Paylaş
Akkök Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Dinçkök, yanımda oturan Hyundai Assan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar’a sordu:
- Otomotiv pazarında gerçek birinci kim? Herkes kendini birinci ilan etti? Doğrusu nedir?
- Ağır ticari araç satışları da hesaba katıldığında Ford birinci durumda.
- Ya Tofaş Fiat?
- Onlar da hafif ticari-binek toplamında birinci.
- Sizin birincilik ne o zaman?
- Biz de binek otomobil satışlarında birinci olduk.
Dinçkök’le Kibar arasında geçen bu diyalogun ardından açıklanan rakamlara yeniden göz gezdirdim:
* Ford Otosan: Ağır ticari dahil 2009’daki 86 bin 791 adetlik satışla toplam pazar lideri.
* Fiat: Binek ve hafif ticarinin toplamında 84 bin 820 adetle lider.
* Hyundai: 60 bin 645 adetle binek otomobil satışı lideri.
Aslında “pazar liderliği” konusu, aralık ayında tüm şirketler arasında kıran kırana bir yarışı beraberinde getirdi. Aralık ayındaki 90 bin adetlik toplam satış rekoru
da böylece kırıldı...
Koç Grubu çatısı altındaki Ford Otosan ile Tofaş Fiat da, son dakikaya kadar rakamlarını birbirlerinden gizlediler. Bu ayrıntıları otomotiv editörümüz Emre Özpeynirci’den son günlerde sıklıkla dinlediğim için konuyu bir de Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç’a sordum:
- İç pazardaki otomotiv satışlarında “gerçek lider” kim?
- Hesapların neye göre yapıldığını biliyorsun, şimdi bana söyletme bunları.
Mustafa Koç, tam “Biri genel toplama göre, diğeri başka hesaba göre” derken, Ali Kibar’ı gördü:
- Aliciğim kutlarım. Binek oto satışında birinci oldunuz...
- Teşekkür ederim... Herkesin birinciliği var...
Tam ayrılırken, aklımıza Renault geldi:
- Renault’un da birinci olacağı bir “bakış açısı” bulunur elbet...
Derken Otomotiv Sanayi Derneği’nin (OSD) 2009 yılı verileri netleşti:
- Renault, 222 bin adetle ihracatın lideri.
2009 yılı başında Türk otomotiv sektörü, global krizin etkisiyle tam umutsuzluğa kapılmış, dibe vuran ihracatla, çarklarını durdurup, işçi çıkarma aşamasına gelmişti.
Önce imdatlarına hükümetin kademeli ÖTV indirimi yetişti, iç pazar onlar için ciddi ölçüde canlandı. ÖTV indiriminin bitmesiyle birlikte şirketler kendi kampanyalarıyla pazarı canlı tutma yolunu seçti...
Böylece kriz yılı 2009, Türk otomotiv sektörü için yine de iyi geçti...
Liderlik yarışının kızışması, üstüne bir de “aralık rekoru” kırdırdı...
Değerli TL, üretimi ihracatı zorlaştırıyor
AKKÖK Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Dinçkök, Hyundai Assan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar’a dünyadan örnekler verdi:
- Japonya’da Maliye Bakanı değişti, anında “Değerli yen ekonomiye zarar veriyor, ilk işim yenin değerini düşürmek olacak” dedi.
- Evet, haklısın...
- Rusya Başbakanı Vladimir Putin de ruble için aynı yönde mesaj verdi.
Dinçkök, bu örneklerin ardından sözü Türk Lirası’na getirdi:
- Türk Lirası da son birkaç yıldır değerli seyir izliyor. Bu durum ekonomi için hiç de iyi değil.
Araya girdim:
- TL’nin değerli seyir izlemesi en çok hangi sektörde sizi olumsuz etkiliyor?
- TL’nin değerli seyri, yatırımı, üretimi, ihracatı zorlaştırıyor. Çünkü, dünyada rekabet gücü azalıyor.
Aslında daha önceki dış ticaretten sorumlu Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen bu konuda sıkça Merkez Bankası’na yüklenirdi... Şimdi Devlet Bakanı Zafer
Çağlayan da benzer mesajlar veriyor...
Benzer mesajlar zaman zaman Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dan da çıkıyor...
Yani, Dinçkök’ün örnek verdiği ülkelerdeki gibi Türkiye’de de hükümet “Değerli TL istemiyoruz” diyor...
TL’nin patronu Merkez Bankası’nın bu mesajlara yanıtı, “Benim önceliğim enflasyon. Benim işim döviz kuru hedefi belirlemek değil” oluyor...
Fabrikada hiç etnik çatışma ya da türban tartışması gördünüz mü
DÜNYA Odalar Federasyonu Başkanı Rona Yırcalı’nın International Chamber of Commnerce (ICC) Başkanı Victor K. Fung onuruna verdiği davette İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Murat Yalçıntaş’la sohbet ederken, Türkiye İşver en Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Başkanı Tuğrul Kudatgobilik, siyasilere mesaj vermek istercesine söze girdi:
- Benim başkanlığını yürüttüğüm konfederasyona üye işyerlerinde 1.2 milyon kişi çalışıyor. Bugüne kadar etnik kökenle ilgili, yani Kürt, Çerkez gibi bir ayırım yüzünden yaşanan sorun görüp, duydunuz mu?
- Hayır...
- Aynı durum İTO üyesi 300 bini aşkın tüccar için de söz konusu... Onların işyerlerinde de etnik kökenle ilgili bir ayrımcılığa rastlamak mümkün değildir. Herkes işine gücüne bakar.
Kudatgobilik, aynı saptamayı ayrıca türban için de yaptı:
- Ne TİSK üyesi fabrikalarda, ne İTO üyesi iş yerlerinde, türban sıkıntısı yaşandı mı?
Bu işin sırrı herkesin “ekmek peşinde” olmasında değil mi?
Paylaş