Paylaş
Zafer Çağlayan, Türkiye’nin Pekin Büyükelçisi Murat Esenli, Şanghay Başkonsolosu Murat Ünlü, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclis Başkanı Erdal Bahçıvan ve Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği Başkanı İbrahim Burkay’la birlikte Expo Şanghay 2010’un gerçekleşeceği alandayız.
İçimizde İzmir’in son anda Expo 2015’i Milano’ya (İtalya) kaptırmış olmasının burukluğuyla Çağlayan’a verilen brifingi izliyoruz:
- 5.6 kilometrekare alanda gerçekleşen Expo 2010 yatırımı 15 milyar doları buluyor. 1 Mayıs 2010’da başlayacak etkinliklerde 194 ülkeden 241 katılımcı bulunacak. 70 milyon ziyaretçinin beklendiği Expo 2010, bugüne kadar gerçekleşenlerin en büyüğü olacak.
Ardından masanın üzerindeki maketin başına Türkiye’nin Expo Şanghay 2010 Komiseri Büyükelçi Sencar Özsoy geçti:
- Maketini gördüğünüz Türkiye pavyonu 2 bin metrekare alana yayılıyor. Pavyonun, simgesi için dünyanın bilinen ilk toplu yerleşim yeri olan Çatalhöyük seçildi. Temamız “Daha İyi Şehir, Daha İyi Yaşam” olacak.
Çağlayan ve beraberindekiler Expo Şanghay 2010’un büyük maketini inceledi. Büyükelçi Özsoy, bir ayrıntıya dikkat çekti:
- Biz burada Avrupa Grubu’nda yer alıyoruz.
Azerbaycan’ın da aynı grupta yer aldığını görünce sordum:
- Avrupa grubunda Azerbaycan’ın ne işi var?
- Onlar da kendileri öyle istemiş olabilirler... Çünkü biz de Avrupa Grubu’na geçmek için epey uğraştık.
- Neden?
- Expo Şanghay 2010 yönetimi bizi daha önce Asya grubu arasında göstermişti. Biz, “Avrupa Grubu içinde yer almalıyız” diye itiraz ettik.
- Onlar da hemen yer değişikliği yaptılar mı?
- Pek kolay olmadı. Tam bir yıl müzakere yaptık. Onlar, “Biz Türkiye’nin Asya’da yer almasını isteriz” diye tutturdu. Müzakere sonunda Avrupa Grubu’na adımızı yazdırıp, bayrağımızı yerleştirdik.
Türkiye’nin Avrupa macerası ne kadar sabır isteyen bir iş değil mi?
Bir fuar etkinliği formatındaki Expo 2010’da bile Avrupa ülkeleri arasına girmek için müzakere bir yıl sürdüyse, gerisini siz düşünün...
Kayı İnşaat, Çinlilerle Belarus’ta 1.2 milyar dolara termik santral yapacak
DEVLET Bakanı Zafer Çağlayan’ın beraberindeki işadamları arasında Kayı İnşaat’ın ortağı Orhun Kartal da bulunuyor...
Çağlayan, Kartal ve ortağı Coşkun Yılmaz’la birlikte Litvanya’nın başkenti Vilnius’a Kayı İnşaat’ın yapımını gerçekleştirdiği Alman Ece Grubu’na ait alışveriş merkezinin açılışına gitmişti... Töreni ben de izlemiştim.
Orhun Kartal’a sordum:
- Zafer Çağlayan, “Çin, 51 müteahhitlik şirketiyle dünyada birinci. Türkiye, 35 müteahhitle dünya ikincisi. Birlikte üçüncü ülkelerde iş yapabiliriz” diyor. Sizin Çinliler’le işbirliğiniz olacak mı?
- Bir Çinli grupla önemli aşamaya geldik. Belarus’ta bir termik santral projesinin gerçekleştirmemiz söz konusu olacak.
- Projenin boyutu ne kadar?
- 1.2 milyar dolar...
Zafer Çağlayan, sık sık üzerinde durduğu noktayı bir kez daha yineledi:
- Çin, Türkiye için korkulu rüya değil, önemli fırsattır. Türkiye, Çinliler için yatırım üssü olabilir. Bizdeki teşvikler de Çin’dekinden daha çekici.. Otomotiv sektöründen 4-5 grup yatırım için zemin yokluyor. Cherry, Geely ve DFM bunlar arasında ilk sıralarda.
