GEÇENLERDE Türkiye’nin önde gelen şarap üreticisi şirketlerden birinin patronlarıyla sohbet ettim. Her zamanki gibi şarap üzerindeki yüksek vergiden yana dertliydiler.
Onlara Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın, "Şu yeni bandrol sistemiyle hepsini kayda alalım, vergileri daha iyi toplar hale gelelim, o zaman oranlarını gözden geçiririz" mesajını hatırlattım.
Aldığım yanıt, beni çok şaşırttı: "İşin kolayı hemen bulundu. Polonya’dan kaçak bandrol geliyor. Vergiden kaçmak isteyen şarabını bu bandrolle piyasaya sürüyor."
Hani İsviçreli Sicpa’nın kazandığı ihale sonucu devreye giren sisteme göre, Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı, Tekel’in matbaasında basılan bandrolleri üreticilere verecek, kamerayla izlediği üretim aşamasında bunları "aktif" hale getirecekti. Böylece üretim aşamasından itibaren alkollü içkileri ve sigaraları bandroller aracılığıyla izlemeye alacaktı.
Şarap üreticisi patronların anlattığına bakılırsa, sistem bir türlü sağlıklı şekilde devreye alınabilmiş değil. Gelir İdaresi Başkanlığı ve Maliye Bakanı Unakıtan bandrol işine boşuna umut bağlamış.
120 milyon litrelik üretim kapasitesine sahip sektör, ürettiği 90 milyon litreye yakın şarabın 20-30 milyon litre arasındaki bölümünü kayıtlı şekilde pazara sunuyor.
60 milyon litre dolayındaki şarap piyasada kayıt dışı pazarlanıp, içiliyor... Çünkü, sadece küçükler değil, büyük şirketler de kayıt dışı pazarlamaya "sığınma" yolunu seçiyor.
Kimi şimdiki modayla Polonya’dan gelen kaçak bandrolü kullanıyor, kimileri 0.75 cl’lik şişeyi pazara sürüp, 0.35 cl’lik şişeyi vitrine çıkarmış gibi yapıyor.
Sohbet ettiğim şarap şirketinin patronları 2006 yılı rakamlarıyla örnek verdi:
* Tütün ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (TAPDK) 2006 verilerine göre, 84 milyon litre şarabın sadece 21 milyon litrelik bölümü kayıtlı satıldı.
* Litre başına 3.28 YTL olan vergi üzerinden bakılınca, 2006’da şarapla toplanan vergi 66 milyon YTL dolayında gerçekleşti.
* Eğer litre başına vergi 3.28 YTL’den 1 YTL’ye inse, sektörün tamamı kayda girer, 20 milyon YTL dolayında daha fazla vergi tahsilatı fırsatı yakalanabilirdi.
Şarap üreticisi şirketin patronlarının verdikleri örnek ortada... Zaten Maliye Bakanı Unakıtan ve ekibi de işin farkında. Yani, Türkiye’de üretilen şarabın sadece üçte biri pazara kayıtlı giriyor.
Polonya’dan gelen kaçak bandrol, piyasaya büyük şişe şarap sürüp, küçük şişeymiş gibi yöntemlerle büyük şirketler bile "vergiden kaçınma" yolunu seçiyor...
Öyleyse şarabın üzerine "öldürücü" vergi yüklemenin alemi ne?
Şaraptan "alkollü içki intikamı" alıyorsanız, altta daha fazla ezilen çiftçiyi düşünün... Şaraplık üzüm bağları sökülürse, onları yeniden yetiştirmek zaman alır, unutmayın...
İyi yıllar...
Ben o kelimeyi asla kullanmadım
EKONOMİ Gazetecileri Derneği’nin (EGD) geleneksel buluşmasının önemli konuklarından olan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler’le Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı arasındaki elektrik zammı şakalaşması dünkü yazımın satır aralarında yer aldı.
O şakalaşma konuya bizzat tanık olan Perihan Çakıroğlu’nun haberiyle Bugün Gazetesi’ne de yansıyınca, ben de yazımın akışı içinde yer verdim.
TİM Başkanı Oğuz Satıcı, Güler’i EGD Başkanı Celal Toprak’la birlikte karşılarken, "Sayın Bakanım, beklediniz beklediniz elektrik zammını fena g.....diniz" gibisinden takılmıştı. Güler de, aynı şakayı, benzeri bir yanıtla, "Geçmişte her ay zam g......yorlardı, biz 5 yılda bir kez elektrik zammı yapmışız çok mu" sürdürmüştü.
Hilmi Güler dün aradı, "Ben o kelimeyi asla kullanmadım" dedi... Okurlarımın bilgisine...
Mehmetçik Vakfı’nın kurban patlaması yapacağı belliydi
KURBAN Bayramı’ndan 15 gün kadar önce Malatya’dan abim aradı: "Babam bu yıl kurban kesmek yerine, Mehmetçik Vakfı’na bağış yapmayı düşünüyor. Ben de öyle yapacağım. Senin düşüncen ne?"
Hemen her yıl kurbanı Malatya’da kestirir, ihtiyacı olanlara dağıtmalarını rica ederdim. Babamın, "Mehmetçik Vakfı’na bağış yapalım" demesi benim için önemliydi. Çünkü, yıllarca kendi kurbanını kendi elleriyle kesti. Son yıllarda yaşı nedeniyle sadece başında durup, kasaplara kestiriyordu.
Abime, "Madem siz Mehmetçik Vakfı’na bağış yapıyorsunuz, ben de uyarım" yanıtı verdim.
Sonra arkadaşımız Ceyhun Kuburlu’ya, "Mehmetçik Vakfı’na kurban bağışlarında bir patlama olabilir. Soruştur bakalım" dedim. Ceyhun, bayrama birkaç gün kala haberi yaptı, Mehmetçik Vakfı’nın 120 bin kurbanlık hedefi vardı. Ceyhun’a, "Göreceksin, hedeflerini çok aşacaklar" tahminimi aktardım.
Gerçekten sonuç beklediğim gibi oldu... Mehmetçik Vakfı’na 181 bin 550 kurban bağışı yapıldı...
Mehmetçik Vakfı’na, Kızılay’a bağışlar artsın, sokaklarda kurban faciası görmeyelim...