’Ödendi’ makbuzum elimde ama, ’vergi borcun var’ deyip destek vermediler

BİR tekstil-konfeksiyon şirketinin sahibi, gönderdiği mesaja şöyle başlamış:

Yazınızı gözlerim dolu dolu, içim sızlayarak okudum. Çünkü, ben de bir işverenim ve iki aydır maaş ödeyememenin sıkıntısını yaşıyorum.

Mesajı gönderen işadamı, "Yüzde 40 personel azaltınca ağlayan patronu işini kaybedenler teselli etti" başlıklı yazımdan söz ediyordu.

İşadamı mesajında, hükümetin şirketlere dönük desteklerine bir türlü ulaşamamaktan dert yanıyordu:

Bazı desteklerden yararlanmak için başvuruda bulunmak istedim, "2001 yılından SSK prim borcun var, kredi alamazsın" yanıtını aldım.

Dedikleri tarihe ilişkin ödeme makbuzumu önlerine koydum, "Bu makbuz yetmez, bankadan teyit yazısı getir" dediler.

Ben o ödemeyi Emlak Bankası’nda yapmıştım. Emlak Bankası 2001 krizi sırasında kapatıldı. Hesapları Ziraat ve Halkbank’a devredildi.

3 aydır Ziraat Bankası ve Halkbank şubeleri arasında mekik dokuyorum, yaptığım ödemenin izine rastlayamadım.

"Lanet olsun, 2001’deki primi yeniden ödeyip, kurtulayım" istedim. Bu kez 700 TL’lik rakam 7 bin TL’ye çıkıyor.

KOSGEB ve benzeri kurumların desteğinden yararlanma çabasında olan okurum, mesajının sonunda sormuş:

"Sayın Başbakan bize ’beceriksiz’ diyor ama ayakta kalma mücadelemizi göremiyor. Acaba tekstili Çin’e bırakma niyetleri mi var?"

Seçim öncesindeki "Meydan havası"ndan gerçeğe dönen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, belki de krizden her etkilenene, "beceriksiz tekstilciler" demekten vazgeçer, ne dersiniz?

AKP, Çetinkaya’nın kalesi Baskil’i DP’ye kaptırdı

AKP’nin yüzde 47’ye yakın oy alarak zafer kazandığı 22 Temmuz 2007 genel seçimleri sonrasında Malatya’daki oylarına da dikkat çekip, kentteki beklentiyi dile getirmiştim:

"AKP, Malatya’da yüzde 70’a yakın oy aldı. Turgut Özal’ın ANAP’ı bile oy oranı açısından bu kadar rekor kırmamıştı. Bu rekor, Malatya’ya bakanlık olarak döner mi?"

Çetinkaya Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Çetinkaya arayıp itiraz etmişti: "AKP Malatya’da 6-1 yaparken, Elazığ’da 5-0 başarısını gösterdi. Bunda amcam Necati Çetinkaya’nın büyük rolü var. Biz Elazığ’ın Baskil ilçesindeniz. Baskil tarihinde ilk kez bir bakan çıkarsa fena mı olur?"

29 Mart yerel seçimi sonrası Baskil’deki durumu merak ettim. Sonuçlarla ilgili bilgi almak üzere Baskil eski belediye başkanlarından Kemal Ulukent’i aradım:

Baskil’de durum nedir?

- Ben Adalet Partisi (AP), sonra da Doğru Yol Partisi (DYP) geleneğinden uzun yıllar belediye başkanlığı yaptım. Geçen dönem AKP kazanmıştı. Şimdi Baskil’de belediye başkanlığı yeniden DP’ye döndü. Yani, başkanlığı geri aldık.

 Yeni başkan kim oldu?

- Avukat İhsan Akmurat.

AKP, Belediye Başkanı Bilal Özbay’ı yeniden aday göstermemiş, yerine Cahit İlhan’ı tercih etmişti. Bu değişiklik de işe yaramamış, DP seçimi önde bitirmişti.

Bu sonucu öğrenince aklıma Necati Çetinkaya geldi. 22 Temmuz 2007’de Elazığ’daki 5-0’lık sonuçtan haklı olarak kendine pay çıkarıyordu.

Yerel seçimde ilçesi Baskil’de partisinin belediye başkanlığını kaptırması onu üzmüş olmalı...

1927’de 881 işletme olan Mardin’de çimento tek başarı öyküsü gibi

PROF. Kenan Mortan’ın ısrarla "Hiç olmazsa kızını getir" diye çağırdığı, İstanbul’daki Mardinliler Eğitim ve Dayanışma Vakfı’nda (MAREV) düzenlenen "Mardin, UNESCO’ya Doğru" sergisine gidemedim.

Ben sergiye gidemeyince, Prof. Mortan, ÇEKÜL Başkanı Prof. Metin Sözen’in önderliğiyle katkılarda bulunduğu çalışmaları yansıtan aynı adlı kitabı gönderdi. Kitapta Prof. Kenan Mortan’ın yazdığı önsözdeki şu veriler dikkatimi çekti:

Mardin’de köy yerleşimlerinin yüzde 90’ından fazlasında nüfus 500’ün altında. Ortalama hane nüfusu 8. Nüfusun yüzde 30’unda Yeşil Kart var. Kent, gelişmişlikte 73’üncü sırada. Okur-yazarlık yüzde 50’lerde.

1927 sayımında bile 881 ekonomik işletme vardı ve dokuma atölyeleri Halep’le (Suriye) yarışıyordu.

1933’te Feyzi Paşa-Diyarbakır demiryolu hattıyla Mardin, genel ulaşım ağının dışında kaldı. 1968-1980 döneminde il "öncelikli yöre" oldu. 1980-2000 döneminde "GAP umudu" yaşandı.

1989 GAP Master Planı’na göre, 2005’te Mardin’de 100 bin hektar toprağın sulamaya açılmış olması gerekiyordu. Yanı sıra 30 alt sektör gelişecekti. Hiçbiri olmadı.

Organize sanayi bölgesinde 1992’de 59 olan tesis sayısı, 12’ye düştü. Serbest bölgedeki 25 kuruluş sayısı 1’e indi. 9 tesis, anahtarını İl Özel İdaresi’ne teslim etti. Kentte tek başarı öyküsü Mardin Çimento oldu.

2000 sonrası dönemin Mardin Valisi Temel Koçaklar’ın öncülüğünde "yeni arayış" başladı. Turizm perspektifi benimsendi. 2008 sonunda merkezde 1500 yatağa ulaşıldı.

Artık tek soru var: Turizm, il ekonomisinde ne zaman ve ne büyüklükte bir çarpan etkisi yaratacak?

Prof. Metin Sözen, Prof. Mortan ve MAREV Başkanı Fehmi Tahincioğlu’nun öncülük ettiği ekibin çalışmaları Mardin turizminde "çarpan etkisi" yaratacak gibi duruyor...
Yazarın Tüm Yazıları