Görme engelli bastonuyla gelip bisiklete biniyorlar

Delimehmetoğlu, o anda Başkanlığını Gönül Turgut’un yürüttüğü Engelsiz Yaşama Derneği’nin (EY-DER) Ankara’daki merkezindeydi.Akdemir, konuyu açmak için sordu:

- Yaptıklarınızı anlatır mısın?Delimehmetoğlu, söze kendi öyküsünden girdi:

- Almanya doğumluyum. Doğduğumda 1 kilo imişim. Aileme, “Bu çocuk göremez, duyamaz, konuşamaz” demişler. Gözlerim “görme engelli” denecek durumdaymış. Ailemi ve beni eğitimden geçirdiler. Gözlerim ışığı algılayabildiği için aileme ve bana verilen eğitim sayesinde görme engeli olmayan birey gibi yaşama yetisi kazandım.

Dünyada 300 milyon “görme engelli” olduğunu vurguladı:

- Bunların 45 milyonu hiç göremiyor. Kalan bölümü, yüzde 1-10 arasında ışığı algılama yetisine sahip.Eğitimini tamamladıktan sonra Türkiye’ye geldiğini belirtti:

- EY-DER’de ışığı algılayabilecek durumdaki “görme engelli”leri eğiterek, engelsiz gibi yaşayabilecekleri noktaya taşıyoruz.Türk Telekom Grubu’nun mobil şirketi Avea’nın desteğiyle yürüttükleri “Günışığı Projesi” kapsamında bugüne kadar 100 çocuğu eğitimden geçirdiklerini kaydetti:

- 7 ayda yüzde 1-10 arasında görme kalıntısına sahip 100 çocuğu kendi başına hareket edebilir noktaya taşıdık. Çocuklarla birlikte ailelerini de eğittik. Çocuklar genelde görme engelli bastonuyla geldi. Eğitim bittiğinde bisiklete binebilir, normal okula gidebilir noktaya ulaştılar.Türkiye’de 800 bin “görme engelli” olduğuna işaret etti:- Bunların yüzde 70’i aslında “Az gören” kategorisine giriyor.

Yani, “erken müdahale eğitimi”nden geçmeleri halinde yaşamlarını daha rahat sürdürebilirler. Küçük yaştan itibaren eğitime başlanması, başarı şansını daha da yükseltiyor.Erkan Akdemir’e döndüm:

- Bu projeyle nasıl buluştunuz?

- Türk Telekom Grubu Teknoloji Genel Müdür Yardımcısı Coşkun Şahin’le bağlantı kurdular. Hemen desteklemeye karar verdik.Delimehmetoğlu araya girdi:

- Türk Telekom’un sağladığı teknoloji desteğiyle uzaktan eğitime geçebildik. Önceleri çocukları Ankara’daki merkezimizde eğitiyorduk. Şimdi tablet ve intranet bağlantısıyla uzaktan eğitim alabiliyorlar.İlk kez kullandıkları teknikten söz etti

:- Dünyada ilk kez Kinect teknolojisiyle özel hazırlanmış oyunlar, az gören çocukların hareket halindeyken görmeleri, kullanmaları ve geliştirmeleri amacıyla bu projede kullanıldı.Şu noktanın altını özellikle çizdi:

- Bizim görme oranını artırma iddiamız yok. Yani, yüzde 1 görende oranın yüzde 2’ye yükselmesi söz konusu değil. Yüzde 1 görebilene bunu iyi kullanma becerisi kazandırıyoruz.Akdemir daha sonra eğitim sırasında bisiklete binen, piyano çalan, patenle spor yapan çocukların görüntülerini gösterdi...

Madem yüzde 1, 2, 3 görebilen, ışığı algılayabilen “görme engelli” eğitimle hayatını daha rahat yürütebilecek yeteneği kazanabiliyor, Milli Eğitim Bakanlığı neden bu konuya el atmıyor?

18 ay vade iddiasına benim itirazım var

FLO Ayakkabı zincirini çatısı altında bulunduran Ziylan Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ziylan, Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) Başkanı Hüseyin Çetin’le Milano’daki (İtalya) MICAM Fuarı’ndaki sohbetimizin vadelerle ilgili bölümüne itiraz etti:- Piyasada üretilen ayakkabıların yüzde 70’ini biz, LC Waikiki, Defacto gibi önde gelen şirketler alıyor. LC Waikiki “sıfır vade” ile çalışıyor. Yani, üreticiye peşin ödeme yapıyor. Bizde vade en fazla 6 aya kadar çıkabiliyor. Biz de zaten 4 ay vadeyle mal satıyoruz. Piyasanın yüzde 70’ine hakim şirketlerde 18 aya varan vade yok.Hüseyin Çetin’in 18 ay vade iddiasının piyasanın yüzde 30’unda geçerli olabileceğini vurguladı:- İşini iyi yönetemeyenler, sıkıntı yaşayanlar, 18 aya varan vadeyle finansman yükünü üretenin sırtına yüklüyor olabilir. Onların bu tutumunu tüm sektöre mal etmemek gerekir.