Şarap fabrikasına üzüm taşıyan merkep bile cehennemde yanar
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
UÇAK Malatya Erhaç Havaalanı’na iniş için alçalmaya başladığında aşağıda görünen yemyeşil bitki örtüsü insanı büyülüyor.
Alanda bizi Mustafa Alçiçek karşılıyor ve Elazığ’a götürecek araçlara yönlendiriyor. Elazığ’a Gülsan İnşaat’ın Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Gül’ün restore ettiği örnek Harput Evi için gidiyoruz.
Yolda iki Elazığlı işadamı Mehmet Gül ve APS Giyim’in patronu Osman Benzeş’le (Baskilli) sohbet ediyoruz. İkisinin de kafasında doğup büyüdükleri kente örnek proje götürme arayışı var. Hemen anılar tazeleniyor...
Gül ve Benzeş, 6-7 yıl önceki Elazığ gezilerinden birinde Baskil’in o dönemki Belediye Başkanı Kemal Ulukent’e ilçe için ne tür katkı yapabileceklerini sorar. O sırada yöre üzümü yapımı Buzbağ şarabını yudumlamalarının da etkisiyle ilçede bin dönüm alanda Öküzgözü üzümü yetiştirmek üzere bağ oluşturma fikri öne çıkar.
Hemen ilçede bin dönüm arazi için araştırma yaparlar ama ‘Bu işi bir de müftümüze danışsak. Dinen caiz midir, değil midir anlasak’ sesleri yükselir.
Çaresiz müftü efendi davet edilip sorulur... Müftü önce konuyu cemaate anlatmanın ve onları ikna etmenin zorluğunu dile getirip, sonra Osman Benzeş’in kulağına eğilir: ‘Bizim Baskil için bir Diyanet Vakfı Merkezi projemiz var. Bu kapsamda lojman yapımı da söz konusu. Gelin siz bu işi çözün, ben de üzüm işini cemaate anlatayım.’
Müftünün tavrına ilçedeki ‘Amaçları ne? Yıllar sonra dönüp neden üzüm bağı kurmak istiyorlar?’ kuşkuları da eklenince proje doğmadan ölür.
Osman Benzeş, sadece kendi ailesine ait 20 dönüm alanı bağa dönüştürür ve ilk ürünü bu yıl almayı bekler. Benzeş ayrıca Baskil’e son seçime kadar 30 yıl belediye başkanı olarak emek veren dostu Kemal Ulukent’in teşvikiyle ilçedeki eski kütüphaneyi 400-500 milyar liralık harcamayla babasının adını taşıyan kültür evine dönüştürür. Kültür evi, internet merkezi, kütüphane ve film gösterileri için de kullanılabilen konferans salonundan oluşur.
Ulukent, Gül-Benzeş ikilisinin örnek bağ oluşturma hayalini engelleyen bakışa şu örneği veriyor: ‘Birara kimi hocalar cemaate, ‘şarap fabrikasına üzüm taşıyan merkep (eşek) bile cehennemde cayır cayır yanar’ diyordu. Bu yaklaşımla bölgemizde şarap sektörü için üzüm yetiştirmek mümkün mü?’
Elazığ’da yerel televizyon Kanal E’de katıldığımız programda Osman Benzeş konuyu bir de şöyle irdeliyor: ‘Öküzgözü üzümünün en iyisi bu topraklarda yetişir. Başka yerde bu lezzeti yakalamak mümkün değil. İyi verim alabilecek üzüm bağları kurmak, kentte refahın artmasına katkı yapar. Sorarım size, insanları aç bırakmak mı günah, şarap fabrikasına üzüm satmak mı?’
Elazığ artık şaraba karşı eski ‘katı bakış’ı üzerinden atmaya çalışıyor. Dünyanın önde gelen bağ ve şarap merkezi olma şansı, kentin önünde altın fırsat gibi duruyor.
Benzeş’in sorusunu yineleyelim, kararı siz verin: ‘İnsanların aç kalmasına göz yummak mı, şaraplık üzüm yetiştirmek mi daha günah?’
Elazığ’a giden örnek Harput Evi’ni görsün
ÖZELLİKLE Afganistan’da üstlendiği otoyol projeleriyle öne çıkan Gülsan İnşaat’ın Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Gül, ÇEKÜL Vakfı Başkanı Prof. Metin Sözen’e ‘nefer’lik yapan gönüllüler arasında...
Gül, bir gün kafasındaki ‘Harput Kültür Evi’ projesini açınca, Prof. Metin Sözen hemen atılıyor. Yıkık dökük bir evi birlikte belirliyorlar.
Mehmet Gül, ekibini seferber ediyor. Harput’ta restorasyona girişiliyor. Çalışmanın her adımı, her detayına kadar fotoğraf çekilip, İstanbul’a göndeniliyor. Bu fotoğraflarla bir yılda tam 12 albüm doluyor.
Mehmet Gül, fotoğraflar üzerinden verdiği talimatlarla Elazığ’daki dostlarından oluşan ekibin çabasıyla 3 yıllık projeyi 1 yılda bitiriyor. ‘Şefik Gül Harput Kültür Evi’ böylelikle 300 milyar lirayı aşan bir harcamayla doğuyor ve artık örnek gösteriliyor.
Mehmet Gül, Elazığ’a yolu düşenlerin aslına uygun restore edilen Harput Evi’ni görmesini istiyor ve bir de çağrı yapıyor: ‘Bize fırsat verin, bu projeye tarihi el sanatlarının canlanacağı dükkanlar, onların satılacağı mini mağazalar, tarihi dokuya uygun dinlenme alanları ve bir de otel ekleyelim.’
Gül, buradan para kazanmak gibi bir hedefinin asla olmadığını üstüne basa basa vurguluyor... Gül’ün çağrısı dikkate alınsa iyi olmaz mı?