Paylaş
Hemen Türk Hava Yolları’nın (THY) sabah 08.05 Atina uçağına bilet aldım. Atina Temsilcimiz Yorgo Kırbaki’ye de haber verdim:
- Sabah Atina’da olacağım.
Ardından Yunanistan’da 6 yıl önce mağaza açıp, krize rağmen çekilmeyen Koton’un Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Yılmaz’ı aradım:
- Sizin Atina’da Syntagma Meydanı’na yakın Omonoia’da ikinci mağazanızı görmüştüm 3 yıl önce.
- Sıkça yaşanan olaylar yüzünden o mağazayı bu yıl mayıs ayında kapattık. Bir gün açık, bir gün kapalı şeklinde gidiyordu. Öyle bir ortamda iş yapmak mümkün değildi. İlk mağazamızı 6 yıl önce açtığımız alışveriş merkezinde faaliyetimiz sürüyor.
Yılmaz Yılmaz, Atina’daki mağazanın sorumlusu İstanbullu Rum Kosta Arslanoğlu’na bilgi verdi. Arslanoğlu hemen mesaj attı:
- Sabah 09.30’da havaalanında buluşuruz.
Dün sabah Atina’ya inince ilk telefon eden Yorgo Kırbaki oldu:
- Venizelos, Yorgo Papandreu’nun referandum kararına karşı çıktı. Her an hükümet düşebilir...
Dışarı çıktım, Kosta Arslanoğlu’yla birlikte Atina’nın merkezine doğru yola koyulduk. Türkiye’de iş hayatına bankacılıkla başlayıp, 6 yıl önce Koton’un Atina’daki mağazasının başına geçen Arslanoğlu, söze kendi işlerinden girdi:
- İlk mağazamız 900 metrekareye yakındı. 24 personel çalışıyordu. Sonra ikinci mağazayı açtık. Ancak, ikinci mağaza Yunanistan’da olayların başladığı 2008 yılı sonlarındaki günlere denk gelmiş oldu. Yine de Yılmaz Yılmaz, bu yılın mayıs ayına kadar direndi. Bu arada alışveriş merkezindeki mağazayı 200 metrekareye düşürdük. Personel de yarı yarıya azaldı. Çok şükür 900 metrekarelik mağazadaki ciroyu tutturduk.
- Siz Türkiye’de 2001 krizini yaşadınız. Sokaktaki insana yansıması açısından karşılaştırma yapmak mümkün mü?
- 2001 krizinde Türkiye’de sofralardaki ekmek bile küçüldü. Yunanistan’da ise eğlence temposu düştü. Büyük alışverişlerin hızı kesildi. Emlak fiyatları ve kiralar geriledi. Lüks otomobilden daha küçük araçlara geçiş söz konusu oldu.
Biz Kosta Arslanoğlu’ya Atina’da sokakta tur atmaya başladık, Yorgo Kırbaki heyecanla son durumu bildirdi:
- PASOK’tan 3 milletvekili daha desteğini çekti. Papandreu çoğunluğu kaybetti. Her an hükümet düşebilir...
Arslanoğlu’na döndüm:
- Bir teknokrat hükümeti formülü gelişir mi?
- Yunanistan’da teknokrat hükümet formülü pek işlemez gibi...
Bu arada Atina’da perakende sektörünün, yani alışverişin kalbinin attığı Ermo Caddesi’ne yöneldik. Caddedeki hareketliliğe dikkat çekti:
- Hafta arası bir gün ve gördüğünüz gibi hareketlilik sürüyor.
Tam o sırada emlakçılık yapan bir arkadaşıyla karşılaştık, hemen ona sordum:
- İşler nasıl?
- Çok kötü... Alıcılar hâlâ kararsız... Oysa fiyatlar çok düştü... Kiralamada hava parası diye birşey neredeyse kalmadı. Kiralar da düştü. Yine de iş yapamıyoruz.
