TÜRKİYE Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) İstanbul’daki yeni basın danışmanı Murat Oray aradı: "Başkanımız Rifat Hisarcıklıoğlu, cumartesi günü (1 Temmuz) Bartın’da olacak. Oradaki toplantıya katılmanı bekliyor."
Cumartesi sabah 07.15’te gazeteden yola koyulduk. Anadolu yakasında TOBB Yönetim Kurulu Üyesi ve İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanvekili İbrahim Çağlar’ı da aldık. 4 saati aşan yolculuktan sonra Bartın’a vardık.
Soluğu Bartın Ticaret ve Sanayi Odası’nın 100’üncü kuruluş yıldönümü çerçevesinde düzenlediği müşterek oda toplantısında aldık. Kürsüde Bartın TSO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kemik vardı. Kemik, Bartın’ın yatırımlara teşvik verilen 49 il arasına girmesinden memnundu. Yatırımlarda biraz hareketlenme olsa da yeterli görmüyordu.
Bartın Belediye Başkanı Rıza Yalçınkaya, kentin potansiyelinin yeterince kullanılamadığına dikkat çekti. Bartın Valisi İsa Küçük de "Biz klasik evrak trafik memurluğu yapmak istemiyoruz" diye söze girip, işadamlarına seslendi: "Birlikte çalışalım, üretelim istiyoruz. 5084 sayılı yatırım teşvik yasasından yeteri kadar yararlanamadık. Bartın’a yatırıma gelene birlikte kucak açalım, destekleyelim."
İsa Küçük, daha sonra TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’na döndü: "Hazır bir fakülte ve öğrenci yurdu binamız, lojmanlarımız var. TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi (ETÜ) Bartın’da bir fakülte açamaz mı?"
Vali Küçük’ün TOBB’a çağrısı, salondan büyük alkış aldı... TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, çok oturaklı, katılımcıların dikkatle izlediği sunumu sırasında Vali’nin bu talebinden hiç söz etmedi.
Vali Küçük’ün TOBB ETÜ’nün bir fakültesinin de Bartın’da olması önerisi bana birçok şey çağrıştırdı. Çünkü, bugüne kadar "Her ile bir üniversite" gibi sözler genelde seçim meydanlarında verilir, iktidara gelen de hızla üniversiteler kurmaya çalışırdı.
Nitekim AK Parti Hükümeti’nin 15 yeni üniversite kurma girişimi Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’den "vize" alamamıştı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Giresun’da Orsan Tekstil’in açılışında bile Cumhurbaşkanı’na gönderme yapmıştı: "15 yeni üniversite kurup, verdiğimiz sözü yerine getirmeye çalışıyoruz, engellere takılıyor."
Toplantının bitiminde, Bartın Halk Eğitim Merkezi’nin yanıbaşındaki parkta geleneksel Bartın yemeklerini tadarken, Rifat Hisarcıklıoğlu’na Vali Küçük’ün önerisini hatırlattım: "Vali Bey sizden fakülte istiyor. TOBB ETÜ her istediği yere fakülte kurabilir mi? Siz sıcak bakıyor musunuz?"
Hisarcıklıoğlu, öneriye oldukça sıcak yaklaştı: "Binaları, alt yapıları hazır olduktan sonra TOBB ETÜ’de bu tür fakülte isteklerine sıcak bakarız elbette..."
Hisarcıklıoğlu’nun yanıtından, her kentte, hatta TOBB çatısı altında odaların bulunduğu ilçelerde bile fakülte ya da yüksek okul kurulabileceği anlamı çıkıyor: "Rifat Bey, TOBB bağlı bütün odalar, sizden şimdi fakülte veya yüksek okul isteyecek..."
Bakıyorum Hisarcıklıoğlu, TOBB ETÜ’nün fakülte veya yüksek okullarını 81 ile yayma konusunda istekli görünüyor... Tabi, Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK), böyle bir "yayılma"ya izin verirse...
YÖK, TOBB ETÜ’nün 81 ile yayılmasına izin verir mi dersiniz?
Şirketlerin yüzde 98’inde neden 50’den az çalışan var
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Bartın’daki sunumunda, Türkiye’deki mevcut sistemin insanları tepeden tırnağa "defolu" yaptığını belirtti ve salona döndü: "Tapuda defosuz iş yapan var mı?"
Salondan çıt çıkmadı... Hisarcıklıoğlu, "sistemden kaynaklanan defo"lardan birine dikkat çekmek üzere şu konuya daldı: "50 ve daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde zorunlu istihdam kapsamında, avukat, doktor, sağlık memuru, gıda mühendisi, kimya mühendisi, kimyager, elektrik mühendisi, makine mühendisi, yeminli mali müşavir çalıştırmak durumunda."
Hisarcıklıoğlu, 50’den fazla işçi çalıştıran iş yerlerinin istihdamın yüzde 3’ünü özürlülere, yüzde 1’ini hükümlüye, yüzde 1’ini terör mağduruna, yüzde 1’ini de yine özürlü ve hükümlüye ayırması gerektiğine işaret etti. Hisarcıklıoğlu, ardından dikkat çekici rakamları sıraladı:
Ülkemizde kayıtlı 851 bin işyeri var.
Bunların yüzde 98’i, yani 835 bini 50’den az kişi çalıştırıyor.
Yüzde 2’si, yani 16 bini ise 50’den fazla kişi çalıştırıyor.
Hisarcıklıoğlu, "zorunlu istihdam" kuralları yüzünden, Türkiye’deki şirketlerin büyük bölümünün çalışan sayısını 49’un üzerine çıkarmamaya özen gösterdiğini vurguluyor. "Zorunlu istihdam"ın tümüyle kalkması mümkün olmadığına göre, bu "defo" nasıl giderilir acaba?..
Hesap vermeyen hesap soramaz
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Bartın Ticaret ve Sanayi Odası’nda, Anadolu’daki değişik buluşmalarda üyelerine zaman zaman yaptığı çağrıyı yineliyor: "Sistem herkesi ’defolu’ olmaya itiyor. Sistemin değişmesi için mücadele edelim. Ancak, her zaman hesap vermeye açık olalım. Mutlaka kayda girelim. Çünkü, ’hesap vermeyen, hesap soramaz’. Hesap sormaya kalktığınızda, Maliye size ’getir defterlerini’ derse korkmayacak halde olmalısınız."
Bakalım Hisarcıklıoğlu’nun çağrısına uyan kaç işadamı çıkacak?
Ben dünya turunda çocuk yapamadım
KOÇ Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç, iki yıl süren dünya turundan dönüşte Kalamış Setur Marina’da dostlarıyla buluştu, tur sırasındaki rahatlığını şu sözlerle aktardı: "Dünya turunu ilk Sadun-Oda Boro çifti yapmışlardı. Onların koşulları bizimkine göre çok zordu. Onlar bütün bu zorluklara rağmen, denizde bir de çocuk yaptılar. Ben onlara göre çok rahattım ama onlar gibi çocuk da yapamadım."
Koç’un konuşması sırasında, Uzaklar teknesiyle dünya turu yapan Osman Atasoy-Zuhal Atasoy çiftinin de tur sırasında çocuk sahibi olduklarını hatırladım.
Koç, 1960’lı yılları kastederek, Sadun Boro’ya bir gönderme daha yaptı: "Eğer o yıllarda gördüğü bazı adaları ucuz fiyata alsaydı, bugün mültimilyarder olurdu..."
Koç, iki yıllık dünya turu sırasında denizde 11 kilo bırakmış... Hayalini gerçekleştirmenin keyfiyle şimdi yeniden "işbaşı" yapıyor...