İlk fabrikayı ‘Gelen geçen görsün’ kriteriyle yaptı

1960’ların başıydı...

Haberin Devamı

Fahrettin Ulusoy, Samsun’da babasının zahire dükkanında çalışırken bir gün ceketini alıp çıktı, İstanbul’un yolunu tuttu. 2 yıl çeşitli yerlerde işçi olarak çalıştı. Biraz para biriktirip memleketi Samsun’a döndü. Un-kepek ticaretine başladı. 1969’da kendi zahire dükkanını açtı. Hayalinde hep bir un fabrikası kurmak vardı.

İlk fabrikayı ‘Gelen geçen görsün’ kriteriyle yaptıUn üretiminde aslında kâr marjı çok düşüktü ama fabrikalardaki kamyon trafiği, yatırım kararında etkiliydi. Derken Ulusoy’un ilk fabrikayı kuracağı gün geldi. Fabrika yerini seçerken doğum yeri Tekkeköy’de (Samsun) karar kılındı. Özellikle yol üstü bir nokta seçildi:

- Tekkeköy’e gelen giden fabrikamızın önünden geçsin.

Ulusoy Un’un ilk fabrikasının öyküsünü Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu Başkanı Eren Günhan Ulusoy’dan dinledim. Ulusoy Un Yönetim Kurulu Başkanı Günhan Ulusoy, Sovyetler Birliği’nin dağılmasının fabrikanın ilk dönemlerinde işlerine yaradığını belirtti:

Haberin Devamı

- İhracatı Rusya sayesinde öğrendik. Bugün 80’den fazla ülkeye ihracat yapıyoruz. Un ihracatında ilk 5’teyiz. İhracatımız 2016’da 42 milyon dolardı. Bu yıl 50 milyon doları aşıyor.

Türkiye’nin toplam un ihracatına değindi:

- 2016’da 3.5 milyon ton ihraç edildi. 1 milyar 78 milyon dolar ihracat geliri sağlandı. Unun kilo başına ihracat değeri 30 cent dolayında.

Sektörün cari fazla verdiğini vurguladı:

- Kilo başına ihracat değeri düşük ama unda 400 milyon dolar cari fazla var.

Tekrar Ulusoy Un’un öyküsüne döndü:

- 2003’te Ambarlı Limanı’ndan uzak pazarlara ihracat için Çorlu’da fabrika kurduk. 2006’da 60 milyon lira ciromuz vardı. 2014’te halka açıldık. 2016’da grup ciromuz 1 milyar 130 milyon liraya çıktı. Bu yıl 1.6 milyar lirayı bulabilir.

Grubun ticaret ağının genişlediğini kaydetti:

- Arjantin’den tarım ürünü alıp Vietnam’a satıyoruz. Ukrayna’dan aldığımızı Malezya’ya gönderiyoruz.

Grubun çay sektöründe de faaliyet gösterdiğini anlattı:

- Abim Erhan Ulusoy, çay fabrikalarımızı yönetiyor.

İlk fabrikayı ‘Gelen geçen görsün’ kriteriyle yaptı

Haberin Devamı

Samsun OSB’de 2018’de yeni un fabrikalarının devreye gireceğini bildirdi:

- Günlük üretim kapasitemiz önce 1500, sonra 2 bin 100 tona çıkacak. Türkiye’de ilk 3’e gireceğiz.

Ardından lisanslı depoculuk yatırımlarına dikkat çekti:

- Çorum Alaca’da 13 milyon liraya 43 bin tonluk tahıl deposu yatırımı yaptık. Yozgat Sorgun’da 16 milyon liraya mal olacak 60 bin tonluk depo Haziran 2018’de hizmete girecek. Samsun’da 60 bin tonluk depo hafriyatı başladı. 18 milyon liraya bitecek. Sırada Tekirdağ var.

Lisanslı depo yatırımına 5’inci bölge desteği verildiğini anımsattı:

- Ürününü lisanslı depoya bırakan çiftçiye kiranın yarısı devletten. Ayrıca nakliye desteği de söz konusu. 2016’ya kadar 880 bin tonluk lisans alınmıştı. Bu yıl 1.4 milyon tona çıktı. 2018 sonunda 3.5 milyon tona ulaşılır.

Haberin Devamı

Amiral gemisi Ulusoy Un olan grup, yatırımda “yol üstü” kriterini artık çok geride bırakmış görünüyor...

Sektör ortalama yüzde 48 kapasiteyle çalışırken, Ulusoy Un’da bu oranın yüzde 90’larda olması, ikinci kuşağın sağladığı gelişmeyi gösteriyor.

Lisanslı depoculukta aldıkları yol da dikkati çekiyor.

İyi yıllar...

 

İLK KEZ 1 MİLYAR LİRAYI GEÇİYORUZ
RMK Classic bünyesindeki Brooks & Brothers’ın İstinye Park’taki mağazasındayız... Karaca CEO’su Fatih Karaca, RMK Classic bünyesindeki Edwards’la işbirliği çerçevesinde Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç’un belirlediği tasarımla ürettikleri Beşiktaş fincanından kahvesini yudumlarken, 2017’yi özetledi:

- Emsan, Jumbo, Karaca Home markalarıyla bu yıl ilk kez ciromuz 1 milyar 50 milyon lirayı buluyor. Yılı yüzde 30 büyüme ile kapatıyoruz. 16 ülkede mağazalarımız var.

Haberin Devamı

Beşiktaş fincan takımını Jumbo markasıyla ürettirdiklerini belirtti:

- RMK Clasic’le UNICEF projesinde de birlikte çalışmıştık. Beşiktaş fincan takımı için karar ve üretim aşaması 1.5 ay gibi sürdü.

RMK Classic CEO’su Füsun Kuran’a 2017’nin nasıl geçtiğini sordum, yanıtladı:

- Hedeflere ulaştık. Ciromuz yüzde 30 büyüdü.

 

ELLİMDEN SONRA ELLERİM BENİ CAMA YÖNLENDİRDİ
ÖNCE Denizbank CEO’su Hakan Ateş, “GaleriDeniz”de açılan serginin adının neden “Gl’onze” olduğunu açıkladı:

- Glass’ın “Gl”si ile “bronze”un “onze”si birleşti, serginin adı oluştu. Burada bronz ve cam eserler yer alıyor. Biz de bu sergi ile “Cam gibi saydam, bronz gibi sağlamız” diyoruz.

Ardından Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi Melsa Ararat’ın önderliği, Egone Zender’in desteğiyle yürüyen “Bağımsız Kadın Direktörler” projesi danışma kurulunda birlikte çalıştığımız Ayşen Savcı, sergideki cam eserlerini gösterip, geçmişe döndü:

Haberin Devamı

- 27 yıl profesyonel iş dünyasındaydım. İsveç’in Türkiye’deki Ticaret Ateşesi oldum. Ericsson’da genel müdür yardımcısı olarak çalıştım. İsveç Ticaret Konseyi’nde Başkan Yardımcılığı görevini yürüttüm.

O yıllarda içinde, “Ellerimle bir şeyler yapmalıyım” duygusu olduğunu belirtti:

- Bu dürtü beni 50 yaşımdan sonra sanata çekti. Yaratıcılığa müthiş kapılar açan cama yönlendirdi.

Yazarın Tüm Yazıları