da, fazla temettü (kár payı) dağıtmayıp 30 milyar dolar gibi büyük kaynağı bir kenarda "ihtiyat parası" olarak tutabilmesi. Bu kaynak, fiyat tutturulamayan ülkelerde "destek" için hemen devreye girer. Böylece pazardaki yerini kaybetmez.

200 milyar dolar ciro... Ar-Ge’ye saat başına 1 milyon doları aşan harcama...

Araç başı 2 bin dolar kazanç, 30 milyar dolarlık "ihtiyat parası"...

Rakamlar, Japon Toyota’nın dünyada elinin ne kadar güçlü olduğunu ortaya koyuyor...

Bu ele güç verenler arasında Adapazarı’ndaki başarılı Toyota fabrikasının da olması, bizi sevindiriyor...

Ford Connect’i, Fiat Doblo ve ’Mini Cargo’yu anlatın Toyota ticari aracı Türkiye’ye çekin

ADAPAZARI’ındaki fabrika Toyota Motor Corporation (TMC) için "dünyanın en başarılılarından biri" olsa da, ticari araç konusunda ibreyi hemen sadece Türkiye’ye döndürmüş değiller.

Cenevre Motor Show’da konuştuğumuz Toyota Avrupa Başkanı Tadashi Arashima, "Fransa, Türkiye, İngiltere hatta Rusya, ticari araç üretimi için adaylarımız arasında" mesajı vermişti.

Arashima, "Ticari araç üretimini de Türkiye’ye getirmek için hükümetten özel bir beklentiniz var mı?" sorumuzu, "Önce araçla ilgili karar kesinleşsin, yer seçimi sonraki aşama" şeklinde yanıtlamıştı.

Arashima’yla konuşurken, Türkiye Yatırım Ajansı Başkanı Alpaslan Kormaz’ın, "Türkiye’ye yatırım çekme çalışmalarımız sırasında medyaya yansıyan haber ve mesajları da dikkate alıp, hemen harekete geçiyoruz" sözünü hatırladım.

Toyota’nın ticari araç üretimi adayları arasında Adapazarı’nın da yer aldığını haber olarak yansıttık. Acaba Türkiye Yatırım Ajansı, Toyota’yı ikna etme çalışmalarına başladı mı?

Türkiye’nin elinde "koz" gibi gösterilecek çok başarılı örnekler var. İzmit Gölcük’teki Ford Otosan fabrikası, Ford Connect üretimiyle kurulduğu günden beri "başarı destanı" yazıyor, kárlılık rekoru kırıyor.

Tofaş-Fiat, Bursa’da Doblo’yla yakaladığı başarıyı, Fiat, Peugeot ve Citroen’e "Mini Cargo" kod adıyla ortak ticari araç üretimiyle bambaşka bir noktaya taşıdı.

Otomotivin duayeni İnan Kıraç’ın Karsan’da farklı markalara üretim gerçekleştirme başarısı da ortada...

Bunlar, Toyota’nın ticari araç üretimini de Türkiye’ye çekmeye yetmez mi Alpaslan Bey... Başarılı örnekleri dosyanıza koyun, Toyota’nın peşini bırakmayın...

’Elazığ okuyor’ başardı sıra ’anne-baba’ya geldi

ELAZIĞ Valisi Muammer Muşmal’ın devreye aldığı "Elazığ okuyor" kampanyası kentte başarılı olunca, projeyi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de "himayesine" alıp, "Türkiye okuyor" şekline dönüştürmeye karar verdi.

Vali Muşmal’ın anlattıklarına göre, Elazığ’da "okuma" mayası iyi tuttu. Akıl hastanesinden kahvehanelere, kışladan pazar yerlerine kadar Elazığlı her yerde kitap okuyor artık.

Vali Muşmal, projeyi cumhurbaşkanının sahiplenmesine sevinirken, yeni kampanyaların hazırlığını yapıyor. Elazığ’da bugünlerde "anne-baba eğitimi"ne dönük kampanya gündeme geliyor...

Vali Muşmal, iyi de yapıyor... "Çıtayı yükseltecek" kuşaklar yetiştirmenin yolu eğitimli anne-babadan geçiyor...
Yazarın Tüm Yazıları