Paylaş
Önce hazırladıkları ve TBMM’den geçen kanunla ilgili son anda gündeme getirilen değişiklik çabalarını anımsattı:
- O günlerde, çok seçkin uzmanların şeffaflık ve dürüstlük ilkelerine göre Türk ticaret hukukunun çağdaş yörüngeye oturtulması için hazırladığı kanunun bazı güçlü aktörlerce değiştirilmesi çabalarına hız verilmişti. Amaçları yeni kanunu cari kötü pratiklere, kanunsuz işlemlere ve kayıdışı ekonominin taleplerine uyarlamaktı.
Kanunun kendi hazırladıkları halindeki bazı maddeleri üzerindeki tartışmaya değindi:
- O günlerdeki tartışma, anonim ve limited şirketlerin hakim ortaklarının şirket kasasından bir daha ödenmemek üzere “borç” adı altında para çekmelerinin TTK ile yasaklanmış olmasıydı. Bu soruna “ortaklar cari hesabı” veya “şişik fakat boş kasa” deniliyordu.
Başka ülkelerde ortakların şirketten ödenmemek üzere borç almasının “hırsızlık” sayıldığına işaret etti:
- Bizde ise kabulü gerekli bir “Türkiye gerçeği” olarak sempati ile karşılanıyordu. İşlemi, “Şirket benim, otobüse binmek için 10 lira alamayacak mıyım?” diye savunuluyordu.
İktidar ve muhalefet partisindeki eski Maliye bürokratlarının da aynı yönde savunma yaptıklarına dikkat çekti:
- Söz konusu kişiler de, “TTK’nın yeni getirdiği ilke doğru, fakat ülkemize uymaz” gerekçesini öne sürüp, yeni kanuna karşı amansız mücadele yürüttü.
Sonunda başta kendisi olmak üzere yeni kanunu savunanların yalnız kaldığını dile getirdi:
- Ticaret ve sanayi aleminin şemsiye kuruluşlarının tanınmış önderlerinin deyimi ile yeni TTK’nın “yatak odasına giren hükümleri”ni temizleyen 6335 saylı kanun çıktı. Ortakların şirketten para çekmelerini yasaklayan hüküm “zararsız” hale getirildi. Türkiye, 115 bin anonim, 780 bin limited şirketten sadece 4 bin 600’ünün denetlendiği bir G-20 ülkesi oldu.
Bu konuda yeni bir perde açıldığını vurguladı:
- TBMM gündeminde yeni bir af kanunu var. Bu tasarının 2. maddesi şöyle diyor: “Kayıtlarda yer aldığı halde işletmede bulunmayan kasa mevcudu ve ortaklardan alacaklar hakkında aşağıdaki hükümler uygulanır.”
Maddenin ortakların şirketin kasasını boşaltmasını ele aldığının altını çizdi:
- 2. madde, “Kayıtlarda yer aldığı halde işletmede bulunmayan paralar” diyor. Bu hükmün anlamı şudur: “Kayıtlara göre şirketin kasasında 52 milyon TL gözüküyor, fakat kasada sadece 2 milyon TL var. Bu farkı affedeceğim.”
Maddenin anlamını daha çarpıcı ifadeyle açtı:
- Şirketin ortakları, otomobil, uçak, yat almak, düğün yapmak üzere aldıkları paraların vergisi, bu madde ile affedilmek isteniyor. Madde, “Kasadan aldığın 50 milyon TL’nin yüzde 3’ünü ver, bu kanuna aykırılığı affedeyim. Kurumlar vergisinden, KDV’den, cezalardan, faizlerden vazgeçeyim” diyor.
Ardından TBMM’ye ve Cumhurbaşkanı’na şu çağrıyı yaptı:
- Bu ülkede kayıt dışına, gayri ahlaki ticaret ve vergi uygulamalarına karşı olan milyonlarca insan var. 6335 sayılı “Türk Ticaret Kanunu ve Vergi Kanunlarını, Gayri Ahlaki, Şeffaf Olmayan (peçelenmiş) Uygulamalara Göre Değiştiren Kanun” sırasında bu milyonları yalnız bıraktınız. Bu defa milyonların yanında olun, aksi halde envanter açıklarının, bu konuda tam tasdiklerin ve sahtekarlıkların yüzde 3’ünün ödenmesi koşuluyla affedilmesi kanunlaşacak.
Prof. Tekinalp’i dinleyen olur mu?
Paylaş