Paylaş
- Bir süredir gribim. Konuşmakta zorlanıyorum.
- Geçmiş olsun. Bir de seyahatiniz var sanırım.
- Evet, yarın (bugün) Etiyopya ve Tanzanya’ya gidiyorum. Dönünce bir gün sonra da St. Petersburg ve Moskova’ya (Rusya) gideceğim.
Söze böyle girdikten sonra asıl konuya daldı:
- Ben Türkiye’nin ihracatı 1 dolar daha artsın, 1 dolar daha fazla yatırım gelsin diye uğraşıyorum. 21 ayda 52 ülkeye 87 seyahat yaptım. Ama bazı arkadaşların yaptığına bak.
- Nedir?
- Sana, “İthalatta 8 milyar dolarlık ‘referans fiyat balonu’ var” diyen arkadaşı kastediyorum.
- Yok mu öyle bir durum?
- Tümüyle sallama, üfürme...
- Konuştuklarım işi bilmeyen insanlar değil...
- Bir kere bizim referans fiyat uygulamamız gerekiyor. Hemen her ülke bu uygulamayı yapıyor.
Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kurallarını anımsattı:
- Biz DTÖ kurallarına en çok uyan üyelerden biriyiz. DTÖ, “Kendi tüketicin ve üreticin haksız rekabetten zarar görüyorsa önlem alabilirsin” der. Referans fiyat da haksız rekabete ve ithalat vergisi kaçırmaya karşı alınan önlemdir.
- Bunun farkındayım. Bin de, sözünü ettiğiniz yazımda bunun üzerinde durdum. 100 dolarlık ürünü 10 dolar gibi gösterip, ithalat vergisi kaçırmaya kalkanların olduğunu biliyorum.
- İşin bir başka yönü daha var. O da dahilde işleme rejimi (DİR).
- Ne var DİR sisteminde?
- 2010 yılı ithalatımız 185 milyar dolar oldu. Bunun 40 milyar doları petrol, doğalgaz ve akaryakıta gidiyor. Kaldı 145 milyar dolar. Bunun 25 milyar dolarlık bölümü dahilde işleme rejimi (DİR) kapsamında geliyor.
- Yani?
- Yanisi, ithalatta vergi ödenmiyor. Dolayısıyla “referans fiyat” kapsamına da girmemiş oluyor.
DİR sisteminin yararına değindi:
- Biz DİR sisteminin doğru olduğunu düşünüyoruz. Çünkü, DİR desteği gören ihracatımız 54 milyar doları buluyor.
Çağlayan, DİR saptamasının ardından tekrarladı:
- Konuştuğun konfeksiyoncu arkadaşlar kimler bilmiyorum ama “8 milyar dolar” rakamı tümüyle sallama ve üfürme.
Duraksadım, devam etti:
- Eğer inanmıyorsan, bütün rakamları ortaya koyar, ispatlarım.
- Olur mu Sayın Bakan... Ben sektör temsilcilerinin yaptıkları bir hesabı ortaya koydum. Zaten yazıda da, “Bu hesap doğru mu?” diye sordum.
- Uzakdoğu’dan yapılan tekstil ve hazırgiyim ürünlerine yüzde 40’a varan ek vergi hazırlığı gündeme geldiğinden beri o sektördeki bazı arkadaşlara şaşırıyorum. Ben ülkemin çıkarlarını düşünüyorum, bazıları kendi cebini düşünüyor.
Ardından can alıcı noktaya dikkat çekti:
- Benim önceliğim, Türkiye’de daha çok yatırım, üretim, istihdam ve ihracat olması... İçerdeki üretimi “haksız rekabet”ten korumak da benim görevim. Millitvekilliği yeminimin kapsamına bu da girer. O nedenle gerekirse Uzakdoğu ülkelerinden tekstil-konfeksiyon ürünlerine ek vergi koyarız.
