Paylaş
- Bazı yazarlar “Türkiye’nin ekseni kaydı” diyerek beni hedefe koydular.
- Dünyada da böyle bir algı yok mu?
- Bakın, Afrika ülkelerinde 18 yeni büyükelçilik açma kararı aldık. Bunların her birinin bize ilk açılış maliyeti ortalama 5’er milyon dolardır.
Ardından Mozambik örneğini verdi:
- Mozambik’e 30 milyon dolar ihracatımız vardı. 97 milyon dolara çıktı. Yani, harcadığımız 5 milyon doların, 10 katı kadar artış var. Zaten yeni elçilik açtığımız ülkelere ihracatın 10 milyon dolar bile artması, bizim yatırdığımız paranın çıkması anlamına geliyor.
Sonra da global krizde oluşan ortama dikkat çekti:
- Türkiye’nin ihracatının yüzde 65-70’i Avrupa ülkelerinde dönüktü. Eğer oran böyle kalsaydı, ortaya yeni pazarlar çıkmasaydı, Avrupa’da derinleşen kriz bizi şimdikinden daha fazla vurmaz mıydı? Dünyada birçok ülke bizim “komşu ve çevre ülkelerle ‘sıfır’ sorun” politikamıza gıpta ediyor.
- Türk iş dünyası da bu ortamdan çok memnun...
- Öyle ama “eksen kayması” eleştirileri de sürüyor...
Davutoğlu, BM Genel Sekreteri Ban-ki Moon’a da aktardığı dünyadaki üretimin tarihsel seyrini bizimle de paylaştı:
- 1700 yılında dünyadaki üretimde Asya’nın payı yüzde 62, Avrupa’nın yüzde 22, Afrika’nın yüzde 7.
- 1870’de Asya yüzde 32’ye inmiş. Avrupa yüzde 34’e çıkmış. ABD, yüzde 10’luk payla kendini göstermiş.
- 1913’te Asya yüzde 18’e gerilemiş. Avrupa yüzde 34’ü korumuş. ABD yüzde 20’ye çıkmış.
- 1950’de ABD’nin yüzde 28’e yükseldiğini görüyoruz.
- Şimdilerde Asya’nın dünya üretimindeki payının yeniden yüzde 35’e çıktığı dikkati çekiyor.
- 2050’de Asya yüzde 60’a çıkacak. Türkiye’nin dünya üretimindeki payı yüzde 10-15 olacak.
Davutoğlu’nun çizdiği seyir, Ban-ki Moon’un dikkatini çekmiş:
- Hemen elimdeki verileri istedi. Ben de takdim ettim.
Ve ekledi:
- Dünyada üretimin ekseni doğuya kayıyor...
Davutoğlu’nun ortaya koyduğu seyir, dünyadaki üretimde yaşanan “eksen kayması”nın Türkiye’nin işine yarayacağını net biçimde ortaya koyuyor...
Böyle bir “eksen kayması”na kimin itirazı olur ki?
İran’dan 10 milyar dolarlık doğalgaz alıp hiçbir şey satmamak mümkün olabilir mi
CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, New York’taki son gününde Columbia Üniversitesi’nin “Dünya Liderleri Forumu” çerçevesinde öğrencilere seslendi, soruları yanıtladı.
Gül, Türkiye’nin İran konusuna bakışı, ambargonun artırılmasına dönük son BM oylamasında “hayır” verilmesini şöyle değerlendirdi:
- Biz “hayır” oyu versek de BM’nin aldığı karara uyarız. Bugüne kadar da uyduk zaten. Bizim amacımız, İran’la yaşanan nükleer gerginliği barışçıl yöntemlerle çözmek.
Ardından İran’la komşuluğumuza dikkat çekti:
- Komşumuzda bir savaş yaşanmasını istemeyiz. Bunun ne demek olduğunu Irak’ta gördük.
Sonra Türkiye’nin enerjideki bağımlılığına vurgu yaptı:
- Enerjide dışa bağımlı bir ülkeyiz. Komşularımızdaki petrolün, gazın kokusu geliyor ama onlardan ithal ediyoruz. İran’dan da gaz alıyoruz. 10 milyar dolarlık gaz alıp, karşılığında hiç ihracat yapmamak mümkün müdür? Böyle bir ticaret olabilir mi?
Bazı ülkelerin kendi insiyatifleriyle ambargoyu sertleştirdiğini belirtti:
- Biz bazı ülkelerin kendi başlarına devreye koydukları ambargoya uymak durumunda değiliz.
