Hakkari’de lisanslı basketçi 2 bine dayandı, Sabancı ‘Fark Yaratanlar’la ağladı

EROL Hanlıgil, “Beyaz Gölge” adlı diziyi izleyince basketbola merak sardı, edebiyat öğretmenliğine başladığı Hakkari’de bu sporu yaygınlaştırmak için yola koyuldu:

- Hakkari’nin adı son 25-30 yıldır hep olumsuz olaylarla anılıyor. Kentte sosyal etkinlik de yok denecek kadar az. Öğrencileri, gençleri spora yönlendirip, kente canlılık katabilirim.
Erol Hanlıgil, bu iddiayla yola çıktı, “Streetball Turnuvası”nı geleneksel hale getirmekle kalmayıp, her yıl 800 kız ve erkek öğrenci her yıl basketbol öğrenmek üzere yaz okuluna başvurur hale geldi.
Hanlıgil, geçen pazartesi akşamı, Cüneyt Özdemir’in CNN Türk’teki BeşN birK programındaki “Fark Yaratanlar” özel yayınında son rakamı verdi:
- Hakkari’de lisanslı basketbol oyuncusu sayısı 2 bine yaklaştı. Basketbol kulübü sayısı 12 oldu.
Hanlıgil, Sabancı Vakfı’nın desteğiyle Özdemir’in 32 hafta boyunca CNNTürk ekranlarına yansıttığı “Fark Yaratanlar” arasına giren 32 kişiden biriydi.
Sabancı Holding Kurumsal İlişkiler Direktörü Suat Özyaprak aramış, ben de 500 dolayında başvurudan ekrana yansıyan 32 “Fark Yaratan” kişinin seçimine katkıda bulunan Danışma Kurulu’nda görev almıştım.
Özdemir, geçen pazartesi BeşN birK’yı, “Fark Yaratanlar”ın sezon finaline dönüştürdü. Programın başında Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı’yla konuştu:
- “Fark Yaratanlar”ı izlerken neler hissettiniz?
- Çoğunu ağlayarak izledim. Ne kadar çok “fark yaratan” olursa, toplumsal gelişme de o kadar hızlanır.
“Fark yaratan”lar arasında kamuoyunun “Organik Nazmi” diye tanıdığı, Doğu Anadolu’da “organik tarım”a öncülük eden Erzurumlu Nazmi Ilıcalı ve Van Gölü’ndeki İnci Kefali’nin kurtarıcısı Prof. Dr. Mustafa Sarı’dan ilk kez karşılaştığımız “gizli kahramanlar”a kadar değişik isimler vardı.
Doç. Çoruh Türksel Dülgergil, söz sırası kendisine geldiğinde, salonda küçük bir anket denemesi yaptı:
- Kalple ilgili sürekli ilaç alanlar parmak kaldırsın.
100-150 kişi arasından tek parmak kalktı.
- Dişlerinde çürük, ağzında protez, dolgu gibi şeyler olan kaç kişi var?
Salonun yarısından çoğunun parmağı kalkınca, giriştiği işin önemini anlatmaya koyuldu:
- Bugün 11 aylık bebeklerde bile diş çürümelerine rastlamak mümkün. Diş fırçalama alışkanlığı 6 yaşına kadar oturtulabiliyor. Sonra fırsat kaçıyor. Biz o yüzden çocuklarımıza, “ağzınıza birşey sürün” diyoruz.
Çoruh Türksel Dülgergil, Türkiye’de uygulanmayan bir yöntemle, Afyon’dan Karaman’a Hakkari’den Muş’a, Kırıkkale’den Adıyaman’a kadar 27 ilde 100 bin ilköğetim çocuğuna ulaşmış. Sağlık meslek lisesi öğrencileri okulları dolaşıyor, “florit iyonu” içeren jeli çocukların dişerlerine fırçayla uyguluyor. Böylece gecikmiş diş fırçalama alışkanlığına adım atmalarını sağlıyor...
Cüneyt Özdemir sordukça onlar anlattı, dosyalardan okuduğum “fark”ları dinledikçe yine gözlerim yaşardı...
İyi ki Sabancı Vakfı destek vermiş, Özdemir’in ekibi 8 ayda 40 bin kilometre yol yapıp “Fark Yaratanlar”ı CNNTürk ekranlarına taşımış...
Hep birlikte daha çok fark yaratalım, Türkiye’nin gelişmesine katkıda bulunalım...

50 kuruşa hasta bakıyor

SABANCI Vakfı’ndan gelen “Fark Yaratanlar” dosyalarını incelerken Lokman Hekim Sağlık Vakfı’nın öncüsü Dr. Ayhan Tokgöz’ü şahsen tanımıyordum.
Bir süre önce Çelebi Holding’in Yeni Delhi ve Mumbai’deki yer hizmetleri-kargo operasyonlarını yerinde görmek için gittiğimizde, Ayhan Tokgöz’ü, Çelebi Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Canan Çelebioğlu Tokgöz’ün eşi olarak tanıdım.
Ayhan Tokgöz, Hindistan’da da sık sık yokladı:
- Bir ara bizim vakfı da konuşsak...
Pazartesi akşamı CNN Türk’teki BeşN BirK programına katılınca Tokgöz’ü bir kez daha dinleme fırsatı buldum...
Lokman Hekim Sağlık Vakfı, Gebze’de 3 idealist doktorun açtığı Tıp Merkezi’nde 50 kuruşa dahiliye muayenesinden, diş tedavisine kadar birçok alanda hizmet veriyor. Hastalar merkezde okuma-yazma kurslarına katılabiliyor. Merkezin doktorları, Gebze’de evleri dolaşıp, maddi sıkıntısı olanlara ücretsiz ilaç da dağıtıyor.
Vakıf ayrıca, kaynak yaratmak için kağıttan pet şişeye, teneke kutuya kadar atıkların toplanması konusunda da önemli rol oynuyor...

Yaşamaya çalışıyorum

CÜNEYT Özdemir, ALS hastası Alper Kaya’ya sordu:
- Alper Bey, siz nasıl fark yarattınız?
- Ben sadece yaşamaya çalıştım, çalışıyorum.
Alper Kaya, ALS hastalığının etkisiyle yüzde 95 engelli konumuna gelmiş. Sadece konuşabiliyor, yutkunabiliyor, tek bir parmağını az da olsa hareket ettirebiliyor. Özel bir klavyede harfleri tek tek tıklayarak yazabiliyor.
Dünya çapında ALS (Amyotrophic Lateral Sclerosis) hakkındaki tüm gelişmeleri Türkiye’de irtibatta olduğu hastalarla paylaşıyor. Deneyimlerini telefonla aktararak, onlara moral veriyor.
Alpey Kaya, şimdi ALS hastalarına ulaşmak için bir özel otobüs hayal ediyor... Özel dizayn edilecek otobüse binecek, ALS hastalarının elinden tutacak...
Kaya’yı dinlerken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın MAN Türkiye’de Başbakanlık’a otobüs istediği töreni anımsadım. MAN Türkiye, Erdoğan’ın isteği üzerine Başbakanlık’a otobüsü bağışladı...
Acaba, bir otobüs de ALS hastaları için dizayn edemezler mi?
Yazarın Tüm Yazıları