Paylaş
BARIŞ süreci birkaç ay içinde çözümlenecekse, (taraflar böyle söylüyor), mutlaka güçlendirilmiş bir yerel yönetim söz konusu olacak demektir.
Herhalde bu esneklik sadece doğu ve güneydoğu için geçerli olmayacaktır.
Tüm Türkiye, bu arada Ege ve İzmir bu gelişmenin neresindedir, kendisi adına ne ölçüde hazırlıklıdır?
Bu kentte hala güçlendirilmiş yerel yönetim yaklaşımlarına aşırı ihtiyatla bakanlar var.
Yahu bu hak herkese, tüm Türkiye’ye verilecek.
Diyarbakırlı yararlanırken biz neden “yeni gelin” gibi nazlı ve mahcup bekleyelim ki?
Mevzu bölücülük değil, evrensel demokrasinin icabı, medeni bir hak kullanımı.
Adına ister “İzmirya” deyin, ister başka bir şey, yeter ki gücünüzü gösterin ve merkezi bütçe pastasından (en azından) hakkınızı alın.
İzmirseverliğin tehlikeli türü
ALMANYA’da PEGIDA diye yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığı yapan rezil bir hareket türedi.
PEGIDA’nın açılımı, “Batı’nın İslamlaşmasına karşı vatansever Avrupa’lılar”.
Kendi değerlerini “ötekini aşağılama” üzerinden tanımlayanlar ister istemez faşist bir çukura düşüverirler.
Halbuki mesele, olumlu özelliklerin paydasını genişleterek, insan sevgisi ve sıcaklığını bıkmadan usanmadan karşındakine geçirmeye çalışmaktır.
Kolay mıdır?
Kim söylemiş? Medeni olmak sürekli çabayı gerektirir.
Buradan hareketle, mesnetsiz, absürd bir zihniyetle “İzmirli ayrımcılığına” heves edenlere bir kere daha dikkat çekelim.
Maalesef, bazı sorumsuz medyanın da etkisiyle, yakın çevremizde bile, Kürt’ten hoşlanmamayı, Arabı sevmemeyi marifet zanneden, muhafazakar dünyanın duyarlıklarını önemsemeyen ve bu anlayışları nedeniyle kendilerini farklı ve modern tanımlayan bir kesim var.
Bastırılmış nefret duyguları ile empatiden yoksun bu insanlar, sıkı bir özeleştiriye ihtiyaç gösteriyor. Yoksa “Vatansever İzmirliler” (!) olarak yolları PEGIDA’dan pek farklı olmaz.
İzmir Maslak
İZMİR’in yeni iş merkezi olarak planlanan Bayraklı yöresinde mevcutlara ilave 2015 yılında pek çok dev gayrimenkul yatırımı başlayacak.
Şu an itibariyle basına yansıyan 10’a yakın proje var.
Yani en az 500 bin metrekare civarında bir “arz” söz konusu olacak.
Bu yerlerle ilgili satıcıların talep ettiği metrekare satış rakamları 4 bin ABD doları civarında.
Konut, işyeri, otel... Bambaşka, farklı bir bölge oluşuyor.
Size şunu söyleyebilirim ki, “çok pahalı, kim alır, asla satılmaz” gibi söylemler İzmir’e ve onun potansiyeline inanmamak demektir.
Ha, bir anda arz bolluğu bir yalpalama yaratabilir, ama orta vadede modern İzmir artık oralardır.
Amerikan güneşi parlıyor
ABD ekonomisi üçüncü çeyrek itibariyle yüzde 5’ler mertebesinde büyüdü.
Takribi 15 milyar dolarlık bir ekonominin bu oranda büyümesi bir yılda yeni bir Türkiye ekonomisi kadar doğurması demek.
Son birkaç yıldır tüm makro trend analizlerinde dünya zenginliğinin Batı’dan Doğu’ya doğru kaymaya başladığından söz edilmekteydi.
Hala pek çok iktisatçı, önümüzdeki yıllarda Çin ve Hindistan’ın ABD’yi geçeceğine dair kesine yakın kanaatlar ifade ediyor.
Ancak “Batı” başta teknoloji ve sermaye birikimi olmak üzere, büyüme vanasının başında oturmaya devam ediyor.
Dolayısıyla “an itibariyle” doğru gözüken, 10-15 yıl sonra geçerli olmayabilir.
2015 yılı doların daha da güçleneceğine dair işaretler taşıyor.
Hele FED’in faiz artırımı takvimi netleştikten sonra TL karşısında değerlenecek dolar diğer dövizleri de peşinden sürükleyeceğinden, ihracatçılar açısından parlak bir 2015’den söz edebiliriz.
Ancak, bu gelişmeyi de kesin görmeyin.
2015, şüphesiz farklı görüşler olabilir, siyaseten sayın Tayyip Erdoğan’ın etkisinin azalacağı bir yıl olacakmış gibi gözüküyor.
Dolayısıyla faizin indirilmesini isteyen lobi güç kaybedecektir.
Bağlı olarak yüksek faiz, döviz kurunu ve enflasyonu baskılayabilecektir.
Paylaş