Elinde SPK uzmanlık belgesi olan engelli eleman arıyoruz
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
ÇALIŞMA ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı görevlileri, rutin bir inceleme için İş Yatırım’a gittiğinde, "engelli eleman kotası"nı doldurmadıklarını gördü, uyardı: "Çalışan sayısı, 50’yi aştığında belirli oranda engelli eleman işe almak durumundasınız. Eğer almazsanız size ceza kesmek zorundayız."
Çalışma Bakanlığı görevlileri, bu uyarıyla de yetinmedi, bir de "eski hükümlü" konusunu açtı: "Aynı şekilde, çalışan sayınız 50’yi aşınca eski hükümlü çalıştırma zorunluluğunuz da var."
İş Yatırım’da çalışan sayısı 250’nin üzerindeydi. Buna göre, 5-6 "engelli", aynı sayıda da "eski hükümlü"yü işe almaları gerekiyordu.
İş Yatırım Genel Müdürü İlhami Koç, "engelli personel" alımına seve seve hazırdı. Ancak, karşılarında Sermaye Piyasası Kanunu kapı gibi duruyordu. Çünkü, sermaye piyasalarında faaliyet gösteren kurumlarda Sermaye Piyasası Kurulu’ndan (SPK) uzmanlık belgesi almış olanların istihdam edilmesi gerekiyordu.
İlhami Koç, Çalışma Bakanlığı görevlilerinin uyarısı üzerine, İş Kurumu’na sordurdu: "SPK’dan uzmanlık belgesi almış iş arayan engelli vatandaşımız var mı?"
İş Kurumu’ndan yanıt geldi: "Aradığınız nitelikte eleman bizim kayıtlarımızda yok..."
İlhami Koç düşündü, belki santral görevlisi, bazı idari işler için "engelli eleman" istihdamı söz konusu olabilirdi. Ama 5-6 kişilik kotayı bu şekilde dolduracak durumda değillerdi.
Koç, bunun üzerine İş Kurumu’na öneride bulundu: "Size başvuran engelli vatandaşlarımız arasından üniversite mezunu olanlara SPK’nın yılda iki kez yapılan sınavlarına girip, uzmanlık belgesi almaları tavsiyesinde bulunursanız iyi olur."
Bir yandan "engelli personel kotası"na çözüm bulmaya çalışan Koç, diğer taraftan "eski hükümlü kotası"na takıldı. Bu konudaki önemli çelişkiyi Çalışma Bakanlığı görevlileriyle paylaştı: "Bize ’eski hükümlü eleman’ uyarısı yapıyorsunuz ama Sermaye Piyasası Kanunu’na da uymak zorundayız. Sermaye Piyasası Kanunu, ’yüz kızartıcı suç işlemiş’ olanların sektörümüzde görev alamayacağına hükmeder."
İlhami Koç özellikle "eski hükümlü kotası" konusunda haklıydı... Çalışma yasaları, "eski hükümlü çalıştırmalısın" diyor, Sermaye Piyasası Kanunu ise, "yüz kızartıcı suç işlemişleri bu sektöre sokmana izin vermeyiz" freni koyuyordu...
Gerek Koç, gerekse sermaye piyasasında faaliyet gösteren diğer şirketlerin yöneticileri, "eski hükümlü kotası"nın kendi sektörleri açısından gözden geçirilmesini istiyor.
Engelliler için ise, sermaye piyasalarında "fırsat" görünüyor. SPK’nın sınavlarına girip, "uzmanlık" belgesi alabilen üniversite mezunu engellilere, sermaye piyasalarında faaliyet gösteren şirketlerin kapıları açık duruyor...
Fikrinizi takip ettik marka yaratmaya soyunduk
GEÇEN gün masamda bir kutu buldum. Açtım, içinde 8-10 çift kadar farklı çorap vardı. Çoraplar, "Silver Health" markaydı.
Çoraplara baktım, "gümüş karışım"lıydı... Kutuya markayı yaratanlar tarafından iki küçük not iliştirilmişti:
2 Ekim 2006 tarihli yazınızda ortaya koyduğunuz fikrinizi takip ettik. Bize gurur duyacağımız marka yaratma sürecimizde ilham verdiniz. (Hayriye Ece Güler)
Leyla Kocakaya ile Hayriye Ece Güler’in "ilham aldık" dedikleri yazımın başlığı, "Camiye gümüş karışımlı çorapla gitsek ne olur"du...
Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği’nin 23 üyesinin katıldığı Milano’daki Micam Ayakkabı Fuarı’nda İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Tekstil Teknolojileri ve Tasarım Fekültesi Dekanı Prof. Dr. Bülent Özipek’le "gümüş karışımlı çorap"ları konuşmuştuk.
Prof. Özipek, "Çorabın içeriğinde yüzde 10 bile gümüş olsa mikrop tutmaz, ayak kokusunu önler" demişti...
Ben de bu tür bir çorabın özellikle camilerdeki "ayak kokusu" ve "hijyenik olmayan ortam" sorununu ortadan kaldırabileceğini yazmıştım.
Kocakaya ve Güler, bu yazıdan yola çıkıp, "Silver Health" marka çorap üretimine girişmişler. Onlara markalalaşma yolunda iyi yolculuklar...