Paylaş
Erdoğan, Suriye rejimi ile ilişki modeli sorusuna, “Bundan sonraki süreçle ilgili olarak başta Rusya-Suriye münasebetlerinden hareketle kendimiz için bunu daha isabetli yol olarak görüyoruz. Soçi’deki görüşmelerde de bunun bu süreci çok daha kolay kılacağını gördük” yanıtını verdi. Erdoğan’ın mesajları şöyle:
BEKLENEN NETİCE
“Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Sayın Putin ile Soçi’de önemli bir anlaşmayı gerçekleştirdik. Ülkemizin güvenlik kaygılarını teyit eden, Suriye’ye barış ve istikrar getirmeyi hedef alan anlaşma ile beklenen neticeye varılmış olundu. Bu anlaşma ile terör koridoruna bir darbe daha vurduk. Suriye’nin toprak bütünlüğünü güçlendirecek bir adım attık. Astana sürecinde önemli bir kazanım elde ettik. Barış Pınarı Harekatı’nın bir meyvesini daha aldık. Mültecilerin evlerine dönüşlerini kolaylaştıracak bir zemin oluşturduk. Bu kazanımlar ışığında Suriye’de siyasi sürecin ilerletilmesi için çalışmalarımıza devam edeceğiz.
-Rusya ile varılan mutabakatta da 150 saatlik bir süre var. Eğer PKK/YPG söz verilen bölgeden çıkmayı reddederse, Türkiye askeri harekât seçeneğini masada tutuyor mu?
-Gerek ABD, gerekse Rusya ile olan anlaşmalarımızda eğer verilen sözler yerine gelmezse bizim için atılması gereken adımlarda herhangi bir değişiklik söz konusu değildir. Amerika ile yapılan anlaşma kısmında yine aynı operasyonumuzu kararlılıkla devam ettiririz. Rusya ile ilgili olarak da Sayın Putin çok kararlı konuştu, “Biz bunları (YPG) buralardan kesinlikle atarız” dedi. Şimdi tabii bu sözü verdiğine göre atılmayınca bizim görev başlar. Diğerleri ile ne ise bunlarla da o olacaktır. Değişen bir şey olmaz. Süreci göreceğiz.
- PKK/PYD nereye çekilecek?
- Güneye...
- YPG/PYD isim değiştirip, Suriye ordusunun içine girer mi? Türkiye için tehdit olmaya devam eder mi?
- Bu konu ile ilgili olarak zaten biz Sayın Putin’e bir hatırlatma yaptık. Dedik ki, “Bunlar icabında rejimin elbiselerini giymek suretiyle arazide kalırsa ne olur?” Sayın Putin, “Müsaade etmeyiz” dedi. Takipte olacağız.
DAHA KOLAY KILACAK
-Rusya ile imzalanan mutabakatta Suriye rejimine ilişkin bir ifade okumadık. Bundan sonra Türkiye ve Suriye rejimi arasında farklı bir ilişki modeli geliştirilmesi söz olabilir mi?
-Bundan sonraki süreçle ilgili olarak biz başta Rusya-Suriye münasebetlerinden hareketle kendimiz için bunu çok daha isabetli bir yol olarak görüyoruz. Soçi’deki görüşmelerde de bunun bu süreci çok daha kolay kılacağını gördük ve buna inandık. Temennim odur ki sonraki süreçte de bu münasebetleri kolaylaştıracak adımları Dışişleri Bakanlığı olsun, Savunma Bakanlığı olsun, İstihbarat olsun, bunları devreye sokarak Rusya tarafından bu işi sürekli gündeme aldık ve gündemde de… Bunlar zaman zaman bize olumlu neticeler de verdi. Bundan sonraki süreçte de biz bunları yine kullanacağız, istifade de edeceğiz.
KOBANİ İLE İLGİLİ SÜRECİ RUSLARLA YÜRÜTECEĞİZ
“Şu anda özellikle Tel Abyad-Resulayn arasında yeni bir durum var. Bu bizim için şu anda kazanılmış hak gibidir. Bu demek değil ki orada kalıcıyız. Böyle bir şey yok. Buraların gerçek sahibi Suriye. Biz bir işgal ordusu değiliz. Böyle bir özelliğimiz yok. Buranın gerçek sahipleri şu anda bizdeki 3 milyon 650 bin mülteci ve onlar gönüllülük esasına göre eğer buralara dönecek olurlarsa orada kendi topraklarında hayatlarını sürdürebilirler. Bunun dışında bir durum daha var, o da şu: Bizim hazırlamış olduğumuz bir plan, proje var. Uluslararası donörler toplantısı yapmak kaydıyla belli imkânlar sağlanırsa, istiyoruz ki buralarda yapacağımız yerleşim alanlarındaki konutlar, sağlık tesisleri, okullar vesaire ile gelsin Suriyeliler, buraların sahipleri buralara yerleşsin. Hedefimiz bu. Kobani de aynı şekilde bunların içerisinde ve Kobani ile ilgili süreci de Ruslarla beraber yine aynı şekilde yürüteceğiz.
