Sabancı Üniversitesi’nin kuraklığa dayanan buğday arayışına Gates desteği

Buluşmanın ana konusu, Sabancı Üniversitesi’nin, öğretim üyelerinin araştırmalarını ticari hale getirme becerisi, bu tür konularda "rehberlik" yapan İnovent adlı şirket ve üniversitenin giderek "Türkiye’nin Ar-Ge Üssü"ne dönüşmesi...

Başta Prof. Terzioğlu olmak üzere, Sabancı Üniversitesi ekibinin anlattıkları, yapılan araştırmalar, İnovent’in ön ayak olmasıyla, öğretim üyeleri ve bazı mezunlarının kurduğu toplam 7 teknoloji-yazılım şirketinin ortaya çıkması, hepsi birbirinden ilginç.

Sabancı Üniversitesi’ndeki önemli araştırmalar arasında, "Anadolu topraklarının orijinal buğdaylarını ortaya çıkarmak, genleriyle oynamadan güçlendirmek, dona, kuraklığa dayanıklı hale getirmek" de var.

Bill Gates Fonu’nun da bir başka fon üzerinden toplam 300 bin dolar dolayında destek verdiği projenin kaptanı Prof. İsmail Çakmak. Araştırma, "Her ne olursa olsun, verimi artıralım" odaklı değil. Cemil Arıkan, bu anlayışa karşı: "Verim aşırı şekilde arttıkça, buğday tanelerindeki besin değeri düşebiliyor."

Bu tür araştırmalar sırasında örneğin, Türkiye’nin bazı bölgelerindeki buğdayda çinko eksikliği görülmüş. Buğdayda çinko eksikliği, çocukların zeka gelişimini olumsuz etkileyebiliyormuş. Eksiklik netleşince, durum gübre üreticilerine anlatılmış. Gübrenin içine bir miktar çinko katkısı yapılınca, buğdaydaki bu eksik ortadan kalkmış. Buğdayda 100-150 milyon dolarlık ek gelir sağlanmış.

Prof. Tosun Terzioğlu’nun anlattığına göre, yürüyen buğday araştırması, giderek Sabancı Üniversitesi’ne ilginç bir hazine kazandırmaya başlamış: Yabani buğday koleksiyonu.

Prof. Terzioğlu’na bakılırsa, koleksiyon oldukça iddialı: "Yanıltmış olmayayım ama elimizde 1000 dolayında yabani buğday çeşiti var sanırım."

Sabancı Üniversitesi’ndeki ilgili ekip, koleksiyona katılan buğdayları tek tek inceleyip, Anadolu topraklarında hangilerinin yeniden güncel üretime kazandırabileceğine bakıyormuş.

Bu çalışmalar başarılı oldukça, Türkiye’de üretilecek buğdaylar dona, kuraklığa, küresel ısınmaya pes etmeyecek. Gelecek kuşaklar için "daha iyi besin kaynağı"na dönüşecek...

İzleyelim, Sabancı Üniversitesi’nden daha ne sürprizler çıkacak görelim...

Procter & Gamble da şeffaflık adımları atıyor

PHILIP Morris SA’ya Türkiye’deki faaliyetleriyle ilgili verilerini yeniden kamuoyuna yansıtmaya başladığı için teşekkür edip, ayını tutumu Procter & Gamble’dan (P&G) beklediğimi yazdığım günün akşamı olumlu yanıtı aldım.

P&G Türkiye Genel Müdürü Saffet Karpet, Türkiye’deki 20’nci yıl kutlamaları çerçevesinde geçen cuma akşamı bir sohbet toplantısı düzenledi. Karpat, sunumunda daha önce açıklamaya yanaşmadığı bazı verileri sıraladı:

Yıllık ciromuz 1.5 milyar YTL’ye ulaştı.

1987 yılından bu yana yaptığımız yatırım 500 milyon doları buldu.

Her yıl 20-50 milyon dolar arasında yatırım yapıyoruz.

1995’ten b uyana gerçekleştirdiğimiz ihracat 1.2 miyar dolar oldu.

Saffet Karpat’a, "Bu rakamları açıklama iznini ABD’deki merkezden nasıl alabildiniz?" diye sordum. Çünkü, önceki buluşmamızda, "P&G, ABD’de halka açık. Her ülkede ayrı ayrı bilanço verilerimizi kamuoyuyla paylaşamıyoruz" açıklaması yapmıştı.

Karpat’ın soruma yanıtı biraz farklı oldu: "Merkezden izin almaktan çok, rakiplerimize bakıyoruz. Bazı bilgilerimizi rakiplerimizin öğrenmesini istemiyoruz."

P&G de "şeffaf" adımlar atmaya başladığına göre, teşekkürü hakediyor sanırım...

Baskil’den ilk bakan çıksa fena mı olur

ÇETİNKAYA Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Çetinkaya, AKP’nin Malatya’da seçimi 6-1 kazanmasını irdelediğim yazımdaki, "Bu zafer, Malatya’dan bir bakanlık çıkarır mı?" bölümüne takılmış: "AKP Elazığ’da 5-0 yaptı. Bunda amcam Necati Çetinkaya’nın büyük rolü var. Amcam aynı zamanda AKP’nin seçim işlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı. Yani, Türkiye genelindeki yüzde 46.5’lik seçim galibiyetinde kendisinin de hakkını teslim etmek gerekir diye düşünüyorum."

Fatih Çetinkaya, sözü memleketi Elazığ’ın Baskil ilçesinin Kadıköy beldesine getirip, gönlünden geçeni açtı: "Baskil, tarihinde ilk kez bir bakan çıkarsa fena mı olur?"

Bakalım Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yeni Bakanlar Kurulu’nu belirlerken, haritadan "seçim başarısı" mı ölçecek, yoksa "Bu bakanlığı en iyi kim yönetir"e mi bakacak?