Paylaş
- Hac farizesi sırasında binlerce Müslüman, kurban kesiyor. O kurbanların etleri ziyan oluyor. Kaynak verin, modern kesimhane kuralım, o etlerin yoksul ülkelere yönlenmesini sağlayalım.
Erkan Özsözen bu girişimde bulunduğu sırada Turgut Özal Başbakan, kardeşi Korkut Özal İslam Kalkınma Bankası Yönetim Kurulu üyesiydi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de yine İslam Kalkınma Bankası’nda görevliydi.
Doğuş Makine, 1974’te Et ve Balık Kurumu’nun Malatya’daki kesimhanesini kurarken edindiği tecrübeyi geliştirerek, her Kurban Bayramı döneminde Mina’da kesimhane kurup, 3 günde 475 bin kurbanın etinin ziyan olmasını önlemeye başladı...
Bununla da yetinmedi, kapasiteyi bu yıl 2 milyon hayvana kadar çıkarma planı yaptı. Doğuş Makine, böylece anahtar teslimi “entegre et tesisi” kurmayı iyice geliştirdi. Pensilvanya’dan (ABD) Moskova’ya (Rusya) kadar uzandı, Türkiye dahil bugüne kadar 30 dolayında entegre et tesisi kurdu. İslamabad’da kaldığımız otelin terasında önceki sabah çay içerken Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ekonomi Başdanışmanı Ahmet Ertürk’ün elinde bir mektup gördüm. Mektup, Erkan Özsözen’in Pakistan’la ilgili öyküsünü içeriyordu.
Pakistan Cumhurbaşkanı Ali Asıf Zerdari’nin Cumhurbaşkanı Gül’e “Pakistan Nişanı” taktığı törende Erkan Özsözen’le yan yana düşünce, sordum:
- Pakistan’da yapmaya çalıştığınız nedir?
- 3 ayrı entegre et tesisi kurulması söz konusu. Şu anda bu konuda 9 patentimiz var. Sığır bir taraftan canlı giriyor. Bir dakika sonra karkas et şeklinde çıkıyor. 15 saniyede derisi yüzülüyor. Helal ve oldukça hijyenik kesim yapıyoruz. Aslında Pakistan için en uygun aday biziz.
- Sorun ne?
- Arjantin, Çin, İran ve İtalya da aynı ihaleye girdi. İtalyanlar, “3 yılı ödemesiz, 7 yıl vadeli kredi paketi” sundular. Ben de fiyat indirerek ön anlaşma imzaladım.
- Ne kadarlık bir iş bu?
- 100 milyon dolar dolayında tutuyor...
Erkan Özsözen, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Ankara’da OSTİM’i ziyareti sırasında Doğuş Makine tesislerine de uğradığını, kendisini İslam Kalkınma Bankası günlerinden hatırladığını vurguladı:
- İtalya’nın kendi şirketlerine verdiği desteği örneğin bizde Türk Eximbank bana verebilse, Pakistan’da çok iş yaparım.
- ‘Çok’tan kastınız nedir?
- Tek başıma Türkiye’ye 2 milyar dolar döviz getiririm.
Cumhurbaşkanı Gül’ün ziyareti, belki Doğuş Makine’ye 100 milyon dolarlık “entegre et tesisi” kapısını açar...
Peki iş tutarsa 2 milyar dolar gelebilir mi?
Şu anda “uçuk iddia” gibi görünüyor...
İnşallah yanılırım...
Türk bankalarının teminat mektubu Bayındır’a takılıyor
CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül ile Pakistan Başbakanı Yusuf Gülani, önceki akşamüstü İslamabad’da Türk-Pakistan İş Forumu’na katıldı...
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanvekili Halim Mete, Türk işadamlarını temsilen söz aldı:
- Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan, 5 ay önce İslamabad’a geldiğinde işadamlarının vize almasına karşılıklı olarak kolaylık getirilmesi kararı alınmıştı. Bu karar hâlâ fiiliyata geçmiş değil.
Mete, bir yandan Pakistan’ı överken, diğer taraftan işadamlarının önündeki önemli bir engele daha dikkat çekti:
- Pakistan, Türk bankalarının teminat mektuplarını kabul etmiyor. Bu konunun çözüme kavuşturulmasını bekliyoruz.
Türkiye, global krizde bankacılık sektörüne destek vermek zorunda kalmayan dünyadaki üç ülke arasındayken, yani bankalarımız krizde bile dimdik durabilmişken, Pakistan neden teminat mektuplarını kabul etmiyor?
Sorunun yanıtını Cumhurbaşkanı Gül’e “Pakistan Nişanı” takıldığı tören sonrasındaki yemekte aynı masada oturduğumuz inşaat sektörü temsilcilerinden aldım:
- Bayındır İnşaat’ın tamamlayamadığı otoyol projesi, bu konuda önümüzde engel olarak duruyor.
- Ne gibi?
- İki taraf karşılıklı dava açtı. Pakistan, iş bitirilemediği için teminat mektuplarını devreye sokup, parasını almak istiyor. Mektupları veren bankalar buna yanaşmıyor. Bu yüzden de Türk bankalarının teminat mektupları kabul edilmiyor.
Oysa Cumhurbaşkanı Gül, İslamabad’a uçarken sorularımızı yanıtladığı sırada, Bayındır İnşaat konusuna şöyle gönderme yapmıştı:
- O konuyu kenara koyduk. Önümüzü tıkamasını önledik...
Teminat mektubu olayı, Bayındır İnşaat’ın Türk işadamlarının Pakistan’da iş yapmasını hâlâ olumsuz etkilediğini ortaya koyuyor...
Paktürk, 18 okul ve 5 bin öğrenciyi buldu, 15’inci yaşını Gül’le kutladı
BAZI yurtdışı gezilerinde fırsat buldukça Fethullah Gülen cemaatinin organize ettiği okulları gezen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Pakistan’da buna zaman ayıramadı.
Bunun üzerine Pakistan’da 15 yıldır Paktürk International Schools&College adıyla faaliyet gösteren okulların yönetimi, önceki akşam saatlerinde İslamabad’da Gül’ün konakladığı Serena Otel’de bir tören düzenledi.
1 Nisan 1995’te kurulan Paktürk yönetimi, 15’inci yıl kutlamalarının Cumhurbaşkanı Gül’ün Pakistan seyahatine denk gelmesinden mutlu oldu.
Törende geçen yılın “Türkçe Olimpiyatları” birincisi, Fatih Kısaparmak’ın “Benim Babam” adlı parçasını, bu yıl Pakistan’ı temsil edecek öğrenci de
“Cumhurbaşkanımız Gül’e” anonsuyla Barış Manço’nun “Gülpembe”sini seslendirdi.
Cumhurbaşkanı Gül, Paktürk’e katkıda bulunan Pakistanlı işadamlarına plaket verdikten sonra, okullarla ilgili sayısal bilgiyi özetledi:
- Pakistan’da 18 okulda 5 bine yakın öğrenci eğitiyorlar...
Paylaş