Renault'un Başkanı'nı şaşırtan soru

FRANSA'nın resmi fuar kurumu CFME-ACTIM'ın İstanbul'da düzenleyeceği bir fuar öncesi Paris'teyiz. Bize bir yandan fuarla ilgili ön bilgiler veriliyor, diğer taraftan da Türkiye'de yatırımı olan Fransa'nın dev şirketlerinin başkanlarıyla görüşmeler yapıyoruz.

Bu çerçevede bir sabah Renault'un Başkanı Louis Schweitzer'e de konuk oluyoruz. Schweitzer, hem Türk ekonomisiyle, hem de Renault'un Türkiye'deki yatırımlarıyla, atacağı yeni adımlarla ilgili sorularımızı yanıtlıyor.

Schweitzer, İngilizce konuşmak yerine Fransızca konuşup, çeviri yaptırıyor. Buluşmanın sonunda Schweitzer, ‘‘Hepinizin birer Renault kullanıcısı olduğunu umuyorum. Bu düşünceyle, Renault kullandığınız için teşekkür ediyorum’’ diyor.

Schweitzer'in bu sözü üzerine dayanamayıp, kendisine bir tesbitimi aktarmak istiyorum: ‘‘Türkiye'de üretilen Megane Sedan modelinizi aldım. Türkiye'de yol şartları Fransa kadar iyi değil. Çamurluğa her taş sıçrayışında teneke sesi duyuyorum. Bu yüzden, ‘Megane aldım, teneke çıktı' izlenimine kapıldım. Sadece Türkiye'de üretilen araçlarınız mı böyle?’’

Çevirmen anlattıklarımı Schweitzer’e aktarmak istemiyor. Israr ediyorum: ‘‘Bu izlenim onların yararına olabilir. Herhangi bir talebim yok. Sadece Bursa fabrikasıyla Fransa ve dünyanın diğer noktalarındaki Renault fabrikaları arasında fark var mı kalite konusunda onu öğrenmeye çalışıyorum. Lütfen sözlerimi aktarın.’’

Çevirmen, aktarınca Schweitzer, şaşırıyor: ‘‘Bu konuyu araştırmalıyım.’’

Schweitzer
'le bu görüşme, 2000 ilkbaharında gerçekleşiyor. Ben o aracı hálá kullanıyorum. Schweitzer, konuyla ilgilendi mi bilmiyorum.

Ancak, Renault'un Bursa fabrikası üretimdeki kalitesini dünyaya kanıtlamış bulunuyor.

Bu durumun en güzel kanıtını da salı günü önce Bursa'da, ardından da akşam İstanbul'da vitrine çıkarılan yeni Megane II Sedan oluşturuyor.

Nitekim Schweitzer, Bursa'daki Oyak Renault Fabrikası için şu deyimi kullanıyor: ‘‘İhracata yöneltmeseydik, neredeyse kapanacaktı. Şimdi Bursa fabrikamızla gurur duyuyoruz.’’

30 yıl önce Renault 12'yle başlayan Oyak-Renault üretim birliği, bugün Megane II Sedan'la ‘‘kontak anahtarsız otomobil’’ başarısına ulaşıyor.

Sadece bu modelin üretimi için Bursa'ya 200 milyon Euro'luk ek yatırım yapılıyor. Yılda 100 binden, 6 yılda 600 bin adet üretim hedefleniyor.

12 Eylül'den itibaren de Megane II Sedan'ın 5 kıtada, 84 ülkeye ihracat yolculuğu başlıyor. Megane II Sedan gibi başarılı örnekler Türkiye'nin 8 aylık otomotiv ihracatını 4.8 milyar dolara çıkarıyor.

Yolun açık, getireceğin döviz bereketli olsun Megane II Sedan...


BDDK'dan giden gidene

BANKACILIK
Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), faaliyete geçtiğinden beri en önemli ilgi odağı. Kucaklarında 40-50 milyar dolarlık batık banka faturası ve İmar Bankası belası var. Bu yüzden tüm oklar BDDK'ya yöneldi.

İmar Bankası'nda parası batan BDDK'ya kızıyor.

Uzanlar, BDDK'ya yükleniyor.

Hükümet sürekli BDDK'da değişiklikten söz ediyor.

Fatura kabardıkça gazeteciler BDDK'yı eleştiriyor.

Tepedekileri bilmem, ama bu durum BDDK'daki orta kademe yöneticileri bunaltıyor. Nitekim Bankalar Yeminli Murakıplar Kurulu Başkanı Abdülhalik Berber dün istifa etti. Berber, belki de İmar'a ‘‘ilk kurban’’ seçildi.

Şirketi için görüşmeler yapan bir işadamı BDDK'daki durumu şöyle özetledi: ‘‘Görüştüğüm ekip üç kez değişti. İmza atma korkusu var.’’

Öyleyse BDDK gibi önemli kurumlarda göreve talip olurken, iyi düşünmek, oradayken de adımları doğru atmak gerekiyor. Sıkışınca ‘‘gitmek’’ yetmiyor.
Yazarın Tüm Yazıları