Ekonomide yaratılan toplam değerin yüzde 98’i doğru kopyalanan işlerden oluşuyor

- Şimdi artık “inovasyon”la “imitasyon”un birleşmesinden oluşan “imovasyon” kavramı öne çıkmaya başladı.
Ardından 28 Mayıs Pazartesi günü Sabancı Center’da gerçekleşecek konferansla ilgili notlar gönderdi. Çin’deki deneyimlerini “Copycats” (Taklitçiler) kitabında toplayan Ohio State Üniversitesi Fischer College of Business ile Ford Motor Company’de kürsü başkanı olan Prof. Oded Shenkar’ın ana konuşmacı olduğu konferansta şu soruya yanıt aracak:
- İnovasyon mu, imitasyon mu?
Aslında Prof. Oded Shenkar, kitabında bu soruya yanıt vermiş. Konferansta da yanıtın detaylarını anlatacak, taklitçiliğin sanıldığı kadar kötü bir şey olmadığı, hatta gerekliliği üzerinde duracak.
Arama konferanslarının önde gelen ismi Prof. Oğuz Babüroğlu’ndan gelen notlardan şu cümle dikkatimi çekti:
- Ekonomide yaratılan toplam değerin yüzde 98’ini doğru kopyalanan ürün ve hizmetler sağlıyor. Taklit utanılacak bir şey değil.
Ardından notlardaki “İmovasyon nedir?” sorusuna verilen yanıtlara baktım:
· İmovasyon, inovasyon ile imitasyon kavramlarının füzyonudur.
· Kazandıran iş modeli, yenilikçi rekabet stratejisidir.
· İmitasyonu meşrulaştıran, yeniden itibar kazandıran bir iş stratejisidir.
· İnovasyona yenilikçi bir bakış açısıdır.
Prof. Oded Shenkar’ın kitabından çıkarılan notlardan “başarılı imovatör” olmanın formülünü gördüm:
- Başarılı imovatör şirket olabilmek için, nasıl inovasyon yapıldığını bilmenin yanında nasıl kopyalama yapılacağını da bilmek gerekir.
Prof. Shenkar, çok önemli iki örnek ortaya koymuş:
- ABD’li perakende devi Wal-Mart, Korvette’nin iş modelini kopyalamıştır. Fast food denilince akla ilk gelen marka olan McDoanlds da White Castle’ın birebir kopyasıdır.
Sonra da söz konusu iki önemli şirketi “inovator”e dönüştüren formüle vurgu yapmış:
- Yaptıkları imitasyonu  inovasyon ile doğru karmalayabilen şirketler bunu başarıyla uyguladıklarında, innovator olarak algılanıyor. Bu da onların en büyük başarısıdır.
Başarılı imovasyon için şu kuralları sıralamış:
· Tekerleği yeniden keşfetmekle zaman harcamayın. Varolan tekerleklere yenilikçi gözle bakın, farklı teknolojilerle karmalayın, kullanışlı bir model üretin.
· Taklidi heyecan duyulan ve inovasyon gibi Kabul gören trend haline dönüştürün.
· Taklide değer veren kişileri belirleyin. Taklit edilecek doğru modeli bulun. Fırsatları tarayın ve eleyin.
· Maliyetleri dikkate alın. Taklide girişmeden once mutlaka riskleri değerlendirin.
Prof. Oğuz Babüroğlu, notlara şu yorumu eklemiş:
- İmovasyon, iş modelinde imitasyon ve inovasyonun bileşkesi. Örneğin, Pegasus, Southwest’in iş modelini nerede taklit ediyor, nerede farklılaşabiliyor, sorusuna cevap aramak lazım. Keza Aldi’nin iş modelinin BİM veya A101 tarafından nerede taklit edildiğini, nerede yenilik yaptığını görmek gerek.
Prof. Oded Shenkar’ın ortaya koyduğu tezin özetini de olsa okurken aklıma Türk tekstil sektörünün önde gelen bazı isimlerinin bundan 10-15 yıl kadar önce Paris’te düzenlenen kumaş fuarı sırasında “taklit” suçlamasıyla gözaltına alındığını anımsadım.
Ardından Prof. Shenkar’ın “imovasyon” tanımına en çok uyanın, jenerik (benzeri) ilaç üreticileri olduğunu düşündüm. Jenerik ilaç üreticileri, orjinali bulanları koruyan sürenin bitiminde harekete geçer, kimi zaman orjinalinden daha iyi ürünü de ortaya koyarlar. Jenerik ilaç üretiminde de orjinaline benzer araştırma ve klinik süreçleri uygulanır.
“İmovasyon”un doğru zemine oturması için ilaç sektöründekine benzer kuralların tüm sektörlere yansıması gerekmez mi?
Doğru kurallar devreye girdiğinde imitasyon (taklitçilik) suç olmaktan çıkar mı?

