Paylaş
- Odamız meclisine girmek üzere aday olanların hepsi sandıktan çıkmış değil. Seçimi kazanamayan arkadaşların “Danışma Kurulu Üyesi” sıfatıyla meclis toplantılarımıza katılmasını teklif ediyorum.
Teklifine şu formülü de ekledi:
- Ayrıca bundan sonra mecliste, başkanlık divanında, yönetim kurulunda görev yapıp, süresini tamamlayanlar “Danışma Kurulu Doğal Üyesi” olarak meclisimizin çalışmalarına katkıda bulunmayı sürdürmeli.
Ardından “Danışma Kurulu” oluşmasını oyladı. Katılımcılığı sağlayan teklif anında kabul gördü. Ancak, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) o dönemki Başkanı Fuat Miras, bu adıma itiraz etti:
- Eski köye yeni adet mi getiriyorsunuz. “Danışma Kurulu Üyesi” sıfatıyla seçilememiş kişileri meclis toplantısına almak bizim kanun ve tüzüklerimize uymaz.
Konukoğlu, hemen hukukçuları topladı. TOBB Kanun ve tüzüklerini inceletti, çıkan sonucu Miras’la paylaştı:
- Fuat Başkanım, kanun ve tüzüklerde, “Danışma Kurulu kurulabilir veya kurulamaz” diye bir detay yok. Kanunumuzda, “Kurulamaz” denilmediğine göre ben “Danışma Kurulu”nu faaliyete geçiriyorum.
Böylece 1998’den itibaren Gaziantep Sanayi Odası Meclisi’nde “Danışma Kurulu” devreye girdi. O tarihten sonra meclis üyeliği, başkanlık divanı ve yönetim kurulundaki görevi sona eren iş insanları “Danışma Kurulu Doğal Üyesi” olarak yerlerini aldı.
Zamanla “Danışma Kurulu Üyeleri”, Gaziantep Sanayi Odası meclisinde en çok söz alan, deneyimlerini paylaşan isimler olarak öne çıktı. Mecliste oy kullanma hakları olmasa da toplantılardaki aktif tutumları, Gaziantep Sanayi Odası’na katkı yaptı.
Konukoğlu, 2013’te Meclis Başkanlığı’nı bırakıp, “Danışma Kurulu Üyeleri” arasına katılınca, ilk toplantıda söz aldı:
- “Danışma Kurulu Başkanlığı”na adayım.
Konukoğlu’nun bu çıkışına özellikle “Danışma Kurulu Üyeleri” şaşırıp, hayıflandı:
- Abdulkadir Bey, “Danışma Kurulu Başkanlığı” da nereden çıktı. Kurulu ilk gündeme getirdiğinde neden, “Bir de başkan seçin” demedin. 15 yıl boyunca başkansız çalıştık. Aramızdan başka başkanlar çıkardı.
Konukoğlu gülümsedi:
- Her güreşçinin kendisine sakladığı bir hamlesi vardır. Ben de “Danışma Kurulu Başkanlığı”nı kendime sakladım. Benden sonra devam eder artık.
İbrahim Ay’ın başkanlığını yürüttüğü Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti’nin ödül töreni için kente gittiğimde Abdulkadir Konukoğlu ve Gaziantep Sanayi Odası Meclis Başkanı Adil Konukoğlu ile sohbet ettim. Abdulkadir Konukoğlu, “Danışma Kurulu” hikayesini anlatıp, ekledi:
- Ben şu anda “Danışma Kurulu Başkanı”yım. Bu formül sayesinde bizim oda seçimlerinde pek gerginlik yaşanmaz. Çünkü, seçilemeyen de meclis toplantılarına seçilenler gibi katılacağını bilir.
Adil Konukoğlu araya girdi:
- “Danışma Kurulu” modelinin çok faydasını görüyoruz. Meclis üyelerimiz arasından, “Oğlum meclis üyesi olsun, ben Danışma Kurulu’na geçeyim” diyenler oluyor.
Abdulkadir Konukoğlu’nun 1998’de gündeme getirdiği formülle Gaziantep Sanayi Odası’nda “geniş katılımlı, kapsayıcı” yönetim modelinin oturduğu, gerginlikleri frenlediği anlaşılıyor.
Bu model, diğer odalara, başka kurumlara örnek olamaz mı?
ATATÜRK BENİM İÇİN OLAĞANÜSTÜ KAHRAMAN
THE Coca-Cola Company Yönetim Kurulu Başkanı Muhtar Kent’e Financial Times muhabiri sordu:
- Sizin liderlik kahramanınız kim?
Kent, yanıta Churchill’den girdi:
- Winston Churchill’den özellikle, asla vazgeçmemek, dayanıklılık ve bardağın yarısının dolu olduğundan her zaman emin olmak konusunda çok şey öğrendim. Türk olduğu için demiyorum büyük bir insan topluluğunun sevgi, saygı ve hayranlığını kazanmış olması nedeniyle Atatürk de benim için olağanüstü bir kahraman.
İş hayatına döndü:
- İş hayatında ise 1923’ten 1954’e kadar Coca-Cola’nın CEO’su olan Robert Woodruff. Woodruff’un “memnuniyetsiz olanlar benim için her zaman büyük bir gözaçıcı olmuştur” sözü çok önemli. Coca-Cola’nın önceki başkanı Don Keough’dan da “İçerde hiçbir şey öğrenemezsiniz, her şeyi dışarıda öğrenirsiniz o yüzden içeride az, dışarıda çok zaman geçirmek gerektiği” gibi önemli bir prensibi öğrendim.
Ardından liderlikte aldığı ilk dersi paylaştı:
- Herkes sizin zamanınızı istiyor ve siz de insanlara kendinizi tamamen vermelisiniz. İkincisi de siz 770 bin kişilik büyük bir sistemin tek dışarıya açılan sesisiniz. O yüzden ağzınızdan çıkan her şeyi iyi düşündüğünüzden emin olmalısınız. Bir diğeri de bizim işte görmeli ve görünmelisiniz.
Paylaş