‘Harabat’ ve Sümbül Ağa New York’ta sahne alıyor

-  Carnegie Hall ve American Composers Orchestra, bana yeni bir orkestra eseri sipariş etti. Ayrıca bu eserin içinde udum ve sesimle de solist olarak yer almamı istediler.

Sanlıkol, “Eserin içinde Türk müziği etkilerinin olmasını bekliyorlar” diyerek kolları sıvadı:
- Grammy’de finale kalan “Vecd” adlı eserim Türk tasavvufunun yoğun etkilerini taşıyordu.
Yeni eser için Bektaşi literatürüne göz atmaya başladı:
-  Türk tasavvuf ekolleri içinde kendimi en çok özdeşleştirdiğim duruş, İstanbullu Bektaşi dervişlerininkidir.
Önce Neyzen Tevfik’i yeniden inceledi:
- Neyzen Tevfik benim kahramanımdır. Ancak, bu kez onun nevi şahsına münhasır tavrı tam olarak aradığım meşrep değildi.
Derken Edip Harabi’nin divanını baştan sona gözden geçirdi:
- Harabi’nin eserlerinden aradığım hissi yakaladığım bir gazelin içindeki beyitten yola çıkarak yeni eserime “Harabat” adını verdim.
O beyiti anımsattı:
- Biz harabatız deyü vaiz ne bilsün tan eder
Terk-i Dünya lezzetin İbrahim (İbn) Edhem bilür
Geçen yıl eylül ayında tam eseri bestelemeye başlarken babası ani bir kalp krizi ile hayata gözlerini yumdu:
-  “Harabat”ı yoğun duygular içinde bestelemeye devam ettim.
Eseri klasik ve İstanbullu Bektaşi nefesini örnek alan biçimde bestelediğinin altını çizdi:
- “Harabat/The Intoxicated” adlı eserimin prömiyeri 1 Nisan 2016 günü Carnegie Hall’de yapılacak.
Dr. Mehmet Ali Sanlıkol, 8 Nisan 2016’da New York’ta National Sawdust adlı mekanda prömiyeri gerçekleşecek bir başka eserinden daha söz etti:
- Shakespeare’in Otello’sunu, Osmanlı Hadım Ağası, Sümbül Ağa olarak sahneye uyarladım. American Composers Orchestra’nın da destek olduğu “coffeehouse opera” diye nitelendirdiğim eser, “Othello in the Seraglio: The Tragediy of Sumbul the Black Eunuch” adıyla sahnelenecek.
Bu eseri anlatırken 5 yıl önceye döndü:

- Bir akşam televizyonda Otello’ya denk geldiğimde, “Otello’yu Osmanlı dünyasına taşımak enteresan olur” diye düşündüm. Aklıma Reşad Ekrem Koçu’dan okuduğum Sümbül Ağa geldi: Otello neden bir Hadım Ağa olmasın?
Sonra tereddüt yaşadı:
- Shakespeare’in eserini daha da zenginleştirme iddiası kimin haddine?
Bu tereddüt, onu frenlemedi:
- 2 saatlik eserin vücuda gelmesi 4 yıl sürdü. Eser, 17. yüzyılda İstanbul’da bir kahvehanede geçiyor. Meddah, Sümbül’ün trajedisini İngilizce aktarırken, ana karakterler operayı Türkçe ve İtalyanca seslendiriyor.
Operanın şu ayrıntısına işaret etti:
- Operanın asıl özelliği ise aktöre ek olarak sadece 11 kişi ile icra edilip Türk müziği saz ve sesleriyle erken Batı müziği enstrüman ve seslerini bir araya getirmesi.
Eseri hazırlarken Harvard University’den hocası Prof. Cemal Kafadar’dan büyük destek gördü...
Önce Carnegie Hall’da “Harabat”, sonra National Sawdust’ta “Sümbül Ağa”...
Tam Sanlıkol için New York’tan yükselen alkışı şimdiden duyar gibiyken, araya bu kez İstiklal Caddesi’ni hedef seçen hain “canlı bomba” girdi...

Oyuncakçı Erzurum’a, çikolata üreticisi Ordu’ya gider mi

ERZURUM Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’in davetiyle kente gittiğimde Genel Sekreter Ali Rıza Kiremitci, farklı bir projenin ipuçlarını verdi:
- Erzurum’da bir “Oyuncak İhtisas Organize Sanayi Bölgesi” oluşturmak istiyoruz. Bunun için ülkemizdeki oyuncak üreticileriyle ön görüşmelere başladık.
Fark yaratacak bir ihtisas OSB’si konusunda Ordu Belediyesi’nin epey yol aldığını da Cannes’daki (Fransa) emlak fuarı MIPIM’de gördüm. Ordu Belediye Başkanı Enver Yılmaz, projelerini tanıtırken Çikolata Parkı’na değindi:
- El yapımı çikolata üretecek 30 şirketin yer alabileceği Çikolata Parkı’nı bu yıl faaliyete geçireceğiz.
Ordu Valisi İrfan Balkanoğlu araya girdi:
- Projeyi Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı gündeme getirmişti. Belediyemiz sahip çıktı.
Yılmaz, Çikolata Parkı’nın fındık üretiminde öne çıkan Ordu’ya yakışacağını belirtti:
- 15 milyon liralık yatırımla devreye girecek Çikolata Parkı’na Sagra gibi şirketleri bekliyoruz.
Oyuncak üreticisi Erzurum’a, çikolata şirketleri Ordu’ya
gider mi?