Çağlayan, “Sallama, üfürmüşler” dese de, ben resmi kanalları epey zorladım... Ulaştığım verilere göre, Türkiye’nin ithalatındaki “referans fiyat balonu”nun 700-800 milyon dolar dolayında olduğunu öğrendim...
Böylece sorumun yanıtını da almış oldum...
Kimseye ‘ek vergi’şoku yaşatmayacağız
DEVLET Bakanı Zafer Çağlayan, başta Çin olmak üzere Uzakdoğu ülkelerinden gelen kumaş ve hazır giyim ürünlerine yüzde 40’a varan oranlarda ek vergi olasılığının belirmesinden bu yana tekrarladığı noktaya bir kez daha vurgu yaptı:
- Eminim, kendi çıkarı için “İthalatta 8 milyar dolar referans fiyat balonu var” hesabı yapan arkadaşlar da benim konumumda olsalar, benim yaptığımı yaparlardı.
- Ne anlamda?
- Ben burada tek tek ağaçları değil, ormanı görüyorum. Ülkemdeki yatırımları, sanayiciyi korumak, yeni işsizlerin ortaya çıkmasını önlemek durumundayım.
Kendisine bağlı Dış Ticaret Müsteşarlığı’a ulaşan başvuruları aktardı:
- Başta Çin olmak üzere Uzakdoğu’dan kumaş, hazır giyim ithalatına önlem isteyen 12 farklı oda ve 40 şirket başvurusu var.
Bu konuda oluşturulan komiteye dikkat çekti:
- DTM’den ilgili genel müdürlükler, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, TOBB, DTP, Gümrük Müsteşarlığı, yani konuyla ilgili birimlerden oluşan bir komite konu üzerinde çalışıyor. Herkesi dinliyor. Zaten bu konuda 5 büyük toplantı yaptık. 2’si benim başkanlığımda oldu.
Bu noktada şu gerçeğin altını çizdi:
- Ben ithalatı ayıp gören bir yapıda değilim. Elbette ithalat olacak. Ayrıca, ülkemde üretilmeyen şeyleri zaten ithal etmek durumundayız.
Çağlayan, ek vergiye karşı çıkanları rahatlatacak şu ipucunu verdi:
- Kimseye şok etkisi yaratmayız. Ek maliyetler oluşturmayız.
- Yani, “Ek vergiden korkmayın” gibi bir mesaj mı bu? “Ek vergi oranları korkulan kadar olmaz” mı demek istiyorsunuz?
- Henüz konu inceleme aşamasında. Devreye giren bir vergi de yok. Ama devreye girdiğinde de korktukları kadar olmaz...
Çağlayan’ı zorladım ama henüz netleşmediği için kesin rakama yakın örnekler vermek istemedi...
Ancak, anladığım kadarıyla konu Bakanlar Kurulu kararına dönüştüğünde yüzde 40’lı ek vergi oranları ortaya çıkmayacak...
Siz uzun atladınız Libya olayı ‘mücbir sebep’ oldu
DEVLET Bakanı Zafer Çağlayan, biz gazeteciler arasındaki yaygın deyimi kullandı:
- Libya konusundaki son gelişmede “uzun atlama” yaşadınız.
- Ne anlamda?
- Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’le birlikte açıkladık. Libya’daki olaylar orada iş yapan müteahhitlerimiz için “mücbir sebep” olarak kabul edildi. Bu konu sizin gazetede pek yer almadı.
Ardından bunun ne anlama geldiğini yineledi:
- Türk Eximbank ve bankalar gerekiyorsa orada iş yapan müteahhitlere teminat mektupları ile krediler konusunda 2 yıl zaman tanıyacak.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) da devrede olduğuna vurgu yaptı:
- BDDK da Libya olayının “mücbir sebep” olduğunu dikkate alacak.
Libya’ya son anda gönderilen, yolda olan mallar için de formülü ortaya koydu:
- Söz konusu mallar Türkiye’ye döndürülecek. ÖTV ve KDV işleminden muaf tutulacak.
Paylaş