Paylaş
Türkiye’de Akkuyu Nükleer Santralı projesini üstlenen Rosatom’un Başkanı Sergei Krienko’nun da konuşmacıları arasında yer aldığı panelde enerjide bu seçeneğe karşı çıkan kimse yok.
Taner Yıldız, söze Japonya’daki deprem ve tsunami sonrasında çevresine tehlike saçan Fukuşima Nükleer Santralı’ndan girdi:
- Fukuşima, nükleer enerji konusunda bir iş kazasıydı. Her felaket, beraberinde fırsatlar da getirebilir. Fukuşima, nükleer santral güvenliği açısından önümüze yeni fırsatları çıkardı.
Sonra ülkemizin Karadeniz kıyısını da etkileyen Çernobil’i anımsattı:
- Çernobil’den sonra nükleer enerji santralı işinden vazgeçilebileceği düşünüldü. Ancak, öyle olmadı. Çernobil’den sonra dünyada 144 nükleer enerji santralı yapıldı.
Benzeri durumun Fukuşima sonrasında da yaşandığını vurguladı:
- Fukuşima, nükleer enerji konusundaki tartışmaları daha etkili hale getirdi. Bazı ülkeler bu enerji seçeneğinden vazgeçeceklerini duyurdu. Biraz yavaşlama olsa da 30 ülkede 63 nükleer santralın yapımı devam ediyor.
Yıldız, nükleer santraldan vazgeçeceğini açıklayan bazı ülkelerin durumuna dikkat çekti:
- Bir ülke, nükleer enerjiden 2031 yılında tümüyle vazgeçeceğini açıkladı. Nükleer enerjiyi tehlikeli görüyorlarsa neden hemen bitirmeyip 2031 yılına kadar bekliyorlar? Çünkü, santralların ömrü 2031’de tamamlanacak da ondan.
Kendi deyimiyle “ironik” bir mesaj verdi:
- Madem öyle, Türkiye olarak Akkuyu’da yapacağımız nükleer santralı 2071 yılında kapatmayı düşünüyoruz.
Türkiye’nin mevcut planlarını anlattı:
- Akkuyu’daki nükleer güç santralını Rus Rosatom yapacak. Sinop için Japonya, Güney Kore, Çin ve Kanada ile görüşmelerimiz sürüyor. Aynı zamanda bir üçüncü santral hazırlığımız da var.
Nükleer santralların insan sağlığına verebileceği zararı zaman zaman kullandığı örnekle açıkladı:
- Nükleer santralın riski, yıldırım düşme riskinin 5’te biri kadardır.
Taner Yıldız, panelin bitiminde sorularımızı yanıtlarken, Türkiye’nin nükleer santral formülünün dünyanın dikkatini çektiğine vurgu yaptı:
- Bugüne kadar dünyada nükleer santralları yapanlar başka, işletenler başka olmuş. Biz, “Parayı bul, yap, işlet, riski de paylaş” formülünü geliştirdik. Dolayısıyla nükleer santralımızı yapacak şirket, kurduktan sonra çekip gitmiyor. Ömrünün tamamlanmasına kadar riski paylaşacak şekilde işletmesini de yapacak.
- 3’üncü santralın yerini belirlediniz mi?
- Henüz belirlemiş değiliz. Yenilenen deprem haritaları sonrasında duruma bakacağız.
Gerek dünyada, gerekse Türkiye’de ciddi tartışmalar ve karşı duranlar olsa da, hükümetin nükleer enerji santralı konusundaki kararlılığını bir kez de “St. Petersburg Uluslararası Ekonomik Forumu”nda ortaya koydu...
Rosatom’un Başkanı Sergei Krienko’ya da, “Türkiye’yi kutluyorum” demek düştü...
Fay hattının üzerine nükleer santral yapmayız
ENERJİ ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, yeni deprem haritalarını anımsattı:
- Türkiye’deki fay hatlarını gösteren haritaları birkaç gün önce açıkladık. Yeni bulunmuş fay hattı yok. Yalnız bilinirlik konusundaki eksikler giderilmiş oldu.
- İlk nükleer santralın yapılacağı Akkuyu’da bir risk var mı?
