Kredi notu pasaport sayılır en düşük puan bile hiç ölçmemekten daha iyidir

ABD ve Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin kredi notu indirimleri sonrasında dünyada oynadıkları rol tartışılır hale gelen reyting kuruluşlarının önde gelenlerinden Standard & Poors (S&P) Türkiye Bölge Müdürü Zeynep Holmes, söze yaptıkları işi savunarak girdi:

Haberin Devamı

- Kredi notu uluslararası piyasalarda ülkeler, bankalar ve şirketler için pasaport gibidir. Bizdeki en düşük kredi notu B-’dir. Bu nota sahip olmak bile hiç reyting yaptırmamaktan daha iyidir.
S&P’nin 150 yıldır bu işi yaptığını anımsattı:
- Ortada yapılmış bir ölçüm yoksa, yön belirlemek daha zordur. Oysa elinizde bir kredi notu olduğunda yön çizmeniz daha kolaylaşır.
- Siz verdiğiniz notu pasaport gibi de görseniz artık ABD ve önde gelen AB ülkeleri bile kuşkuyla bakıyor. Yani, pek sevilmiyorsunuz.
- Bu durum aslında bizim doğru iş yaptığımızı gösteriyor.
- Reyting şirketleriyle ilgili eleştirilerin zirveye çıkması, hatta hedef tahtası haline gelmeleri işinizi nasıl etkiledi?
- Aslında bir yönüyle bu tartışmalar yararlı oldu. Çünkü, böylelikle dünyada reyting şirketlerinin bilinirliği arttı.
Ardından kimsenin kızmaması gerektiğini savundu:
- Bizim reyting kriterlerimiz çok açık. İsteyen internetten girip bakabilir. Reytingi kendi kafamızdan ölçmüyoruz. Örneğin ölçüm yapılan bir ülkeyse, verilerini inceliyoruz. Ülkenin ekonomisini yönetenlerle bire bir görüşüyoruz. Veriler ve görüşmeler, not için temel oluşturuyor.
- Notu kim veriyor?
- Ülkeyle, bankayla veya şirketle ilgili reyting raporunu hazırlayan ekip bir sunum hazırlıyor. 5 kişilik reyting komitesi toplanıyor. Raporu hazırlayan sunumunu onlara yapıyor. Sonra komite kendi arasında toplanıp, reytingi, yani notu belirliyor.
- Türkiye Bölge Ofisi’ni geçen yıl mayıs ayında açtınız. Sizi Türkiye’ye çeken ne oldu?
- Aslında Londra’daki ofisimizde Türkiye’yle ilgilenen bir birimiz var. Ben de ülkeme yeni görevle gelmeden önce gelişmekte olan ülkeler konusunda çalışıyordum. Hem Türkiye, hem bölge gelişiyor. Önümüzdeki dönemde özellikle KOBİ’ler arasında da reyting yaptırmak yaygınlaşacak. Biz bu amaçla Türkiye Bölge Ofisi’ni açtık.
- İstanbul’da bir kadro kurdunuz mu?
- Şimdilik sadece ben varım. Aslında Londra’da 20 kişilik bir Türkiye ofisi var. İstanbul’da işimiz büyüdükçe analist kadrosu da kuracağız.
- Türkiye’de ofis açmanızda İstanbul’un finans merkezine dönüştürülmesi çalışmalarının bir etkisi var mı?
- O da var ama dikkat ettik, uluslararası kuruluşlar İstanbul’u önemli merkezleri arasına alıyor. IFC uzun süredir burada ve çok iş yapıyor. Uluslararası hukuk büroları ofis açıyor. Biz de bir yandan Türkiye’de işleri büyütüp, diğer taraftan da bölgeye genişlemeyi hedefliyoruz.
Bugüne kadar hiç reyting yaptırmamış ülke, banka veya şirket için verilen not en düşük de olsa belki “pasaport” niteliği taşıyabilir...
Ya ikinci kurtarma paketine rağmen reytingi “iflas” noktasına çekilen
Yunanistan için “işe yarayan” bir “pasaport” olabilir mi?

Haberin Devamı

Ailem sonunda ne iş yaptığımı anladı

Haberin Devamı

S&P Türkiye Bölge Müdürü Zeynep Holmes, reyting şirketlerinin dünyada çok tartışılır hale gelmesinin kendisi açısından yararını şöyle aktardı:
- Bugüne kadar aile büyüklerime yaptığım işi anlatmakta zorlanıyordum. Şimdi hemen her gün ülke notlarıyla ilgili haberler çıktıkça, ne iş yaptığımı anlatmam kolaylaştı.

CDS’ler o anı gösterir reyting geleceğe bakar

S&P Türkiye Bölge Müdürü Zeynep Holmes’e başta Başbakan Yardımcısı Ali Babacan olmak üzere, ekonomi yönetiminin reyting kuruluşlarına yönelttikleri şu eleştiriyi anımsattım:
- Babacan, “Biz ülke risklerini gösteren CDS’lere (credit default swap) bakarız. Bakın İtalya’nın reytingi bizden yüksek ama CDS’leri bizden çok kötü. Yani, yatırımcılar Türkiye’yi İtalya’dan daha güvenli görüyor” diyor. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, CDS’ler piyasalardaki anlık durumla ilgili risk düzeyini gösterir. Reyting işi ise geleceğe bakmaktır.
Yunanistan’la ilgili bir örnek verdi:
- Aslında CDS’ler geçmişte uzun süre Avrupa Birliği’nde (AB) hep paralel gitti. Almanya, İspanya, İtalya hangi düzeydeyse, Yunanistan da öyleydi. Biz 2004’te Yunanistan’ın notunu ilk düşürdüğümüzde hemen tepki gösterdiler.
- Yatırımcı, “Ben Türkiye’ye gidiyorum, riskini az görüyorum” diyor, siz hâlâ Türkiye’ye “Yatırım yapılabilir” notu vermiyorsunuz. Bu doğru bir tutum mu?
- Yatırımcı bizimle aynı görüşte olmayabilir.
- Ama siz reytingle aynı zamanda yatırımcıya yol göstermiyor musunuz?
- Öyle ama biz gelecekteki riskleri de düşünerek reyting düzeyi belirlemek durumundayız. Yani, Türkiye’nin CDS’i iyi olsa da biz hemen “yatırım yapılabilir” düzeyine çekemeyiz.

Haberin Devamı

Notu kötü çıkan bize ‘Açıklama’ diyemez

ZEYNEP Holmes’le daha çok biz Türklerin aklına gelecek ayrıntıları da konuştum:
- Bir ülke, banka veya şirket, verdiğiniz not için size para ödüyor değil mi?
- Elbette...
- O zaman müşterinizin size, “Notum kötü çıkarsa açıklamayın” gibi bir istekle gelme hakkı var mıdır?
- Hayır, olamaz...
- Diyelim ki bir şirketim var ve size reyting raporu hazırlattım. O da kötü çıktı. Ertesi yıl reyting hizmeti almaktan vazgeçerim.
- Vazgeçebilirsiniz. Ancak, bu durum yaptığımız reyting çalışmasını açıklamamızı engellemez.
- Reyting raporlarını önceden müşterilerinize gösterir misiniz?
- Elbette görürler...
- Düzeltmeler yapılır mı?
- Sadece hatalar varsa düzeltilir. Ama notun düzeltilmesi şeklinde olmaz.

 

Yazarın Tüm Yazıları