Ardından Papandreu’nun referandum kararıyla birlikte iyice gerilen ortama değindi:
- İlk kez bu sabah saat 06.00’da kalkıp haberleri izlemeye koyuldum. Hükümet düşecek mi, düşmeyecek mi o haberlere kilitlendim.
Ardından Metropolis Cafe’ye girip yazıyı yazmak üzere internete bağlandım. Hürriyet’in internet versiyonundaki manşeti gördüm:
- Papandreu yarım saat içinde istifa edebilir...
Cafe’deki masalara göz gezdirdim. Sürekli son dakika haberleri veren TV’ye kimsenin bakmadığı dikkatimi çekti. Altyazılardan birini Kosta Arslanoğlu’na sordum:
- Yunan korku filmiyle Cannes Festivali...
Altyazı, Fransa’nın Cannes kentindeki Başbakan Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı G-20 liderler zirvesini kastediyordu...
G-20 liderleri “Yunan korku filmi” izlerken, krizin başından beri oldukça olaylı görüntülere sahne olan Atina sokakları, bu açıdan en sakin gününü geçiriyordu...
Papandreu kumar mı santranç mı oynadı
ATİNA’da dolaşırken CHP’nın iş dünyası kökenli İstanbul Milletvekili, eski Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran aradı. Atina’da olduğumu söyleyince geçen haftaki Sosyalist Enternasyonal buluşmasına değindi:
- Girit’te iki gün boyunca Yorgo Papandreu’yla birlikteydik. Bence doğru adımlar atıyor.
- Nasıl olur? Bütün Avrupa referandum kararıyla sarsıldı. Hükümeti sallamaya başladı. Avrupa, referandum kararını “Papandreu’nun kumarı” olarak yorumladı.
- Bence kumar değil. Tavla kumar sayılır. Ancak, Papandreu satranç oynuyor. Referandumdan “evet” çıkarsa alacağı zor kararlar için halktan peşin destek görmüş olacak.
- Ya “hayır” çıkarsa? Ya da hükümet düşerse?
- Papandreu tüm bu riskleri alıyor...
CHP’li Umut Oran’a çok mantıklı gibi görünen “Papandreu satrancı” G-20 ülkeleri ve Euro Bölgesi’ne pek öyle görünmüyor...
Türk Eximbank Yunanistan’a ihracatta sigortayı kaldırdı mı
ATİNA’ya gelmeden önce aradığım işadamlarından biri de İnci Ayakkabı’nın patronu Ali Murad Kızıltaş oldu:
- Atina’da 6 yıl önce Koton ve Machka ile aynı anda açtığınız mağaza ne oldu?
- 2009’da kapattık. Bizim açımızdan iş pek yürümedi.
- Yunanistan’a ayakkabı ihracatınız var mı?
- Çok iyi bir müşterimiz var. Ancak, Türk Eximbank’tan bu satışlara ihracat sigortası yapılmayacağı bilgisini aldık. Firmaya mı, genele dönük bir karar mı anlayamadık.
- Bu durumda ne yapacaksınız?
- Müşteriden akreditif isteyeceğiz. Bulabililer mi bilmiyorum.
Dün Atina’da dolaşırken Koton’un mağaza sorumlusu Kosta Arslanoğlu’na sordum:
- Mağaza için ürün Türkiye’den ürün gelişinde bir sıkıntı yaşanıyor mu?
- Hiç sıkıntı çekmiyoruz...
Yazıyı bitirken yeniden Metropolis Cafe’deki masalara göz gezdirdim, kimse canlı yayın yapan TV’yi izlemiyordu...
Haberlere yeniden göz attım. Yorgo Papandreu’nun istifası yerine ibrenin referandumdan geri adıma kaydığını gördüm. Kosta Arslanoğlu, emlakçı arkadaşıyla yaptığı yoruma değindi:
- Bu dönemde Papandreu’dan başkası görev üstlenmek istemez...
Paylaş