Cem Uzan, ‘yeniden doğuş’ dövmesi yaptırdı şampiyon Galatasaray’la havaya zıpladı

TÜRKİYE’nin bu yıl başkanlığını üstlendiği OECD’nin bakanlar zirvesini izlemek üzere gittiğimiz Paris’te ben toplantı nöbetini seçerken iki meslektaşım biraz hava almak için küçük bir tura çıktı.

Ünlü Trocadero Meydanı’nda Eyfel manzaralı Le Coq Cafe’ye soluklanmak üzere girdiklerinde Cem Uzan ve Emin Şirin’i derin bir sohbet halinde gördü.
Arkadaşlar önce ikilinin fotoğrafını gizlice çekti, sonra yanlarına gidip kendilerini tanıttılar. İki meslektaşım Cem Uzan ve Emin Şirin’le bir saat kadar sohbet etti. Uzan’ın kolundaki “yeniden doğuş”u simgeleyen dövme arkadaşlarımın dikkatini çekti.
Cem Uzan, Türkiye ile en önemli bağlarından birinin Galatasaray olduğunu belirtip, sohbetin sadece bu bölümünün yazılmasını istedi:
- Galatasaray forması giyip Fenerbahçe’yle oynadığımız finali izledim. Şampiyonluğumuz belli olduğunda havalara zıpladım.
- Peki Türkiye’deki gelişmeleri takip ediyor musunuz?
- Takip etmiyorum. Gündemim farklı. Emekliliğimi yaşıyorum. Burada olmaktan mutluyum. Bir Fransız gibi yaşıyorum. Buralar benim. Bir oradayım bir burada.

Denizbank, Rusların Türkiye’de gerçekleşen en büyük alımı olacak

CNN Türk’ün AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’ın katılımıyla gerçekleştirdiği Anadolu toplantılarının ikincisi için dün sabah Malatya’ya indikten kısa süre sonra AR-GE Danışmanlık’ın kurucusu ve dünyanın önde gelen finans-danışmanlık gruplarından Rothschild’in Türkiye temsilcisi Yılmaz Argüden Moskova’dan aradı:
- Sberbank, Denizbank’ı alırsa Rusya’nın Türkiye’deki en büyük yatırımı olacak.
Ardından söz konusu görüşmelerde Sberbank’a danışmanlık hizmetini Rothschild’in verdiğini vurguladı:
- Türkler’in Rusya’da, Ruslar’ın Türkiye’de yaptıkları büyük yatırımların danışmanlığında biz varız. Böyle büyük işlere aracılık yaptığımız için çok memnunuz.
Rusya’da son yaptıkları danışmanlık işleminin Anadolu Holding’e bağlı Efes Grubu ile SubMiller Grubu’nun 1.9 milyar dolarlık ortaklığı olduğuna dikkat çekti:
- Efes, bu ortaklıkla birlikte Rusya bira pazarında ikinci sıraya yükseldi.
Argüden, bir de hatırlatma yaptı:
- Denizbank’ın mevcut patronu Dexia’nın Türkiye’ye gelişinde de danışmanı Rothschild’ti.
Argüden, işlem henüz tamamlanmadığı için rakam veremedi ama “Rusya’nın Türkiye’deki en büyük yatırımı olacak” sözü, Sberbank’ın Denizbank’a yüklü bir bedel öedeyeceğini ortaya koyuyor.