TEMSA, Petrol Ofisi ve Hürriyet Otoyaşam Gazetesi’nin ortak projesi, ‘Emniyet Kemeri Hayat Standardıdır-otobüs yolcusu da emniyet kemeri takmalı’ kampanyasının tanıtımı için Emirgan’daki Sakıp Sabancı Müzesi’ndeyiz (SSM)...Tanıtım toplantısında Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ile Temsa’nın bağlı bulunduğu Sabancı Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı da var.Toplantı bitince Güler Sabancı, ‘Müzeyi gezelim’ teklifi yapıyor. Başta Bakan Yıldırım olmak üzere proje ortağı kurumların temsilcileriyle birlikte Güler Sabancı’yı izliyoruz: ‘Rahmetli amcam Sakıp Sabancı’nın uzun süre konut olarak kullandığı Atlı Köşk’ü müzeye dönüştürürken çok özel çalışma yaptık. Binanın altına da girdik, yeni bölümler oluşturduk. Dünya Mimarlar Kongresi’ne gelen mimarları da burada ağırlamıştık. Müzemizin mimarisini mükemmel buldular.’Güler Sabancı, bir yandan rehberlik yaparken, diğer taraftan da Sakıp Sabancı’nın müzeye verdiği önemi anlatıyor: ‘Rahmetli amcam bize, ‘Öyle bir müze oluşturalım ki, burada Picasso’lar sergilensin’ derdi. Onun Picasso vasiyetini de geçenlerde gerçekleştirdik. Yalnız o kadar kolay olmadı. Adamlar 4 gün boyunca müzemizi didik didik incelediler, sonra imzayı attılar.’Derken Bakan Yıldırım’la çıktığımız müze turunun rehberliğini işin asıl uzmanı, Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Nazan Ölçer devralıyor. Tura Filiz Çağman da eşlik ediyor.Güler Sabancı, Bakan Yıldırım’a Ölçer ve Çağman’ı takdim ederken, ‘Nazan Hanım İslam Eserleri Müzesi, Filiz Hanım da Topkapı Müzesi Müdürü’ydü’ diyor.Yıldırım, ‘Demek transfer oldunuz’ diyecek oluyor, Nazan Ölçer yanıtı yapıştırıyor: ‘Yok efendim, ikimiz de emekli olduktan sonra buraya geldik...’Güler Sabancı, Petrol Ofisi Genel Müdürü Jan Nahum’un bir sorusu üzerine, müzecilikte şu ayrıntıya dikkat çekiyor: ‘Bizim depomuzda şu anda burada gördükleriniz kadar ve hiç sergilemediğimiz eser var. Zaten müzelerin mutlaka kendi eserlerinin de olması gerekiyor.’Nazan Ölçer, Bakan Binali Yıldırım’a ‘17’nci Yüzyıl Avrupası’nda Türk İmajı’ sergisini anlatırken, Güler Sabancı, beni ‘Kadın Portreleri’ bölümüne yönlendiriyor.Önce Güler Sabancı’nın, ‘Türban tartışmasına gönderme yapacağını’ düşünüyorum, ilgisinin olmadığını belirtiyor: ‘Ben sadece Osmanlı’daki çok kültürlülüğün burada çok iyi yansıdığını anlatmak istedim. Rum Kadın bir yanda, Yahudi Kadın diğer yanda. Bir köşede Ermeni Kadın, diğer köşede At Sırtında Türk Kadını portresi yer alıyor. Bu bölüm gerçekten muhteşem.’Dikkat ediyorum, Güler Sabancı, amcasının adını taşıyan müzeyi anlatırken farklı bir heyecan yaşıyor: ‘İş başka, müze başka. Buraya herkesin sahip çıkması, herkesin iyi anlatması gerekiyor.’Sakıp Sabancı Müzesi’ni gezerken, özel sektörün bu konuda da ‘tatlı’ bir yarış içinde olduğunu düşünüyorum... Sakıp Sabancı Müzesi... Rahmi Koç Müzesi... Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi... İstanbul Modern...Bunlar özel sektör eliyle gelişiyor, İstanbul’a ve Türkiye’ye güzel vitrin oluşturuyor...Onlar yarıştıkça İstanbul ve Türkiye kazanıyor...Acil durum haberleşmesi ihalesi neyi bekliyorMOTOROLA Türkiye Genel Müdürü Murat Öngör ve Setkom Genel Müdürü Adil Müftüoğlu ile Londra’daki patlamalardan hemen sonra buluşmuştum. Üzücü olayın etkisiyle daha çok ‘acil durum haberleşmesi sistemleri’ üzerine konuştuk... Müftüoğlu’nun anlattığına göre, 622 değişik ‘acil durum haberleşme sistemi’ var. Avrupa, ‘TETRA’ adlı sistemi benimsiyor. Avrupa Telekomünikasyon Sistemleri Enstitüsü (ETSI) de TETRA’ya onay veriyor. ETSI, Avrupa Birliği (AB) ülkeleri arasında ‘acil durum haberleşmesi ağı’ oluşmasını öngörüyor.Adil Müftüoğlu, ‘acil durum haberleşmesi’ni şöyle özetliyor: ‘Bu sistemde öncelikle itfaiye, emniyet, jandarma, Kızılay gibi kurumlar kendi içinde konuşmayı planlıyor. Ancak, yaşanan felaketin boyutuna göre kodlar belirleniyor. Hangi durumda, kamudaki hangi kurum ekiplerinin kiminle konuşması gerektiğine karar veriliyor. Kodlar da ona göre dağıtılıyor. Herhangi bir acil durumda tüm birimler birbirleriyle rahatlıkla haberleşebiliyor. Sistem aslında ‘bas konuş, bırak dinle’ prensibiyle çalışıyor. Ancak, cep telefonu rahatlığında kullanılabiliyor.’Dünya Bankası’ndan bu iş için 30-40 milyon dolarlık kaynak desteği de varken İstanbul neden hálá bu ihaleyi açmıyor?