Tasarım Vakfı kuruyor, Mardinli kadınlar için halı planları yapıyor

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, bir ödül töreninde 5’inci kez sahneye çıkan Koleksiyon Mobilya’nın kurucusu Faruk Malhan’a tavsiyesini iletti:

Haberin Devamı

- Artık halk için de çalışman gerekiyor.
Ertesi gün Faruk Malhan’ın ilk işi Çağlayan’ın tavsiyesini düşünmek oldu:
- Bir Tasarım Vakfı kurarak topluma borcumu ödeyebilirim.
Tasarım Vakfı’na kafa yorarken, tasarımcıların nasıl davranması gerektiği üzerinde de düşündü:
- Tasarımcı zıpırlık yapmak yerine işin üretim ayağını da dikkate almalı. Tasarımcı “sosyal kafalı” olmalı. Meşhur olmayı değil, topluma, tüketiciye fayda sağlamayı ön planda tutmalı.
Bir yandan vakfın kurucu kadrosunu oluşturmaya çalışırken, diğer taraftan Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya yaptığı
tur sonrası Mardin’i gündemine
aldı:
- Mardin’de kadınların halı ve kilim dokuması için bir proje üzerinde çalışıyorum. Bir taraftan 300 kadar tezgah alıp evlere kurmayı planlerken, diğer taraftan da dokunacak halı ve kilimle ilgili tasarımlar üzerinde duruyorum.
- Bölgeye Koleksiyon Mobilya olarak yatırım düşünmediniz mi?
- Mobilya, lojistik açıdan bize zor göründü. Malzeme tedarikinde zorlanabilirdik.
Mardin’de bir ara şarap üretimine girmeyi de aklından geçirdiğini belirtti:
- “Çok iyi bakılmaz” dediler, ben de vazgeçtim. Mardin’e “tasarın aşısı” götürmek istiyorum. Bu aşıyı bölgedeki telkari için de düşünmek gerekiyor.
Sonra Koleksiyon Mobilya’ya döndü:
- Oğullarım Koray ve Doruk, dönüşümlü olarak Yönetim Kurulu Başkanvekilliği yapıyor. Yani, şirketi artık onlar yönetiyor. Ben daha çok tasarım işine ağırlık veriyorum. Doruk önerdi, Koleksiyon’un 20 yıl sonrasını konuştuk.
- Ne çıktı 20 yıl sonrası için?
- 20 yıl sonra Koleksiyon belki de üretimden tümüyle çıkacak. Sadece tasarlayan, geliştiren şirket olacak.
- Koleksiyon Mobilya’nın cirosu ne düzeyde?
- Son birkaç yıldır tavan ciromuz 150 milyon, taban ise 120 milyon lira. Bunun yüzde 10’unu benim tasarladığım çay bardağı, rakı bardağı, fincan ve tabak gibi ürünlerden oluşuyor.
- İhracatınız ne düzeyde?
Bu yılın ilk yarısında yurtdışında aldıkları projeleri saydı:
- Mısır National Bank ile Dubai National Bank’tan iş aldık. İran, Sibirya ve Erbil’de hastane işleri üstlendik. Dışarda bu yıl üstlendiğimiz işlerin büyüklüğü 20 milyon doları buldu.
Yeniden tasarımla ilgili çalışmalarına döndü:
- Diyarbakır’da, Mardin’de, Gaziantep’te, Şanlıurfa’da, Safranbolu’da eski Türk evleri üzerine çalıştım. Mobilya tasarımlarımızı da bu çalışmalar sonrasında farklılaştırdım. Bir anlamda 40 yıllık markamızda önemli değişiklikler yapmış oldum.
Faruk Malhan, İstanbul Tarabya’da tasarlayıp, tuşa basıyor, Tekirdağ’daki fabrikada üretim gerçekleşiyor.
Doğu ve Güneydoğu’ya mobilya ile gitmeyi rantabl bulmayınca, Mardin’de halı-kilim işini gündeme alıyor.
Tasarım Vakfı’yla da, Türkiye’den dünyaya damga vuracak yeni pencere açmaya hazırlanıyor.

Haberin Devamı

Çay bardağı 2 milyon satıyor Sufi’ye kemik tozu giriyor

Haberin Devamı

FARUK Malhan’a tasarımıyla fark yarattığı çay bardağını sordum:
- Yılda 2 milyon adet çay bardağı satar
noktaya
ulaştık. Rakı-su bardağı ikilisi tasarlamıştım. Onlar da yılda 300 bin adet satıyor.
Sufi adını verdiği kahve fincanına değindi:
- Yıllık 250 bin sipariş oluyor, yetişmekte zorlanıyoruz.
Fincanı anlatırken bir ayrıntıyı da aktardı:
- Üretimde seramik kilinin içine kemik tozu da koyduruyorum.
- Neden?
- Daha yüksek derecede fırınlanmasına olanak veriyor ve ürün daha dayanıklı oluyor.
Bu alandaki çalışmalarının sürdüğünü vurguladı:
- Yeni bir çay bardağı tasarlıyorum.

İstanbul’daki günlerimden esinlenip o tatlıyı yaptım

ARISTON Thermo Group Başkanı Paolo Merloni’yle görüşmek üzere İtalya’ya gittiğimde Roma yakınlarındaki Labico’da bulunan AntonelloCollona Vallefredda Resort&spa adlı tesiste konakladık.
12 odalı butik otele adını veren ünlü İtalyan şef Antonello Colonna’ydı. Colonna, New York ve İstanbul’da bulunan Papermoon adlı restoranların kuruluşu sırasında şef aşçı olarak görev almış, ülkesinde de birçok ünlü mekana imza atmıştı.
Şimdi kendi adını taşıyan otelde konaklayanlara yemek yapma şovları sunarken İstanbul günlerini anımsadım:
- Akmerkez’deki Papermoon açılırken 1 yıl İstanbul’da kaldım. Benim için çok güzel günlerdi. İstanbul’da her zaman yeni birşeyler yapmak isterim.
Oteli doğayla içiçe, çiftlik havasını yansıtan ve sessizlik arayanlar için planlayan Colonna, yemek şovunun ardından sunduğu milföy ve çikolata sosu temelli tatlıya dikkat çekti:
- Bu tatlıyı İstanbul’daki günlerimden esinlenerek yaptım. O nedenle İstanbul’a adadım.
Colonna’nın özlemi, İtalya’da İstanbul için tanıtım elçisi rolü üstlendiğini ortaya koyuyor.

Yazarın Tüm Yazıları