Paylaş
- İktisadi İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD), İstanbul’da bir merkez açacak.
Zeybekci, 30-31 Mayıs 2018’deki “OECD Bakanlar Konseyi Toplantısı” için Paris’e (Fransa) gidecek. OECD Genel Sekreteri Angel Gurria ile Zeybekci, 31 Mayıs’ta “İstanbul’a merkez açılması” için mutabakat zaptı imzalayacak.
Zeybekci, merkezin açılması için bir süredir görüşmeleri sürdürdüklerini belirtti:
- Açılacak merkez ilk etapta 5 yıl hizmet verecek. Hizmet süresi tarafların kararı doğrultusunda uzatılabilecek. İstanbul’daki merkezin personelini OECD istihdam edecek.
OECD’nin İtalya ve Macaristan’da dar kapsamlı ofislerinin olduğuna işaret etti:
- İstanbul OECD Merkezi, Paris’teki merkezi dışında tüm konularda kapsamlı politika üretebilecek tek merkez olacak.
Zeybekci, İstanbul’daki merkezin Türkiye’yi Balkanlar, Orta Doğu ve Kuzey Afrika odaklı bölgesel üs haline getireceğinin altını çizdi:
- İstanbul OECD Merkezi, yüksek seviyeli etkinliklere ev sahipliği yapacak. Kamu ve özel sektör arasındaki iletişim geliştirilecek. Ulusal, bölgesel ve uluslararası kuruluşlarla işbirlikleri oluşturulacak.
Merkezin bölgesel rolüne dikkat çekti:
- Merkezin çalışmalarının çıktılarından bu coğrafyadaki ülkeler de faydalanacak. Merkez, hem Türkiye, hem de yakın coğrafyası için yüksek niteliğe sahip politika önerileri geliştirecek.
İstanbul’da açılacak merkezin OECD ile ilişkilerde yeni bir sayfa açacağını kaydetti:
- OECD İstanbul Merkezi, Türkiye’nin uluslararası alandaki görünürlüğüne de büyük katkı sağlayacak.
İstanbul’daki merkezin üzerinde çalışacağı konulardan örnek verdi:
- Rekabetçilik, girişimcilik, ticaret, kamu yönetişimi, inovasyon, beşeri sermayenin harekete geçirilmesi, altyapının geliştirilmesi, iktisadi direncin artırılması ve yeşil büyüme alanlarına odaklanılacak. Paydaşlar arasında diyalog ortamı sağlanacak, politikalar geliştirilecek.
OECD’yi en son geçen sonbaharda Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş’la Paris’e gittiğimizde, oradaki Büyükelçimiz Erdem Başçı’dan dinledim:
- Türkiye, 1952’de OECD’yi ilk kuran ülkeler arasında. O zaman gelişmiş ülkeler arasına giren tek gelişmekte olan ve Müslüman nüfusa sahip ülke olmuşuz.
OECD’nin farkını şöyle anlattı:
- OECD’nin IMF ve Dünya Bankası gibi, “Para veriyorum, dediğimi yapın” tavrı yoktur.
Örgütün yapı ve etki değişikliklerini de paylaştı:
- OECD artık “düşünce kuruluşu”ndan “eylem kuruluşu”na dönüşüyor...
İstanbul’un merkez seçilmesi, Türkiye’yi OECD nezdinde ve dünyada öne çıkaracak bir adım olacak...
DENİZBANK, TÜRKİYE İLE RUSYA ARASINDA KİLİT ROL OYNADI
DENİZBANK’ı 3.2 milyar dolara Emirates NBD’ye satan Sberbank’ın Yönetim Kurulu Başkanı Herman Gref’in banka çalışanları ve Genel Müdür Hakan Ateş’e gönderdiği bir mektup elime geçti. Gref, mektubuna şu cümleyle girdi:
- Her yolun bir başlangıcı var elbette, asıl önemli olan, başına yakışır bir sona varması.
Denizbank’ta 6 yıllık Sberbank dönemini şöyle değerlendirdi:
- Ülkelerimiz arasındaki sınırlar, aynı vizyonu paylaşmamıza engel teşkil etmedi. Farklı ekonomik ortamlarda faaliyetlerimizi sürdürsek de her zaman buluşabildiğimiz ortak paydamız oldu.
İnovatif iş yapma refleksinin aradaki bağı güçlendirdiğinin altını çizdi:
- Konuştuğumuz diller farklıydı ama inovatif iş yapma refleksimiz bizi hep birbirimize bağladı.
Denizbank’ın Türkiye-Rusya ilişkilerinde oynadığı role dikkat çekti:
- Denizbank ve Sberbank birlikteliği ilk günden bu yana Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkiler açısından da kilit rol oynadı.
BİLİM KURULLARI UYGUN GÖRÜRSE GÜNDEME GELİR
LONDRA’da 100 milyar dolarlık “Vision Found”u yöneten ve Centricus’un sahibi olan Dalınç Arıburnu’nun sosyal sorumluluk projesi şeklinde gündeme getirdiği “Organ Takas Merkezi”yle ilgili yazım üzerine Sağlık Bakanlığı’ndan bir açıklama geldi:
- Bir önceki Sağlık Bakanımız döneminde konu gündeme gelmiş, Boston Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Tayfun Sönmez ve Prof. Utku Ünver ile görüşmeler yapılmıştır.
Açıklamada, çapraz organ nakilleri ile ilgili olası riskler de göz önüne alınarak bir ön çalışma yapıldığı vurgulandı:
- Ancak, Bakanlığımız açısından protokol imza aşamasına gelmemiştir.
Dünyada organ ticareti gerçeğine işaret edildi:
- Konu hassas olup, dikkatli hareket etmeyi gerektiriyor. Yanlış algı oluşturacağı gerekçesiyle Bakanlığımız “Organ Takas Merkezi” tanımlamasına sıcak bakmıyor. Uygulama bilimsel literatürde “Çapraz Nakil Sistemi” olarak anılıyor.
Bakanlık, seçim öncesi protokol imzalanmasının düşünülmediğini kaydetti:
- Bilim kurullarında tartışıldıktan sonra olgunlaşması halinde gündeme gelebilecektir.
Arıburnu da protokolün kendileri açısından hazır olduğunu, Sağlık Bakanlığı’ndan işaret beklediklerini vurgulamıştı.
Paylaş