KAYITLARA ‘KÜRT’ DEĞİL ‘TERÖR ÖRGÜTÜ’ DİYE GİRDİ
- Putin’le görüşmede Ayn el-Arab ele alındı mı? PKK-YPG’den nasıl temizlenecek? Putin’in çok uluslu Suriye tanımı içinde Kürtler vurgusu vardı. Suriye Milli Ordusu’nun temsil ettiği kitleye bir vurgu yapılmadı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Aslında Rusya’nın bizim Ayn el-Arab’a girmemiz konusunda her zaman bazı davetleri olmuştur. ABD’nin de tam tersine oraya girmememiz istikametinde yaklaşımı olmuştur. Bu yaklaşım aslında Obama döneminde de böyleydi. Ki biliyorsunuz Obama uçaklarla Kobani’ye silah, mühimmat, her türlü şeyi indirdi ve oradan adeta bizim ülkemize onlar bir huruç harekatı başlattılar. Bugün eğer 350 bin Kobanili ülkemizdeyse bunun müsebbibi birinci derecede Obama’dır. “Türkiye’de Suriye’nin kuzeyinden hiç Kürt yok” diyenler yalan söylüyor. Bunun dışında tabii sayıları 3 milyon 600 bine ulaşan Suriyelilere baktığımız zaman ağırlıklı Arap. Gerek Ruslara gerekse Amerikalılara hepsini anlattık. Bunlardan sonra zaten bu neticeye vardık.
Özellikle ısrarla bir şey kullanılıyor; devamlı “Kürtler aşağı Kürtler yukarı”. Bizim oradaki Kürtlerle bir sorunumuz yok. Bizim derdimiz buradaki teröristlerdir ama bunlar öyle anlatıyorlar ki olayı… “Kürtler…” Amerikalılardan da böyle dinliyoruz, maalesef Ruslardan da… Herkes… Sayın Putin’e onu da söyledim “Bunu bu şekilde kullanmanız Kürt kardeşlerimize saygısızlıktır. Lütfen böyle kullanmayın, bizim mücadele ettiğimiz PKK’dır, YPG’dir, yani teröristlerdir. Teröristin hangi ırktan, hangi dinden geldiğinin ne önemi var. Terörist teröristtir.” Mesela DEAŞ…
DEAŞ’ın içinde İngilizi var, Almanı var, Fransızı var, Hollandalısı var vesaire… Az da olsa Türk de var. Şimdi biz DEAŞ’ı tanımlarken hangi ırkı öne çıkaracağız? Olmaz! Bu işi bir etnik mücadelenin içine sokmamak lazım. Eğer böyle yaparsak yarın biz başka faturalarla karşı karşıya kalırız. Bunlara dikkat etmemiz lazım. Tabii biz yazılı kayıtlara girerken asla bunu “Kürtler” diye girmiyoruz. Tamamen terör örgütü olarak giriyoruz. Buradaki olayı da bu şekilde kayda girmiş olduk.”
ADANA MUTABAKTI’NA YÖNELİK DEĞİŞİKLİK YOK
- Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, Adana Mutabakatı’nın değişebileceğini söyledi. Rusya ile imzalanan mutabakatta da “Rusya Federasyonu Adana Mutabakatı’nın uygulamasını kolaylaştırır” deniliyor. Bu ne anlama geliyor?
- Bizim geçmişte yaptığımız Adana Mutabakatı’na yönelik herhangi bir değişiklik söz konusu değildir. Rejimin Adana Mutabakatı ile ilgili zaman zaman değiştirme yaklaşımları oldu. Lavrov’un söylediği de yumuşatmaya, kolaylaştırmaya yöneliktir aslında. Adana Mutabakatı’nı ilk defa gündeme getiren de Rusya tarafı olmuştur. O günden bugüne kadar zaten Adana Mutabakatı özellikle bizim Suriye’ye girişimizin en önemli dayanağıdır.
Kamışlı’da karşı karşıya gelmek istemiyoruz
- Rusya ile imzalanan mutabakata Kamışlı’nın dahil edilmediği vurgulandı. Bu tam olarak ne anlama geliyor? Ortak devriyenin dışında ama YPG’nin olmayacağı 30 kilometre alanın içinde mi Kamışlı?
- Kamışlı şu an itibarıyla Rus askerleri ile rejim güçlerinin bulunduğu bir yer. Dolayısıyla orada bizimle karşı karşıya gelmek gibi bir şeyi arzu etmiyorlar. Biz de zaten böyle bir şeyi arzu etmedik ve başından itibaren Kamışlı tarafında böyle bir şeye girmedik.
Paylaş