Enflasyonun sabah açıklanmasının kime ne zararı olabilir

EKONOMİNİN koordinasyonundan sorumlu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’le ilk karşılaşmamız geçen ramazanda, İstanbul Altın Borsası’nda düzenlediği bir iftarda gerçekleşti.

Ekren, bazı yazarlarla görüş alışverişinde bulunmak istemiş, bunu düzenli yapmayı da planlamıştı. Ekren’in amacı, daha sonraki buluşmalarda "ne konuştuk, ne sonuç aldık bilançosu"nu da gözden geçirmekti.

Nazım Ekren’in bu tavrını görünce o günlerde Sabah Gazetesi yazarı Abdurrahman Yıldırım’ın gündeme getirdiği "Enflasyon verileri İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda (İMKB) işlem bittikten sonra, 17.00’de açıklanıyor, verileri günlük gazetelerin Anadolu baskılarına yetiştirmek güçleşiyor" konusunu açtım.

Abdurrahman Yıldırım’la birlikte, enflasyon ve Merkez Bankası’nın açıkladığı diğer verilerin "İMKB’yi etkileriz" kaygısıyla saat 17.00’den sonra duyurulmasının hiçbir mantığı bulunmadığını anlatmaya çalıştık.

Geçmiş yıllarda enflasyonla ilgili bazı dedikodular çıkmış, o zamanki adıyla Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE), bugünkü adıyla Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), "Borsa kapanmadan önce enflasyon verisi açıklamam" uygulamasına geçmişti.

Nazım Ekren’e, Amerika’nın piyasaların yakından izlediği verileri sabah erken saatlerde açıkladığını hatırlatıp, yardımını istedik: "TÜİK’le siz ilgilisiniz. Kendilerini uyarın, bundan sonra enflasyon verilerini her ayın 2-3’ünde sabah saatlerinde öğrenelim. Bize de verileri daha iyi işlemeye zaman kalsın."

Nazım Ekren, konuyu TÜİK yönetimiyle konuşma sözü verdi. Ekren’de "ne konuştuk, ne sonuç aldık" tutumunu da sezince, doğrusu Abdurrahman’la birlikte epey umutlandık.

Bununla yetinmedik, Celal Toprak’ın başkanlığını yürüttüğü Ekonomi Gazetecileri Derneği’nin (EGD) Yüksek İstişare Kurulu’nda da bu konuyu konuştuk. EGD, TÜİK’e yazılı başvuruda bulunup, enflasyon verilerinin açıklanma saatinin erkene alınmasını istedi.

Aradan zaman geçti, Nazım Ekren’le Taha Akyol’un CNN Türk’teki "Eğrisi Doğrusu" programında karşılaştık. Program bitiminde sohbet ederken Ekren, "Görüş alışverişinden ne sonuçlar çıkarabildik, ne kadar yararlanabildik bilançosu çıkarma isteğini" orada da yineledi.

Bunun üzerine Ekren’e hatırlattım: "İlk buluşmamızda sizden TÜİK’in enflasyon verilerini sabah saatlerinde açıklamasını sağlama konusunda yardım istemiştik. Olumlu, olumsuz bir sonuç alamadık."

Ekren düşündü, "Unutmuş olmalıyım, hemen ilgileneyim" yanıtını verip, danışmanına döndü: "Bu konuda herhangi bir yasal engel var mı? Eğer yoksa kolay çözeriz sanıyorum."

Israr ettim: "Enflasyon verilerini sabah saatlerinde açıklamanın kime ne zararı olabilir?"

Bakan Ekren ve TÜİK yönetiminden artık bir çözüm bekliyoruz...

800 milyon Euro’luk otomotiv yatırımı doğru mu Zafer Bey

SANAYİ ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan’ı Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ve Konrad Adenaur Vakfı’nın geleneksel "Yerel Gazetecilik Ödülleri" töreninin gerçekleştiği Ankara Dedeman Oteli’nin kapısında karşılarken sordum:

- Bir otomotiv grubunun Türkiye’ye 800 milyon Euro yatırım yapıp, 5 bin kişiye iş kapısı açması konusunda gece yarısı el sıkıştığınızı açıklamışsınız, kim bu otomotiv grubu?

- Bu aşamada isim veremem...

- Sürekli isim vermeden otomotive dönük yeni yatırım sinyalleri ile yetiniyorsunuz.

- İsimlerini verirsek, rakip ülkeler devreye girer, daha fazla avantajlar öne sürüp, yatırımı elimizden kapmaya kalkarlar.

- Peki, 800 milyon Euro’luk bu yatırıma inanalım mı Sayın Bakan?

- Bugüne kadar ne zaman yanlış ya da yanıltıcı mesaj verdim size ve kamuoyuna?..

Son aylarda bir yandan Yatırım Ajansı Başkanı Alpaslan Korkmaz, diğer taraftan Sanayi Bakanı Zafer Çağlayan, "büyük otomotiv yatırımı geliyor" mesajlarıyla öne çıkıyor...

Şunlardan birinin gerçekleştiğini yakında görebilecek miyiz?

Konuşma şansımız yok diye günde 6 soru önergesi veriyorum

TÜRKİYE Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ve Konrad Adenaur Vakfı’nın ödül töreninde DSP İstanbul Milletvekili Süleyman Yağız’a takıldım:

- Ne kadar çok soru önergesi veriyorsun...

- Bir günde 6 ayrı soru önergesi verdiğim oldu. Meclis’te grubumuz yok. Kürsüye çıkıp konuşma şansımız çok az. Sesimizi bu şekilde duyurmaya, muhalefetteki etkinliğimizi soru önergeleriyle göstermeye çalışıyorum. Soruları hazırlarken çok titiz araştırma yapıyorum.

Gazeteci-yazar Süleyman Yağız, soru önergeleriyle aynı zamanda "günlük gazete yazısı" heyecanını yaşatmaya da çalışıyormuş...

Göründüğü kadarıyla Süleyman Yağız’ın Meclis’te kaleme aldığı "köşe yazıları", yani soru önergeleri, epey etkili oluyor...
Yazarın Tüm Yazıları