- Bir kere nükleer santralın fay hattının üstüne denk gelmesi asla söz konusu değil. Fay hattının üzerine nükleer santral yapılması mümkün değil. Yapmayız.
Yeni haritalarla Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunun daha net ortaya çıktığına dikkat çekti:
- Kümes bile yaparken depreme dayanıklılığına özen göstermemiz gerekiyor. Nükleer santral inşa edilirken de depreme dayanıklılığı en üst düzeyde tutulacak.
100’e yakın özel jet indi, THY uçağı Helsinki’de yakıt ikmali yapmak zorunda kaldı
TÜRK Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Basın Danışmanı Başak Solmaz iki gün önce aradı:
- Başkanımız Ümit Boyner, Meksika’daki B20 toplantısı nedeniyle St. Petersburg’daki Ekonomik Forum’a yetişemiyor. Başkan Yardımcımız Erman Ilıcak orada olacak. St. Petersburg’a Rönesans Holding’e ait özel uçakla gidilecek.
St. Petersburg’a uçmak üzere önceki gün saat 12.45’te İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’nda olmamız istenmişti. İstanbul’daki trafik sıkıntısını da dikkate alarak Bahçeşehir bölgesindeki evimden saat 09.40’da çıktım. 11.15’te Sabiha Gökçen Havalimanı Genel Havacılık Terminali’ne girdim.
Saat 12.15’te de Rönesans Holding Yönetim Kurlu Üyesi İpek Ilıcak terminale giriş yaptı. Pilot İpek Ilıcak’a bilgi verdi:
- Herşeyimiz hazır ama St. Petersburg’tan iniş izni bekliyoruz.
- İzinde bir sıkıntı mı var?
- Sanırım forum nedeniyle bir yoğunluk söz konusu...
Böylece Sabiha Gökçen’deki uzun bekleme sürecimiz başladı. Pilot saatte bir bilgi verdi:
- Efendim, henüz iznimiz çıkmadı.
Bu arada THY’nin saat 13.30’daki St. Petersburg seferini sorduk. O da bir saat kadar rötarlıydı. Saat 15.00 dolayında St. Petersburg’a iniş izninden umudu kesmeye başladık, pilot Moskova ve Helsinki’yi önerdi. Bu seçeneklerden Moskova üzerinde duruldu. Saat 16.00’da pilot sevinçle İpek Ilıcak’a bilgi verdi:
- St. Petersburg’a uçuş için saat 21.00’e slot verdiler. Ancak, henüz permimiz yok. Onu da o saate kadar çözeriz.
Permi sorunu konusunda yardım istemek üzere Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı ve THY Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Büyükekşi’yi aradım.
Büyükekşi, THY’nin St. Petersburg’daki müdürüyle bağlantımızı kurdu. Saat 18.30’da THY’nin St. Petersburg seferini yapan uçağının Helsinki’ye indiği bilgisini aldık. Hemen gerekçesini sorduk:
- Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in uçağının St. Petersburg’a inişi nedeniyle havalimanı bir süre kapatıldı. THY uçağına da tur atması önerildi. Bir süre sonra yakıtın azlığı dikkate alınarak THY uçağı Helsinki’ye inmeyi seçti.
THY, yolcuları Helsinki’de 2 saat kadar uçak içinde oturtup yakıt ikmali yaptı. Saat 20.30 dolayında Helsinki’den St. Petersburg’a doğru havalandı.
O sırada Rönesans Holding’in Rec Havacılık’a ait uçağı için de permi çıktı. Böylece önceki akşam saat 21.30’a doğru İstanbul’dan havalandık. Yerel saatle 01.45’te St. Petersburg’a vardık.
Pasaport işlemlerimizi yapan görevlilere sorduk:
- Yorgun görünüyorsunuz. Yoğun bir gün müydü?
- Bugün 100’e yakın özel jet buraya iniş yaptı...
İpek Ilıcak, tüm gün yaşadığı strese rağmen sakindi:
- Ben bir yıl St. Petersburg’da yaşadım. Sık sık Moskova veya St. Petersburg’a seyahat ederim. Bazen böyle beklemeler yaşanır...
Böylece, normalde 3 saat olan İstanbul-St. Petersburg yolculuğu 9-10 saatimizi alıp götürdü...
Paylaş