Paylaş
Standın konuk karşılama bölümünde İstanbul Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Latif Ünal, Yönetim Kurulu Üyesi Murat Oral, İstanbul İhracatçı Birlikleri Genel Sekreteri Yasemin Demirdağ ve Düsseldorf Ticaret Müşavirimiz Hüsamettin Kılıçkaya var.
Latif Ünal’la karşılaşınca İstanbul Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği eski Başkanı olan babası Yaşar Ünal’ı sordum:
- Babam bu birliğin başkanlığını 23 yıl yaptı. İki yıl aradan sonra çevremin, sektörün de talebiyle ben başkan oldum. Yani, iki yıllık ara “babadan oğula” yakıştırmasının önüne geçti sanırım.
Ardından yaş meyve sebze sektöründe attıkları adımlardan örnekler verdi:
- Bodrum mandalinasıyla ilgili önemli bir çalışma yaptık. Artık daha iyi görünümlü, çekirdeksiz bir Bodrum mandalinamız var.
- Genetiği ile mi oynandı?
- Tam olarak genetiği ile oynamak değil. Ancak, bu çalışma Bodrum mandalinasını farklılaştırdı. Albenisi arttı.
- Yaş meyve sebze ihracatında sık sık tarım ilacı kalıntısı, Akdeniz Sineği gibi sorunlar yaşanıyor. Gönderilen ürünler örneğin Rusya’da kapıdan dönüyor. Tarım ilacı kalıntısı yüzünden geri çevrilen ürünleri gerçekten içeride bize yediriyorlar mı?
- Aslında yasalar o ürünlerin iç pazara verilmesini engelliyor. Ancak, iç pazara verilenler olduğunu biz de zaman zaman duyuyoruz.
- Yasaya rağmen nasıl cesaret ediyorlar? Nerelerde satılıyor bu tür ürünler?
- Normalde tarım ilacı kalıntısı nedeniyle geri gönderilen ürünlerin otorite tarafında imha edilmesi gerekiyor. İmha edilmeyince daha çok semt pazarlarında satışa sunulabiliyor.
Organize büyük marketlerde bu tür ürünlerin satılmasının zor olduğunu savundu:
- Organize büyük marketler daha rahat ve sıklıkla denetleniyor. Tarım ilacı kalıntısı olan ürünlere rastlanınca ciddi cezalar veriliyor.
Latif Ünal’a özellikle domateste Rusya ile sık sık yaşanan Akdeniz Sineği sorununu anımsattık:
- Rusya ile bu tür sorunlar önemli ölçüde çözüldü. Rusya’ya gönderilen ürünler çifte tahlilden geçiyor. Rusya şimdilerde güvendiği bazı şirketlerin ürünlerini kontrolden bile geçirmeden alabileceğini de ifade ediyor.
Bu noktada İspanya’nın Akdeniz Sineği ile mücadelede izlediği farklı yönteme değindi:
- İspanyollar Akdeniz Sineği’nin cinsiyetiyle oynadılar. Sinekleri homoseksüel hale getirip, üremelerini engellemeye yöneldiler.
- İspanyolların başvurduğu bu yöntem sineklerin homoseksüelleştirilmesi mi yoksa hadım edilmesi gibi bir durum mudur?
- Benim öğrendiğim kadarıyla homoseksüelleştirmek deyimini kullanıyorlar.
Latif Ünal, aynı yönetimin Türkiye’de de kullanılıp kullanılamayacağı konusunda pek renk vermedi...
Akdeniz Sineği’nin cinsiyetiyle oynayıp “yumuşatmak” sorunu gerçekten çözebilir mi?
Şaraba 18 milyon dolar yatırım yaptı, Finlandiya hükümeti Kabatepe’yi aldı
PROWEIN Fuarı’nda Suvla Şarapapları’nı üreten Selim Zafer Ellialtı ve eşi Pınar Ellialtı’yla konuştuk. Microsoft’ta Ortadoğu ve Afrika’dan sorumlu Genel Müdürlük görevinden ayrıldıktan sonra Gelibolu Yarımadası’nda, Eceabat’ta bağlarını oluşturan Selim Zafer Ellialtı’ya yatırımının ulaştığı noktayı sordum:
- 440 dönüm bağımız var. 900 dönüme çıkacak. 850 bin şişe şarap üretimi kapasitesine sahibiz. Şimdiye kadar 18 milyon dolarlık yatırım yaptık. Yatırımı özkaynakla gerçekleştirdik. İşletme için kredi kullandık.
- Pazarda yenisiniz. İhracata da başlayabildiniz mi?
- Kabatepe adlı şarabımız Finlandiya Hükümeti tarafından seçildi. Finlandiya pazarına adım attık. Ayrıca ABD’ye ihracat hazırlığımız var. Etiketle ilgili izin bekliyoruz.
Kendi bağımı söküp Japon eriği diktim
DÜSSELDORF’-taki “Prowein 2013” fuarındaki “Wines of Turkey” standında Urla Şarapçılık Yönetim Kurulu Başkanı Can Ortabaş ve Büyülübağ’ın patronu Alp Törüner’le sohbet ederken İstanbul Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Latif Ünal, sektöre bağcılık konusunda yüklendi. Daha doğrusu yakındı:
- Benim Bozcaada’da 50 dönüm, Menderes’te 40 dönüm bağım vardı. Hepsini söktüm yerine Japon Eriği diktim.
Türk şarap sektörünün Ekonomi Bakanlığı desteğiyle “Prowein”e ilk kez milli katılım gerçekleştirmesine öncülük eden Latif Ünal’dan bu yakınmayı duyunca sordum:
- Bağlarınızı neden söktünüz?
- Üzümlerimizi şarap üreticilerine satma konusunda tam bir istikrar sağlayamadık. O nedenle söktük.
- Kendiniz şarap üretimine girmeyi düşünmediniz mi?
- Bizim ailede dededen şarapçılık var. Dedem Bozcaada’da şarap üretirdi. Ben de yanında çok bulundum. Ancak, ben şahsen şarap üretimine girmeyi düşünmüyorum.
Paylaş