TÜRK zeytinyağına 30 yıl kapalı kalan ABD kapısını açtıklarında Hürriyet Gazetesi’ne manşet oldular...
Şirketin ortaklarından Şevket Aksoy, yanılmıyorsam o günlerde Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı’ydı.
Aradan bir süre geçti... Bazı haberler beni kuşkulandırdı... Çünkü, Hürriyet’e manşet olan şirket, ABD’ye dönük "karışım yağ" işinde ön sıralarda yer alıyordu. Şirket, zeytinyağına fındık yağını karıştırıyor, "karışım yağ" ibaresi koymadan ABD’ye gönderiyordu. Bu durum sorun çıkarmıştı.
Sözünü ettiğim şirket Şevket Aksoy’la Ragıp Arsan’ın ortak olduğu Lio Yağ Sanayii’ydi... Şevket Aksoy, "karışım yağ"ı kendi penceresinden şöyle savunuyordu: "Fındık yağı, zeytinyağı ile en uyumlu yağdır. Böyle bir karışımı yapmanın hiçbir sakıncası yoktur. Fındık yağı çok değerlidir."
Gerçekten de işin uzmanları, zeytinyağına fındık yağı karıştırıldığında bunu laboratuvarda bakmadan hissetmenin, anlamanın mümkün olmadığını belirtiyorlardı.
Aksoy, "karışım yağ" ticaretini "masum" gösterse de, ABD’ye yönelik ihracatları uzun süre tartışma konusu oldu, Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği de bu işin peşini bırakmadı.
Derken bundan 4-5 ay önce İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda (İMKB) "keriz silkeleme" diye adlandırılan bir polis operasyonu patladı. Mecnur Çolak’ın başını çektiği spekülatörler ile Lio’nun ortaklarının da aralarında bulunduğu bir grup, gözaltına alındı.
İddialara göre, gözaltına alınanlar İMKB’de "keriz silkelemiş", saf borsa yatırımcılarını kazıklayıp milyon YTL’leri cebe indirmişlerdi.
Lio’nun patronları Şevket Aksoy’la Ragıp Arsan da bir süre gözaltında tutulanlar arasında yer aldı. Daha sonra da haklarında 18 yıla kadar hapis istemiyle davalar açıldı. Bu durum, zaten bir süredir çarkları iyi dönmeyen Lio Yağ Sanayii’nin tümüyle durmasına neden oldu. Aksoy’la Arsan için "yeniden aranıyorlar, kaçaklar" iddiaları yayıldı.
Ayvalık Ticaret Odası (ATO) Başkanı Rahmi Gencer çağırınca, geçen cuma akşamı Edremit’e uçup, oradan Ayvalık’a geçtik. Ayvalık Ticaret Odası’nın Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) desteğiyle düzenlediği "Zeytin Hasadı Şenliği"ne katıldık, cumartesi günü düzenlenen paneli izledim.
Edremit’te uçaktan inerken Ragıp Arsan’ı gördüm. Cuma akşamı Cunda’daki yemekte Şevket Aksoy’la karşılaştık: "Şevket Bey, kaçak olduğunuz yolunda iddialar vardı. Bunun nedeni nedir?"
Yaşadıkları gerek Ragıp Arsan’ı, gerekse Şevket Aksoy’u epey ürkütmüştü. Aksoy, "Dava devam ediyor ama aranmamız söz konusu değil" demekten öte konuşmamayı yeğledi.
Aksoy’a, konuşması için ısrar ettim, davaya sığındı: "Mahkemeyi etkilemiş olmak istemem. İşimizin başındayız, şirketimizi canlandırmaya çalışıyoruz. Yeniden eski canlı günlere döneceğiz."
Konuşma şansımı Ragıp Arsan’da da denedim, yanaşmadı: "Bankalarla borç yapılandırma anlaşması yapma aşamasındayız. Bankaları kızdırmak istemem. Davamız da sürüyor. Lio, yeniden çalışırsa borçlarını ödeyecek güçte."
Önce ABD’ye dönük zeytinyağı kapısını açtılar, alkışlandılar...
Ardından "karışım yağ" krizi çıkardılar, eleştirildiler...
Sonra da "keriz silkeleme"nin "failleri" arasına girdiler, ağır cezalık oldular...