Paylaş
Müzenin her noktasını inceleyen komutan, ziyaret nedenini açıkladı:
- Burada altın çıkarıldığı, kara para aklandığına dair ihbar vardı.
Prof. Koçan, ihbar cümlesini tahmin etti:
- O adam orada para aklir komutanım.
Müzenin temelinin atıldığı günlerden itibaren çeşitli söylentiler çıkmış, “kara para” ihbarı ilçe jandarma komutanını devreye sokmuştu. Komutan, Prof. Koçan’a takıldı:
- Siz müzeyi böyle önemli bölümü yer altına gömülü hissi veren şekilde inşa edereseniz, vatandaşın şüphesini de üstünüze çekersiniz.
Baksı Müzesi’yle ilgili bu öyküyü önce Şahinler Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Şahin ev sahipliğindeki buluşmada, daha sonra da Socar Türkiye’nin Bayburtlu CEO’su Kenan Yavuz’un davetiyle kente gidince uğradığımız müzede Prof. Koçan’dan dinledim:
- Müzenin mimarisinde toprak damlı evlerden esinlenildi. Müzenin mimarisi, farklı söylentilere yol açtı. Örneğin, müzedeki ustalarımızdan biri köydeki komşumuza şofben tamirine gitmiş. Ustaya, “Sen o mabette ne yapıyorsun” diye sormuşlar.
Kenan Yavuz, araya girip müzenin önemine değindi:
- Müze, çok göç veren Bayburt’a dikkatleri çekti. Örneğin ben, Baksı Müzesi olmasa sizleri Bayburt’a davet etmekte tereddüt yaşardım. Müze, önemli kozumuz oldu.
Prof. Koçan, müzeyi köyle, Bayburt’la kucaklaştırmak için kadın ve çocuklara yöneldiklerini vurguladı:
- Kadınlar atölyelerimizde kilim, kumaş dokuyor. Ayrıca Bayburt’ta kadın istihdamı evi oluşturma planımız var. 200 dolayında kadının istihdam edilmesini hedefliyoruz. Çocukları da başta resim olmak üzere sanata yöneltmek için çalışıyoruz. Başarıya göre eğitim bursu veriyoruz.
Çocuklar için bu yıl sponsorluğu Ülker’in üstlendiğini belirtti, öğrencilerin duvardaki isimlerini işaret etti. Listedeki imam hatip öğrencileri dikkatimi çekti:
- Uzun yıllar İslam dininin resim, heykel gibi eserlere karşı durduğu tezi yaygındı. İmam hatip öğrencilerinin buraya eğitime gelmesi, o tezin çok gerilerde kaldığını bir kez daha gösteriyor.
Avrupa Konseyi Müze Ödülü’nü almalarının ardından Baksı’ya gönderilen “Miro”nun eseriyle birlikte, “Miro’ya Açılan Heykelli Yol” sergisi açtıklarını kaydetti:
- Miro hariç, buradaki eserlerin hepsi müzemize bağıştır.
Baksı’ya dönük dayanışma üzerinde durdu:
- Yola yeni koyulduğumuz dönemdi. Paramız bitince Dragos’taki evimizi satıp, işi sürdürmek istedim. Eşim karşı çıktı. Birlikte köyde bir gece kaldık. Ertesi sabah razı oldu. Bunu duyan sanatçı dostlarımız Baksı yararına sergi açtı. Sağlanan gelirle işi devam ettirdik. Evi satmamıza gerek kalmadı.
Müzenin yatırım maliyetini merak ettim:
- 10 milyon dolar diye hesap yaptı arkadaşlar. Ancak, öyle bir para harcamadım. Çünkü, müze desteklerle bu hale geldi.
Baksı Kültür Sanat Vakfı’nı tek başına kurduğunu belirtip, yeni planı aktardı:
- 17 kişilik mütevelli heyeti oluşturuyoruz. Ayrıca, 50 bin lira bağışlayan, “Baksı’nın hamisi” listesine girecek.
Prof. Koçan, bugüne kadar önemli destekler alıp, Baksı Müzesi mucizesini ortaya koymuş...
“Mucize”nin devamlılığı için desteklerin sürmesi gerekiyor.
İki inek asgari ücrete bedel
PROF. Hüsamettin Koçan, Bayburt’un köy ve kasabalarındaki kız isteme geleneğini anımsattı:
- Eskiden kız istemeye gidene, “Abisine hangi tabancayı alacaksın” diye sorulurdu. Şimdi, şehirde evi olmayana kız vermiyorlar. Bayburt’ta planladığımız kadın istihdam evini bu açıdan önemsiyorum.
Socar Türkiye CEO’su Kenan Yavuz, bir başka örnek verdi:
- Bizim bizim köyde (Beşpınar) 2 inekle asgari ücrete ulaşmak mümkün. İstanbul’da asgari ücretle çalışmak yerine, burada iki inek beslemek daha iyi. Maalesef herkesin hayalinde İstanbul var.
İki inek mi, İstanbul’da asgari ücret mi?
Paylaş