Japonlar, suşiyi bulgurla yapar mı

Tanıtım Avusturalya’dan Çin’e, Japonya’dan Avrupa’ya uzandı. Avusturya’da meyveli bulgur salatası, Japonya’da bulgurlu suşi, İspanya’da bulgurlu paella tadımı yapıldı. Avusturya’da sponsor oldukları TV programında bulgurlu yemekler hazırlandı. Turlar sırasında Türkiye’de bulunmuş bir yabancı Ziya Duru’ya yüklendi:

- Türkiye’deki ünlü restoranlarda bulgur yemeklerine pek raslanmıyor. Bana ne anlatıyorsun.

Ziya Duru, bu saptamayı haklı buldu:

- Ülkemizde 104 şirketin 550 bin ton bulgur üretimi var. Bunun 270 bin tonu ihraç ediliyor. İhracatın yanısıra iç piyasada da tüketimi artırmak gerekiyor.

İhsan ve Ziya Duru, yurtdışındaki tanıtımlardan şu izlenimi edindi:

- Yurtdışında bulgur sağlıklı, doğal, besleyici gıda olarak öne çıkıyor. Ülkemizde hâlâ köylü yemeği sayılıyor. Yeni nesil bulguru pek bilmiyor.

İç piyasada da bulgur tanıtımı için kollar sıvandı:

- Bahçeşehir, Medipol, Uludağ, Eskişehir başta olmak üzere üniversitelerde bulguru anlatmayı sosyal sorumluluk projesi seçtik.

Baba-oğul Duru’larla buluştuğumuzda, sohbetimiz tanıtıma yoğunlaştı:

- Kreşlerde miniklere meyveli bulgur salatası ikram edip, annelerine yemek kitabı ve bulgur gönderiyoruz.

İhsan Duru, ailenin 1935’ten beri bulgur işi yaptığını anımsattı:

- Babam Ziya Bey, amcam İhsan Bey’le birlikte bulgur ticaretine başlamış. Ben 1976’da işe girdim. Şu anda 3 fabrikada üretim yapıyoruz. Oğlu Ziya Duru araya girdi:

- 51 ülkeye ihracat yapıyoruz. Geçen yıl ihracatımız 16 milyon dolar, ciromuz 220 milyon liraydı.

İhsan Duru, dış tanıtımda devlet desteğini yeterince göremediklerini belirtti, Ziya Duru Turquality’ye değindi:

- Turquality’nin marka destek programına girmek için çalışmaya başladık.

İhsan Duru, sohbeti noktalarken şu uyarıyı yaptı:

- Yemek yaparken bulguru yıkamayın. Buğday, eskisi gibi sokakta, tarlada kurutulmuyor. Üretim temiz ortamlarda gerçekleşiyor.

Ben Malatya’da bulgur yemekleriyle büyüdüm. Pirinç pilavı sadece önemli misafirler için yapılırdı...

Zamanla bulgurun yerine pirince yüklendik. “Bulgurlu suşi” denemesini geçen yıl mayıs ayında Gaziantep Ticaret Borsası’nın Büyükşehir Belediyesi ve üniversite ile birlikte düzenlediği “Bulgur Festivali”nde de gördüm.

Japon’a “bulgurlu suşi” tattırmak, bulguru yeniden yukarı taşımaya yeter mi?

Tanıtım için kol kola girmek gerekmez mi?

İKTİSAT NEYİ BEKLİYOR

MESLEK hayatımın 1987-1992 arasındaki 5 yılı Milliyet Gazetesi’nin Necati Doğru yönetimindeki Ekonomi Servisi’nde geçti. O dönemde Milliyet’in Genel Yayın Yönetmeni Doğan Heper’di. Doğan Abi, her akşamüstü pikaj servisine iner, beni sayfa başında görünce sorardı:

- İktisat neyi bekliyor?

Köşe yazısının yerinin boş olduğunu görmesine rağmen, işi hareketlendirmek için sorusuna birinci sayfayı göstererek yanıt verirdi:

- Sayfanın yanında hep bir manken fotoğrafı bekletirim. Başyazı yetişmezse, manken fotoğrafını koyar, gazeteyi ilk baskıya gönderirim. İlk baskı sonrası manken fotoğrafı çıkar, başyazı girer. Siz de sayfayı geciktiren yazının yerine manken fotoğrafı koyun, ilk baskıyı kurtarın.

Ekim 1992’de Hürriyet’e döndüm. Doğan Abi’nin sorusu hiç aklımdan çıkmadı:

- İktisat neyi bekliyor?

Doğan Abi, ikinci beyin kanamasını atlatamadı, hayata veda etti.

Allah rahmet eylesin.

ALTINBAŞ, FENERBAHÇE’DE BAŞKANLIK YARIŞINA GİRER Mİ

ALTINHAS Holding Yönetim Kurulu Başkanı İmam Altınbaş’a Göztepe’nin Süper Lig’e çıkışını anımsattım:

- Göztepe’yi satın alıp epey yönettiniz. Süper Lig’e çıkma şansını Mehmet Sepil’in patronluğu döneminde yakaladı.

- Çok sevindim. Göztepe’nin çok doğru ellerde olduğunu gösteriyor.

Altınbaş’ı yokladım:

- Anadolu’dan yeniden bir futbol kulübünü sahiplenmeyi düşünür müsünüz?

- İstanbul dışında bir takımın başında olunca, kişisel anlamda hep deplasmana gitmiş gibi hissediyorum. Bundan sonra İstanbul’da bir kulübü düşünürüm.

Sözün devamını geçen hafta internet sitelerinde yer alan bir haberi göstererek getirdi:

- Ali Koç’un 2018’de başkanlığa adaylığını perçinleyen açıklaması sonrası bir isim daha gündeme geldi. İmam Altınbaş’ın Fenerbahçe’de başkanlık yarışına girebileceği belirtiliyor.

Planını merak ettim, yanıtladı:

- Henüz karar vermiş değilim.