Gül, basketbol finalindeki ‘yuh’u ABD ekibi üstüne alınacak diye dikkat kesilmiş
CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül’e bir fırsatını bulup, ABD’yle final oynadığımız Dünya Basketbol Şampiyonası’nda seyirciden yükselen “yuh”ları sormak, izlenimini almak istiyordum.
Gül’ün “yuh”ları olgunlukla karşıladığını, ABD Başkanı Barack Obama’yla basketbol sohbetini aktarırken gözledim:
- Obama’yla BM’deki öğlen yemeğinde aynı masadaydık. Obama, “Sizi yendik, üzgünüm” dedi.Kendisine Türkiye’nin basketbolda final oynamasının büyük başarı olduğunu belirtip, ekledim: “Futbolda karşılaşsak sizi yenerdik.”
ABD Basketbol Milli Takımı’nın seyirciden alkış almasının Obama’yı mutlu ettiğini vurgularken, o anı şöyle anlattı:
- Salonda “yuh”la alkış birbirine karıştı. Sonra dikkat ettim, seyircimiz ABD’nin şampiyonluğunu alkışlıyor, milli marşlarına saygı gösteriyordu.
Gül, Obama’yla basketbol sohbeti izlenimini şöyle noktaladı:
- ABD ekibinin seyirciden alkış alması Obama’yı mutlu etmiş. Bu konuda ve güzel ev sahipliğimize teşekkür etti.
Güçlü ekonomi dışarıda işimi kolaylaştırıyor
AHMET Davutoğlu, referandumda anayasa değişikliğinin yüzde 58’lik “evet”le onaylanması sonrasında Türkiye’nin dışarıya yansıyan görüntüsünü şöyle özetledi:
- Türkiye’de siyasi istikrarın süreceği ortaya çıktı. Yani, muhataplarımız biliyor ki, Türkiye’de Cumhurbaşkanı, Başbakan, Dışişleri Bakanı aynı olacak.
- Türkiye’nin güçlü ekonomiye sahip olması, dış politikada benim elimi güçlendiren önemli unsurlardan biri.
BM’nin ‘Üst Düzey Küresel Sürdürülebilirlik Paneli’ndeki 22 kişi arasında yerini aldı
BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon, bir süre önce Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ı aradı:
- “Üst Düzey Küresel Sürdürülebilirlik Paneli” oluşturuyoruz. Burada kişisel olarak sizin de bulunmanızı istiyoruz.
- İşlerimiz çok yoğun, bana konuyu anlatan dökümanlarınızı gönderin bakayım.
Ban Ki-Moon, daha sonra yine arayınca, Babacan paneldeki 22 kişi arasında yerini aldı. Panel, BM Genel Kurulu’na denk düşen günlerde ilk buluşmasını New York’ta yaptı.
- Odaklandığınız konular neler?
- Bugünden 2050 dünyasına bakmaya çalışıyoruz. Bir yandan küresel ısınmayı önleyecek çözümler üzerinde tartıştık. Diğer taraftan yoksul ülkelere odaklandık.
Babacan, panelin özelliğine vurgu yaptı:
- Paneldeki 22 kişinin tümü, kişisel olarak orada.Yani ülkelerin temsili söz konusu değil. BM Genel Sekreteri 22 kişiyi seçerken coğrafi temsile dikkat etmiş. 2011 sonuna kadar bir rapor hazırlayacağız.
- Raporun ve bu panelin yaptırım gücü var mı?
- Ülkelerin temsil edildiği ortamlarda herkes doğal olarak kendi milli çıkarlarını da dikkate alıyor. Bu panelde ülkesel temsil olmadığı için, daha farklı öneriler ortaya çıkabilir.
Rusya ile 40 milyar doları anlattım Obama anında Türkiye için harekete geçti
CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, New York’ta şirketin üst düzey yöneticilerinin önünde ABD Başkanı Obama’yla Ankara’daki görüşmesinden bölüm aktardı:
- Başkan Obama’ya, “Rusya ile ticaret hacmimiz 40 milyar dolara çıktı. Müttefikimiz ABD ile aramızdaki rakam 12 milyar dolar düzeyinde” dedim. Bunun üzerine hemen talimatlarını verdi. Aramızdaki ticaretin artması için özel çalışmaları başlatan adımı attı.
“Model ortaklık” adı verilen özel çalışmanın Türk tarafının başında Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile Devlet Bakanı Zafer Çağlayan var. Çağlayan, bir süre önce ABD’de eyaletler bazında tur da attı...
“Model ortaklık” ABD’yle ticaret ve ekonomik işbirliğini artırmaya yetecek mi?
Paylaş