Kayı İnşaat’ın Çinliler’le işbirliği, Cherry’nin, Geely’nin Türkiye’ye yatırımları gerçekleştikçe, işin “fırsat” yanı daha iyi anlaşılacak.
Çağlayan için trafik kapanıyor
EXPO Şanghay 2010’un gerçekleşeceği alana giderken Devlet Bakanı Zafer Çağlayan’ın konvoyuna girdik...
Geçtiğimiz yollarda anında trafik durduruluyor, konvoydaki 15-20 araca öncelikle yol veriliyor.
Sohbet sırasında Zafer Çağlayan da bu noktayı irdeledi:
- Çinli dostlarımız bize üst düzeyde protokol uyguluyorlar. Normalde bir bakan için trafiğin durdurulması yaygın bir tutum değildir. Sağolsunlar bize böyle bir konukseverlik gösterdiler.
Peki daha önce Türkiye’den Çin’e konuk olan bakanlar için böyle bir uygulama yapılmış mıydı?
Kürşad Tüzmen’in Devlet Bakanlığı döneminde Çin gezilerinde bulunan bir bürokrat yanıtladı:
- Kürşad Bey için trafik durdurulmamıştı. Şimdi trafiğin durdurulması belki de Sayın Çağlayan’ın 23-24 gün öncekiÇin seyahatinde Urumçi’de karşılaştığı tatsız tutumdan kaynaklanıyor olabilir.
Her neyse... Çağlayan’a uygulanan protokol, Çin’in Türkiye’ye verdiği önemi
ortaya koyuyor.
Uzakdoğu’nun ünlü oteli Shangri-La, yatırım için İstanbul’da yer arıyor
DEVLET Bakanı Zafer Çağlayan’ın ciroları toplamı 100
milyar doları aşan 17 Çinli şirketin CEO’larıyla buluştuğu yemeğin ilk bölümünü izliyoruz...
Çağlayan, yemeğe katılan Çinli’leri sıralarken bir kişiye özel dikkat çekti:
- Aramızda içinde bulunduğumuz Pudong Shangri-La Oteli’nin Genel Müdürü Çetin Şekercioğlu da var.
Bu bilgi üzerine masadaki Türk işadamları Şekercioğlu’nu alkışladı. Çağlayan sürdürdü:
- Çetin Bey’in bana aktardığına göre, Shangri-La Grubu, İstanbul’da otel yatırımı için girişimlerde bulunuyor. Umuyorum bir yıl içinde bu yatırımın anonsunu duyarız.
Zaten, Türkiye’ye yatırım sözü almadan buradaki Çinli CEO’ları bırakmak yok...
Şanghay’dan Pekin’e doğru
yola çıkmadan Çetin Şekercioğlu’yla konuştuk:
- Kaç yıldır Shangri-La Grubu’ndasınız?
- 16 yıldır gruptayım. Ben aynı zamanda grubun Başkan Yardımcılığını yürütüyorum.
- Daha önce nerelerde görev yaptınız?
- Ben turizmin içine doğmuş sayılırım. Antalyalıyım. Ailemiz turizmciydi. Daha sonra Ankara Hilton ile İstanbul SwissOtel’in açılışları sırasında yönetimlerinde görev aldım. 17 yıl önce de buralara geldim.
- İstanbul’da Shangri-La yatırımı için planlarınız nedir? Yakın zamanda yatırım görünüyor mu?
- Aslında 4-5 yıldır arayışımız var… Shangri-La’ya uygun bir yer olsun istiyoruz. Arada anlaşma aşamasına geldiğimiz yerler oldu ama gerçekleşemedi.
- Peki doğrudan yatırıma mı geleceksiniz, yoksa mevcut tesislerden birini düşünüyor musunuz?
- Bizim asıl hedefimiz kendi yatırımımızı gerçekleştirmek. Ancak, uygun tesis bulursak işletmeyi de düşünebiliriz...
- Yatırım miktarı konusunda öngörünüz nedir?
- Tümüyle İstanbul’da bulacağımız yere bağlı... Örneğin İstanbul’da Boğaz kıyısında çok güzel okul binaları var... Onlardan birinin yeri bize verilse muhteşem olur...
- Shangri-La’da çoğunluk hisse kime ait?
- Merkezimiz Hong-Kong’da... Malezya kökenli Çinli bir işadamı grubun çoğunluk hisselerini elinde tutuyor...
Uzakdoğu’nun
yıldızı Shangri-La İstanbul’a gelsin diye tarihi okul binalarından birini feda eden çıkar mı?
Paylaş